ADAKALE

ADAKALE

 

Adakale, Tuna Nehri üzerinde bir ada ve kenttir. Orşova (Orsova) kentinin yaklaşık dört kilometre doğusunda, nehrin Karpat Dağları’nın uzantısını yararak Eflak Ovası’na çıktığı ve dar Demirkapı Boğazı’na girmek üzere keskin bir dirsek yaptığı yerdedir. 0,2 km2. yüzölçümünde, 1,5 km. uzunluğunda olan bu tarihsel kentte  halkın çoğunluğunu Türkler oluşturuyordu. Ada, 1970’lerin başında Romanya ve Yugoslavya’nın işbirliğiyle, Demirkapı Boğazı’na kurulan barajın suları altında kaldı.

 

Tarihi

Onbeşinci yüzyıl başlarında Adakale’ye Türkler yerleşmeye başladı. Avusturya saldırılarına karşı üzerine bir kale yapıldı. Sırbistan’ın özerklik kazanmasından sonra (1830), Osmanlı Devleti’ne bağlı kaldı. Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması’yla (3 Mart 1878) boşaltılmasına karar verilmesine karşın, Avusturya-Macaristan, Romanya, Sırbistan sınırlarının kesiştiği noktada bulunmasından ötürü hangi devlette kalacağı belirlenemedi. Berlin Kongresi’nde (13 Haziran-13 Temmuz 1878) Adakale’nin durumu unutulunca, Osmanlı Devleti’nin egemenliği sürdü. I. Dünya Savaşı’ndan sonra 1920 tarihinde imzalanan Trianon Antlaşması ile Adakale’nin Avusturya-Macaristan’dan Romanya’ya geçtiği kabul edildi. Bu tarihten sonra Romanya’ya geçtiği kabul edildi. Bu tarihten sonra Romanya’ya bağlı sayıldıysa da Türkiye bu durumu ancak Lozan Antlaşması görüşmelerinde (24 Temmuz 1339/1923 öğleden sonra) onayladı. (1) Romanya sınırları içinde halkın bütününü Türklerin oluşturduğu tek yerleşim alanı Adakale’ydi.

1967’de 150 hanesi ve 750 nüfusu vardı. (2) Halk tütüncülük, kayıkçılık ve Tuna Nehri’nde ki turistik gezi gemilerinde kahvecilik yaparak geçiniyordu. Evler tuğla çatılı tek katlı kagir evlerdi; adada tek minareli bir de cami vardı. Türkçe konuşup yazan Adakale halkı, Türk geleneklerini 500 yıl boyunca korumuştur.

Tuna Nehri üzerinde ve Vidin’e çok yakın olan tarihi (Adakale) Kasabası, Vidinlilerin yazlık turistik yeri idi. Serbest bir idaresi olan Adakale’den karşısındaki Orşova Kasabası’na, Herkules Bad’a geçmek gayet kolay olduğundan, Vidin Türkleri de bu sayede başka bir Batı memleketini yakından tanımak imkanına sahipti. Belgrad, Peşte ve Temeşvar’ın zaptı için önemli bir üs olan bu ada, sırayla Avusturya, Türk, Sırp ve romenlerin elinde bulunmuştur. Avusturyalıların sıklaşan saldırılarını önlemek gayesiyle meskûn yerlerin etrafında sedler çekildiğinden adaya Adakale adı verilmiştir.

Bazı kaynaklara göre Adakale ismi, Ali Paşa’nın adayı Avusturya’lıların elinden geri almaya çalıştığı 1738 yılında ilk defa geçmektedir.

Adakale ile ilgili yüz kadar türkü Macar Türkoloğu Ignacz Kunos tarafından derlenmiştir (Adakale Török Nepdalık, Budapeşte 1906). Türkünün, yaşadığımız yüzyılın başlangıcında hala canlı gelenekte yaşaması, Avusturyalıların yenilgisini haber vermesi, Adakale adının ilk defa bu savaştan sonra (1738) kullanılması ve türküde geçen Mehmed Paşa’nın ve yine bu savaşta Adakale’yi ele geçiren İvaz Mehmet Paşa’yı hatırlatması açısından önemlidir.

 

Adakale Türküsü

Uyan padişahım uyan

Uyan da Mevlâya dayan

Yeniçeriler kulun yayan aman

Hey Ada Ada yoluna fedâ

          Ada’nın çevresi bağlar

          Alt yanında Tuna çağlar

          Bu yıl çok analar ağlar

Ada’nın çevresi yapı

Alt yanında Demir Kapı

Bir fitilde atar topu

      Üç günde yapıldı sallar

      Bu yıl gelir başa haller

      Nemçe kralı durmuş ağlar

Ada’nın çevresi taştır

Alt yanında otu yaştır

Mehmet Paşa bize baştır

       Hey Ada Ada can sana feda

       Bir akıncı türküsünden

 

“Kırata vurdum kınayı

Atladım geçtim Tuna’yı

Ağlattım garip anayı”

 

Adakale’de mazgal hendek ve burclara girilen mermer kapının üzerine hak edilmeş kitabede şu satırlar vardır:

“Hüsre-i Kişverküşâ Hakan-ı Mansur-ul-liva

“Rayet efrazı Vega Şahinşehi Kitistan

“Hazret-i Sultan Mehmed mücâhid kim odur,

“Eylib emr-i cihâda sarf-ı cehd-i bîgiran

“Feth ü teşhîr eyleyüb nice kılây-ı düşmanı

“Kuvvet-i islâmı izhar itdi il sânib kıran

“Terk edib evvelkinden alâ esâsından ani bezl-i kudret etdiler

“Öyle teşbih etdiler kim burcu barusu anin

“Oldu Hüsn ü hasin bi-bedel cennet nişan

“Kişver-i ikbalini ma’mûr edüb şahinşaha (şehn-şah)

“Zâtını âfatdan hıfzede hayy-ı müsteân

“Feth idüb bu kal’ayı aldı yedd-i Küffardan

“Kıldı ihyâ yümn ile bünyâd idüb Mahmud Hân

 

1158/1745 (3) Padişah I. Mahmud

 

Ada, boşaltılmış, içinde yaşayan 150 hane Türk öteye beriye dağılmıştır. Bu suretle Tuna’daki son hâtıramız da kaybolmuştur. (4)

 

1. Büyük Larousse, Milliyet, 1986, s. 80

2. Ana Britanica, Cilt 1, Ana Yayıncılık, 1992, İst. s.71

3 .Necmettin Deliorman, Bulgaristan Türkleri s. 11

4. Necmettin Deliorman, a.g.e.. İstanbul.

 

Türkü: Saray Bosna Kütüphanesi, Türkçe Yazmalardan Türküler, Dr. H. Hasan, Kültür ve Truzim Bakanlığı, 1992, s. 28/29

 

TARİH VE TOPLUM, ARALIK 1998, SAYI: 180

 

 

 

Kitap

Deliorman’ın Koca Çınarı: AHMET HEZARFEN, (YAŞAMI, ALIŞMALARI, ANILARI, YAZILARINDAN ÖRNEKLER),  AYHAN AYDIN, Niyaz Yayınları, 2008, İstanbul,

Kitapta, Sayfa: 371-373