ALMANYA'DA BİRLİK GÜNÜ (2010)

ALMANYA’DA BİRLİK GÜNÜ (2010)

 

AYHAN AYDIN

 

Avusturya’dan, İsviçre’den, Fransa’dan, Hollanda’dan, Belçika’dan, Almanya’nın bir çok kentinden, Türkiye’den gelen Alevi-Bektaşi İslam Yolu’nun yaşatıcıları, sevdalıları büyük bir hasretle birbirlerine sarıldılar.

6-7 Kasım (Cumartesi-Pazar) 2010’da, 56841 Traben Trarbach’ta Mittelmosel Jugendherberge (Mittelmosel Gençlik Kampı) Hirtenpfad 6 adresinde yapılan büyük buluşmayla, Avrupa’dan yeni bir umut filizlendi.

 

Cem AAF Genel Başkanlığı  ve  Bad Kreuznach Cem Alevi Camati organizasyonunda yapılan toplantıya Avrupa’nın dört bir yanından gelen canlar, Alevi – Bektaşi İslam Yolu’nu tüm erdemleriyle, değerleriyle yaşatanların seslerini yükselteceklerinin, inançsızlıkları eritip yok edeceklerinin mesajını verdiler.

Yapılmak istenen bir Danışma Kurulu’nun oluşturulması, Alevi-Bektaşi İslam inancına sahip insanların Avrupa’da karşılaştıkları sorunları masaya yatırmak, bunlara çözüm yolları bulmaktı. Büyük toplantı salonunu dolduran canlar aynı aşkta buluşmuşlardı.

Başta; Bektaş Ceren’in,  Gazeteci Fazilet Yoleri’nin, Hamza Kurnaz Dede’nin, Duran Selvi’nin büyük emekleri ve gayretleriyle bir araya gelen bu güzide topluluk aynı havayı soluyorlardı.

Avrupa’daki insanlarımızın karşılaştıkları sorunlar, özellikle inançlarını yaşatmaları konusunda yaşadıkları problemleri konuştukları ve hazırlanan çalışma programının sunulduğu toplantının geniş yankıları oldu.

Almanya Dedeler Kurul Başkanı Hamza Kurnaz Dede ise yine bir komisyon tarafından hazırlanan bir raporu okurken dedelerin halka daha iyi hizmet vermeleri ve onlardan beklenenleri çok güzel özetlemişti.

Almanya Alevi Örgütlenmesinde önemli bir isim olan Ahmet Aydemir’in uzun yılların verdiği tecrübeyle yaptığı konuşmada artık tecrübe edecek bir şeyin kalmadığını, bugüne kadar çok zaman kaybedildiğini artık bunda lüksümüz olmadığını belirttiği sözleri  büyük ilgi topladı.

Toplantının divanını yürüten Gazeteci Uğur Aydoğdu arkadaşımız ise uzun yıllar boyunca binbir zahmete katlanarak Almanya’da, Avrupa’da Alevi yayıncılığı konusunda birçok başarıya imza atmıştı. Kendisi bizzat Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun tarihini inceleyen bir kitabı da Ahmet Aydemir’le birlikte yayın aşamasına getirmişti. Böylesine değerli insanların bir araya gelmesi başlı başına bir başarıydı. Önemli olan çalışmaların kesintisiz devam etmesidir. Bugüne kadar böyle çok iyi niyetli toplantılar yapılmış, birlikler kurulmak istenmişti, umuyorum ki bu sefer ki Hakk’a ve halka hizmet aşkıyla başladığı için bir sonuca ulaşır.

 

Toplantı’da kimler yoktu ki;

Almanya’dan Doç. Dr. Özgür Savaşçı (Babaerenler (Sarı Saltuk Dergahı Postnişini)), Ali Rıza Agırgöl, Adem Gazeloğlu, Celal Aydemir, Yücel Öztürk, Kemal Ağırgöl, Meryem Bulut, Uğur Aydoğdu, Aşık Kemteri; Ahmet Aydemir...

Herne Alevi Derneği Başkanı Hüseyin Acar ve Yönetim Kurulu üyeleri,

Avrupa Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı; Dursun Arı,

Fransa’dan; Nazım Kılıç, Halil İbrahim Engin,

İsviçre’den; İsviçre Dedeler Birliği Başkanı Ali Dedeoğlu Dede, Özcan Ögüt / İsviçre Langenthal Derneği, Erdal Sayılır ve Yusuf Altun (aynı zamanda danışma kuruluna seçildi) Hüseyin Yadigaroğlu, Ersan Ersever, 

Avusturya’dan; Veli Sedef, İsmail Tanyeli, İmam Uzunkaya, Haydar Sarıkaya, Cemal Şaşkın,

Belçika Lıege Alevi Derneği Başkanı; Adıgüzel Turgut, Hamdullah Yagmur,

Hollanda’dan; Gürkan Aras,MAB-DER Maastricht Alevi Bektaşi Kültür Derneği Genel Başkanı:Metin Akbaba ve aileleri Kadınlar Kolu başkanı Nevin Hanım.

Toplantı’da aşk ve heyacan vardı, inanç vardı... Her söz alan can yılların biriken sorunlarından artık bunalmış bir halde bir yeni umudu filizlendirmenin uğraşısı içindeydiler. Her biri birer büyük değer olan katılımcılar ve özellikle bu etkinliğin düzenlenmesine emeği geçenler olmak üzere tarihi bir adım atmışlardı. Alevi-Bektaşi değerlerini Avrupa’da yaşatanlar, inancından ödün vermeyenler, gençlere büyük bir onurlu miras bırakmak isteyenler konuştular ama bununla kalınmadı; Sayın İsmail Saçlı’nın Cem Televizyonu için hazırlayıp sunduğu program için sazlar çalındı, eleştiriler ortaya döküldü. CEM Vakfı Başkan Yardımcı ve Avukat Namık Sofuoğlu yaptığı konuşmasında Alevi Vakıfları Federasyonu Onursal Başkanı ve CEM Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın selamıyla birlikte mesajını da toplantıya katılanlara aktardı. Yine toplantıda söz alan CEM Vakfı Basın Halkla İliştiler Birimi’nden Ayhan Aydın Avrupa’daki dedelere, yazarlara, genç bilim adamlarına fırsat verilmesi gerektiğini, cemevlerinin açılması ve artık Türkiye’den ithal uygulamalar dışında burada da kurumsallaşmanın yapılması ve özellikle gençlere kulak verilmesi gerektiğini vurgulayan bir konuşma yaptı.

Okurlar diyeceler ki Ayhan Aydın seni ormana bırakalım, ya da bir parkta yaşa be kardeşim, hep ağaçlardan bahsediyorsun! Sevgili okurlar gerçekten de toplantının yapıldığı yer hakikaten de bir turistlik mekan gibi. Şimdi birileri diyebilir ki sen her yeri turistlik mekan eyledin. Ben ne yapayım kardeşim? Adamlar bizim evlerde yetiştirdiğimiz nice çiceği sokaklar da yetiştirir ve “gül gibi” bakarsalar, ben de buraya turistlik derim, Almanya’ya gezilecek en güzel ülkelerden birisi, deyiveririm.

Evinde bizleri ağırlayan Duran Selvi çok candan, genç bir neferimiz. Burada hayatın içinde tam anlamıyla yetişmiş, pişmiş, Almanca’yı çok iyi öğrenmiş, kendi özel işinde de çok başarılı bu canımızın pırıl pırıl bir ailesi var. Gencecik fidanları yakışıklı oğulları hem derslerinde iyiler, hem çevreye uyumlular, hem de yolda yolaktalar... Özlediğim bir manzarayla karşı karşıya kalmanın mutluluğunu burada yaşıyorum. Duran Selvi pratik zekasını çalıştırabilen, Almanların da işlerinden dolayı çok takdir ettiği, buradaki Alevi örgütlülüğü için kendini adayan, kurumu koruma yapısında, içten ve çok sempatik bir arkadaşımız.

Bir gece de Uğur Aydoğdu’ya misafir oluyorum. Hayli dertleşiyoruz. Kendisini bu yola veren, uzun yıllardan beri derleyip toparlayarak gerçeklerin kaybolmaması için mücadele veren bu gazeteci dostumuzla tüm düşüncelerimiz uyuşuyor. Hizmet en büyük çalışmadır, diyoruz. Alevilik adına Avrupa’da bugüne kadar yapılan çalışmaları derleme konusunda çaba harcayan Aydoğdu aslında kurum ve kuruluşların ellerinden gelen her şeyi tam anlamıyla yapamadıklarını söylüyor. Gazetecilere, yazarlara yeterli değerin verilmediğinde hem fikir oluyoruz.

Bu tip toplantılar daha sık, bilinçli örgüt temsilcilerinin, akademisyenlerin, araştırmacı-yazarların katılımlarıyla yapılırsa gelecek vaad edebilir. Ama sırf toplantı yapmak yetmiyor, devamını getirmek gerekir, toplantıların içeriğini doldurmak gerekir. İnsanlar sazı eline alıp televizyona çıkma yarışına girerse, benzer görüşler konuşulursa bu toplantılardan ve birlikteliklerden fazla bir şey çıkmaz. Avrupa’da da Türkiye’de olduğu gibi bazı kurumların boş işler peşinde koştuğunu, birilerinin reklam ve imaj peşinde olduklarını görmek üzücü.

 

Buradaki örgütlenmeyle ilgili eski Başkan Bektaş Ceren ve diğer canlarımızdan aldığımız bilgiler şu şekildedir.

 

Almanya Alevi kurumlarıyla ve çalışmalarınızla ilgili neler söylersiniz? 2002 yılının Aralık ayının 26’sında bulunduğumuz Bad Kroznak bölgesinde bir cemevi kurulmasına başladık. Ve ön toplantılar yaptık. Ve orada kararı aldık. Ve çalışmalar başladık. Kapı kapı gezdik. Bize şu kelimeyi söylediler, git sen evinde rahat otur. Bunu da söyleyen bizim toplum. Kendilerine sorduk, siz Alevi olduğunuz halde neden bana bunları söylüyorsunuz?, dedim. Bize şu cevabı verdiler; biz bu çalışmaları önceden yaptık, biz başaramadık, siz de başaramazsın. Biz kapı kapı gezdik, toplumun içine girdik, millet bize şunu dedi, siz de diğerleri gibi ortaya çıkıp para mı topluyorsun, dediler. Kendilerine şu cevabı verdik; ben hiç bir feniğinizi istemiyorum. Cemevi kurana kadar, sadece manevi desteğinizi verin. Cemevi kuralım, içine tamamlayalım, dedik. Öyle de yaptık. Sonuçta kurduk. Beş altı sene uğraştık, kurduk. Bu sefer kapı kapı gezip üye yazmaya başladık. Bizim bulunduğumuz bölge dağınık bölge. Bazı soruyordum, düğünler de vs. Nerelerde Alevi olduğunu keşfetmeye çalışıyorduk. Bazı binalara, adreslere gittiğimde bu üyelerin zilene bastığımda dışarı kapıya inerlerdi, elimde dosyalar vardı, tüzük vardı, biz bir cemevi kurduk, bazı Sünniler’in neden bu cemevi’ni kurdunuz sorularını yanıtladık. Anladık ki bu inançta değiller. Sadece onlardan şunu duydum, “bizler Sünni’yiz cemevlerine yazılmayız”. Peki sizin binanızda Alevi var mı?, diye soruyordum. Onlar da isim veriyorlardı. Onlarla tanışıyorduk. Oradaki insanlara cemevinin ne olduğunu, inancımızı nasıl yaşatmamız gerektiğini, gençlere bunları anlatmamız gerektiğini, uzun uzun anlatıyorduk, bu sefer bizi destekleyenler çoğalıyordu. Toplumun bir kesimi ise bizi dışlıyordu, bizi dövmeye bile kalkanlar oldu. Bu bize karşı çıkanlar bir kısım örgüt mensuplarıydı. Böyle bir şey yapamazsın, bizi bölemezsin, diyorlardı. Çünkü bunlar Avrupa’da kendi kafalarında bir sistem hatta devlet kurmaya çalışıyorlardı. Bunların hiçbirine taviz vermedik. Ve örgütler tarafından arabamızın önünü kestiler, bizi tehdit ettiler. Buna rağmen 2006’ya kadar uğraşarak, kendi imkanlarımızla CEM Vakfı çizgisinde bir cemevi kurduk. İnanç bazında hizmetlerimizi vermeye devam ediyoruz. Bizlerin birçok toplantısına İzzettin Doğan Hoca katılmış, bize destek olmuştur.

 

Sizin kurduğunuz derneği tam adı nedir? Cem Alevi Cemaati’dir. Bu yasal bir dernektir. Cem Vakfı’nın çizgisinde faaliyet gösteren bir dernektir, yasal bir dernektir. Merkezi Bad Kroznak’tadır. Gençlerimiz ve toplum Cem Alevi Cemaati Derneği’nin sayesinde, yaşlısıyla yediden yetmişe kadar kendilerinin Alevi olduğunu hissettiler. Bunu benimsediler. Bizim dernek bu konuda büyük bir boşluğu doldurdu.

 

Cemeviniz var? Evet cemevimiz var. Bizler binanın mülkiyetini aldık. Üç katlı bir binadır, sizler de gördünüz. Bizler burada inancımızı yürütüyoruz. Her katı 120 metre karedir. İç düzenlemeleri yaptık. Cemimizi, lokmalarımızı rahatlıkla yapıyoruz. Saz kursu veriliyor, Semah kursu var, Seminerler var. Binanın arkasında bir arsamız var. 600 metre kare arsamız var. Tüm toplamı 1200 merte karedir. İlerde ayrıca bir cemevi yapmayı düşünüyoruz. Bizden sonrakiler bunu başabilirler.

 

Bir de federasyon var? Bizler bu federasyonu kurmadan önce Avrupa’daki toplum, biz dedeye şunu sunuyorduk; biz burada bir federasyon kuralım, diyorduk. Dede’nin bize verdiği cevap, Avrupa’da bir federasyon var, ikinci federasyonu kurmayın ikilik olmasın, birini yaşatalım, dedi. Yani başlarda bir federasyon kurmamızı istemedi. Bizim de kendisine bunu kurmak zorundayız, dememize rağmen bunu kabul etmiyordu. Sonra bakti ki Avrupa’daki bizim karşımızdaki gurupların, derneklerin Aleviliği kendi çıkarlarına alet ettikleri, Aleviliği çok yanlış tanıttıkları vs nedeniyle bize destek oldu.

Dede bize müsade etti ama geç müsade etti. Biz yolumuza devam ettik.

Federasyon 2000 yılında bir kurulmuştu. Ama asıl kuruluşu 2007’dir. Son iki yıldır çalışmaları hızlandırdık. Daha da çok şey yapmak istiyoruz.

2007 yılında CEM Vakfı’na bağlı Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı öncülüğünde Avrupa’ya dedeler getirttik. Dedelere bir sürü iftiralar atıldı, karşı taraflarca. İftiraların hiçbiri doğru değildir. Ama doğruları şöyle gördük; dedeler Muharrem boyu yediden yetmişe kadar her akşam cem sohbetleri ve inanç bazında millete bilgi aktarımı, muharremin sonunda birlik cemlerinin yapılması ve insanların kendi özünü, inancını ve Alevi olduklarını anladılar. Şimdiyse gençlerimiz hiç olmazsa bazı yerlerde cevaplarını veriyorlar. Dedeler Avrupa’ya gelmeden önce, bazı toplum kesimleri, gençler On İki İmamlar’ın ismini bile sayamıyorlardı. Cemlerimizi zor şartlarda salonlarda ve Alevisyle Sünnisiyle toplumumuza cemler yapılırdı. Yapıldıktan sonra Alevisi, Sünnisi artık Aleviliğin nasıl bir inanç olduğunu ve İslam’ın özünü belirttiği Aleviliğin nasıl güzel bir inanç olduğu artık Avrupa’da herkes tarafından takdir edilmektedir. 2008 yılında bir cemimizde ve iki bayanın küskün oldğunu, birbiriyle kırgın olduklarını biliyorduk. Dedeler ceme başlamadan önce “haklarınızı birbirlerinize helal ediyor musunuz?” diyorlardı. Kırgınlıklarınız varsa özünüzü dara çekin ve dedeler bu küskünleri kucaklaştırıp, barıştırıyorlar sonrasında ise ceme başlıyorlar. Bazı Sünni dostlarımız hatta camii hocaları da vardı, Almanlar da vardı misafir olarak, Sünni dostlarımız bize şu kelimeyi söylediler; Alevi İslam inancında hakikatler, gerçekler budur. Ve bizler gibi değiller. Bizler ibadet yaptığımız zaman kimin ne olduğu sorulmuyor, ama Aleviler de soruluyor, dediler. Biz anladık ki, Alevilerin Allah’ına, Peygamberine, Kuran’ına, toplumuna, devletine bağlı olduklarını biz yeni yeni anlamaya başladık, dediler. Hepiniz biliyorsunuz ki, 1400 yıldan bu yana Hz. Ali dahil, önderlerimiz dahil, daha bugüne kadar zulümle karşı karşıya, haksızlıkla karşı karşıya kalan bir toplum olarak halen bunlara devam ediyoruz. Bizim özümüze gelmemiz, belli bir yere gelmemiz, Aleviliğin yasa önünde tanınması için, ibadethanelerimizin tanınması için kendi çevrelerinden gençlerimuzi, toplulumuza bunu yaşatmak için çok çalışmalıyız. Bizler gerçek birer Alevi olmalıyız, Alevicilik oyunu oynamayalım, Aleviliği siyasete alet etmeyelim. Alevicilik oynayanlara itibar etmeyelim.

Alevi toplunu kendi inancını, bilgisini beraber mezara götürmemeli, toplumla paylaşmalı ve bunlar sözde kalmamalıdır. Oraya gittiğinde senin ne yeyip içtiğini sormazlar, inanç için, Tanrı için ne yaptın, bunu sorarlar.

 

Son olarak ne söylemek istiyorsunuz? Dedesi olmayan derneklere Muharrem ayında ve başka günlerde dini hizmetlerin yapılması için ve gençlerin bilgilendirilmesi için Aleviliği yaşatmamız için dedesi olmayan kurumlar, bağımsız dernekler ayrımcılık yapmamalarını istiyoruz. Şu kurum bu kurum dememelerini, şunun dedesi bunun dedesi dememelerini istiyorum; dedelerin hepsi dededir, aralarında bir fark yoktur. Bağımsız derneklerın bize müracat etmelerini bekliyoruz. Biz bu hizmeti gönüllü olarak Hakk Muhammed Ali aşkına yapıyoruz, bir menfaat gözetmeden yapıyoruz. Onlara her türlü yardımı yapacağımızı bildiriyorum, her türlü yardıma hazırız.

Nisan 2011

DOSTLAR BAĞINDA GÖNÜL SEYYAHI (Alevilik - Bektaşilik / Denemeler, Yurtdışı Gezi Notları), ÜRÜN YAYINLARI, 2013, ANKARA (ÖNSÖZ), SAYFA: 158-163

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile