MUSA MERDANOĞLU

 

Yazdığı birbirinden güzel şiirlerle olduğu kadar, aldığı ödüller ve dolayısıyla ozan kimliğiyle kendisinden söz ettiren günümüzün önde gelen Halk Ozanlarından Musa Merdanoğlu, içinden geldiği gibi, doğru bildiği ilkeler çerçevesinde sorularımızı yanıtlarken, kimi acı sözleri de söylemiş oluyor bizlere.

 

 

AYHAN AYDIN

 

Sizce “Halk Ozanlığı” neyi ifade ediyor? Bana göre halk ozanı önce Hakk’ın ozanı olmalıdır. Hakk’ın ozanı olmayan halkın ozanı olamaz. Hakk’tan ayrılan halkın hakkını müdafaa edemez, gerçekleri dile getiremez. Halk ozanının önce kendisi doğru olmalıdır doğru insan hiçbir yerden korkmaz, cesaretli olur. Çünkü doğru olduğuna inandığı için cesur olur. S Suçlu insan daima korkak olur, halk ozanı gerçek olmalıdır. Adaletsiz iş yapan babası da olsa onu eleştirmelidir, hamları has etmelidir. Halk ozanı gerçekleri söylemelidir, yağcılık yapmamalıdır, yalancı olmamalıdır ki insanların yanında değeri olsun.

 

Halk Ozanlığının tarihsel geçmişiyle ilgili bilgileriniz nelerdir? Halk Ozanlığı sizce ne zaman ve nasıl başlamıştır? Benim okuyup inandığıma göre ozanlık Adem’den başlamıştır. Hz. Adem de bir ozandır, Tanrı’nın aşkı onda var olmuştur. Devam ederek gelirsek çok peygamberler ozandır. Hz. Muhammed, Hz. Ali de ozandır. Ozan demek bir şeyi meydana getirendir. Şiir ile deyiş ile ağıt ile yapılan olayları ve ona benzer durumları meydana getirendir. Bir çok ozan da tabiat aşkı var, bazısında Hakk aşkı var, bazısında güzel aşkı var. Saymakla bitmeyecek kadar aşk vardır. En güzel aşk Hakk aşkıdır ki bu aşk gerçek ozanlarda bulunur, canını cananına feda eder.

 

Çocukluk döneminizdeki ailesel ve çevresel şartlarınız nasıldı? Köyde mi, kentte mi doğup-büyüdünüz? Çocukluk dönemim çok acılar ile geçti. 25 yaşıma kadar köyde kaldım. Dedem şehit düşünce ebem babamı bir kızla nişanlamış, babam daha 13 yaşındaymış. Köyümüzün Halil Ağası iki karısı olduğu halde babamın nişanlısını zorla kaçırmış, babam tekrar annemle evlenmiş bizleri meydana getirmişler.

 

Küçüklüğünüzde ve gençliğinizde cemlerde bulundunuz mu? Dedeler, zakirler, mürşitlerle bir arada yaşadınız mı? Sizce dedeler kimlerdir? 7 yaşımdan 25 yaşıma kadar cemlerde bulundum. Çok sayıda dedeler ile aşıklar ile muhabbette bulundum.

 

En çok hangi ozanların şiirlerinden etkilendiniz? Ali dostu Virani, Harabi, Hatayi, Pir Sultan, Noksani Baba, Agahi Baba ve Yunus Emre’den çok etkilendim.

 

En çok okuduğunuz ya da dinlediğiniz kitaplar hangileridir? Okuduğum kitapların sayısını ben bilemiyorum; her iki tarafın yazmış olduğu kitapları okuyorum; Alevilerin de Sünnilerin de piyasaya çıkarmış oldukları kitapları okuyorum. Zengin bir kitaplığım var bana bu kitaplık yetiyor fazlası da kafamı yoruyor. Mesele kitabı okumak değil, doğruları bulmaktır. Ne yazık ki Ehlibeytin hakları kayıp olmuş Alevi yazarlar da, Sünni yazarlar da çıkarı için yazıyor.

 

İlk şiir tecrübeleriniz nasıldı? Ne zaman şiir yazmaya başladınız? Şiir yazmaya 13-14 yaşlarımda başladım. Bizim köyde eskiden cemler olurdu, dedeler gelir her köyden misafirler gelirdi bizim çocukluğumda olabildiğine temiz itikatlar vardı. Bu itikatlar ile dolu dolu gönül taşıyordum.

 

Bade içme gibi bir durumunuz oldu mu? Sizce size bu ilham nasıl geldi? Bir gün dağda hayvanlarımızı otlamaya götürmüştüm, hayvanları bir suyun başında suladım, onlar bir tarafa ben de bir tarafa yatmıştım. Yarı ayık yarı uykulu olduğum halde yanıma aksakallı bir pir geldi; olabildiğine bana bağırdı, senin aşık olduğun kızı getirdim, dedi. Yanında dünya güzeli bir kız vardı. Pir elindeki tası uzattı; al bunu iç dedi, ben içmem, kimseye aşık değilim, dedim. O arada aramızda kavgaya tutuştuk ben birikmiş suyun içerisine düşmüşüm. Ayıldığımda yanımda kimse yoktu, dilim tutulmuştu. Köye koşarak geldim ama konuşamıyordum. Rahmetlik babam karşı köydeki Hamit Hoca’ya gitmiş hoca peri yeli dokunmuş demiş, bana kocaman bir muska taktılar. İşte o günden beri ben şiir söylemeye başladım.

 

Ozanlıkta bağlamanın yeri nedir? Sazsız ozanlık olabilir mi? Bağlama dışında bir çalgı kullanıyor musunuz? Gerçek halk ozanı saz çalmasa da olur, eline bir değnekte verilse o ozan hak aşkıyla onu da çalar. Ben bozuk düzen dedikleri bir saz çalıyorum o da bana yetiyor. Onu sesime uyduruyorum, bazen çok iyi çalarım bazen hiç çalamam ben böyle bir ozanım.

 

Şiir yazarken özendiğiniz, örnek aldığınız, ozanlar kimlerdi? Şiir yazarken kimseyi örnek almam gerçekleri örnek alırım, tabiatı, adaleti, güzelliği yaşamın doğrusunu sevgiyi saygıyı hoş görüyü, Ehlibeytin çektiği çileleri onların acılarını örnekler alarak deyişler, duazlar, şiirler, güzellemeler, taşlamalar, hicivler yazmaya çalışıyorum. Allah bana veriyor ben de halka vermeye çalışıyorum.

 

Dünyaya bakışınız, insan, tabiat hakkındaki fikirleriniz nelerdir? Yaratan insanları her yaratıktan üstün yaratmıştır. İnsanlar bu varlığını kötüye kullanırlarsa işte o zamanlar hayvandan farkları kalmaz. İnsanda önce haya olmalıdır, hayası olmayan insanın Allah’ı, peygamberi, dini imanı olmaz namusu da hiç olmaz. İnsanlar kendisine zor geleni başkalarına yapmamalıdırlar. Allah’ın varlığını anlamalı, tabiattan ilham almalılar, bu güzel tabiatın insanlar için yaratıldığını bilmeleri gerekmektedir.

 

Şimdiye kadar katıldığınız yarışmalar hangileridir? Sayısız yarışmalara katıldım her yarışmalarda da bir derece almışımdır, bu da yaratanın lütfüdür.

 

Aldığınız herhangi bir ödül var mı? Kazakistan cumhurbaşkanından Kazakistan’da oranın ozanlarıyla yarışmamda birincilik ödülü verildi. Türkiye’mizde Cumhurbaşkanı Sayın Demirel tarafından birincilik ödülü verildi. Konya’da sayısız birincilik ödülleri aldım. Aşık Veysel ödülleri aldım, sayamayacağım kadar ödüller aldım.

 

Yayımlanmış kitabınız var mı? Kasetiniz var mı? Yayınlanmış bir kitabım var, adı; Ozanın Feryadıdır, üç baskı yapılmıştır. Avrupa’ya kadar götürdüm, 6 devlet gezdim, tanıttım.

 

Türk Tarihi hakkında bilgi sahibi misiniz? Türk Tarihini yeteri kadar bilmekteyim. Türk tarihinin en kötüsü Osmanlı’nın son dönemi, zalim Yavuz’un dönemi, çıkarı için kendi kardeşini öldürmüştür, binlerce Alevi’yi katletmiştir.

 

İslam Tarihi hakkında neler biliyorsunuz? Emeviler İslam’ın anasını ağlatmışlar, gerçek İslam’ı yok etmişler, Hz. Muhammed’in Hz. Ali’nin getirmiş olduğu gerçek İslam düzenini Emeviler ortadan kaldırmışlar, kendi düzenlerini yürütmüşlerdir. Onlardan sonra da Abbasiler aynısını yapmışlar olmayan mezhebi çıkarmışlar yalancı hadisler ile milleti kandırmışlardır. Halen bu yalancı hadisler ile halkı kandırıyorlar, Emevilerin düzeni devam etmektedir.

 

Anadolu Aleviliği hakkındaki fikirleriniz, bilgileriniz nelerdir? Aleviler gerçek İslam’a uydukları için horlanmışlar, katledilmişler, asılmışlar, kesilmişler, yüzülmüşler ama yine de doğrudan yana olmuşlardır. Tabi ki şimdiki Aleviler değil. Şimdi Aleviyim, diyenler birbirlerini kandırarak geçinmeye çalışıyorlar. Parmak sayısını meclise sokmuyorlar, gerçek müminlerin parmak sayısı meclise girse orada hak, adalet olur.

 

Sizce Hz. Ali nasıl bir insandı, en önemli özellikleri nelerdir? Bana göre Hz. Ali’nin sırrına kimsenin aklı mantığı yetmiyor, onun sayısız hikmetleri var. Ali’yi iyi tanıyan Hakk’ı tanımış olur, onu yalvaran mahrum kalmaz. Çünkü o zalime boyun eğmemiştir; haktan, adaletten yana olmuştur. Bu yolda da canı vermiştir halen yaşamaktadır, Ali sevgisi olmayan bir insan insan sayılmaz. Alisiz Alevilik olmaz. Alisiz Alevi arayanların mayasında bozukluk vardır.

 

Kerbelâ ve Hz. Hüseyin için neler söyleyeceksiniz? Niçin tüm Alevi - Bektaşi ozanları Kerbelâ için matem şiirleri yazmışlardır? Kerbelâ Olayı size ne ifade ediyor? İmam Hüseyin Yezid’e teslim olmuş olsaydı başına bu işler gelmeyecekti. İmam Hüseyin kainatın bir ışığıdır, o ışık İslam’ın ışığıdır. İmam Hüseyin dünya malı için Yezid’in emrine girmiş olsa bu İslam ışığı sönmüş olacaktı. Ehlibeyt’in sevgisi olmayacaktı. Aşıklar ozanlar da böyle bir olaydan etkilenmezlerdi. İmam Hüseyin’in başından geçenleri şiirleri ile dile getiremezlerdi. Alevi ozanları ve diğer İslam’ın gerçek ozanları Hüseyin’in acısını duydukları için onun acısıyla mersiyeler deyişler söylemektedirler. Hz. Hüseyin canını canana kurban etmiştir doğruluktan ayrılmamış haksıza teslim olmamıştır.

 

Alevi - Sünni farklılaşması ve Alevilerle Sünniler arasındaki kaynaşma hakkında neler düşünüyorsunuz? Alevi Sünni diye artık o kadar bir konu kalmamıştır. Bana göre başta vatandır. Bu vatan olmamış olsaydı her birimiz gör ki ne millet olacaktık işte onun için yarayı deşmeye kimsenin hakkı yoktur, başkalarının yapmış olduğu hataları bir başkalarına yüklemek haksızlık olur derim. Aslında Sünnilerde de Alevilerde de kabahat yoktur, kabahatin başı çıkarcılardır siyasetçiler,  çok az da olsa bazı çıkarcı dedeler ve hocalardır. Millete gerçekleri kim anlatmıyorsa asıl suçlu o insanlardır.

Alevi Sünni kaynaşması güzel nasihatler ile olur, insanı insan görerek olur. Sünni vatandaşları şeyhülislamlar Emevilerin düzeni zehirlemiş onların sözlerini sahi sanmışlar inanmışlar. Aleviler de onların inandıklarına yanlış demişler, ortayı da bulan olmamış. Şimdi herkes gerçekleri az da olsa görüyor birbirlerine kız alıp vermektedirler.

 

Tasavvuf hakkında neler söyleyeceksiniz? Tasavvuf ilmi hamların işi değil büyük sofilerin işidir hakkına iyi dost olmaktır, Hakk ile bütünleşmektir Tanrı’yı insanda görmektir.

 

Yunus Emre, Seyyid Nesimi, Hatayi, Pir Sultan Abdal gibi ozanların şiirlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bizden önceki ozanlar olan Yunus, Seyit Nesimi, Hatayi, Pir Sultan gibi ozanların çokları önce bir aşkla meydana çıkmışlar sonunda Hakk’ın aşkıyla kendilerini pişirmişler, insanlığı örnek olan şiirler söylemişler. Hakk’ı tarif etmişler, aşkı tarif etmişler.

 

Sizce bu isimler neden ölümsüzler arasına katılmışlardır? Bu isimler insanlığı doğruları anlattıkları için kötülüklerden bir şey çıkmayacağını söyledikleri için haksızlığa karşı geldikleri için, onların inancında yalan dolan olmadığı için, örnek insanlar oldukları için, halk tarafından ölümsüz hale gelmişler, yaşamaktadırlar.

 

Atatürk ismi size neyi ifade ediyor? Atatürk’ün Türk insanına getirdikleri nelerdir? Atatürk ismi bana büyük gurur vermektedir. Türk milleti atasız kalmıştı, Atatürk’ü başlarına ata seçtiler. Türk milletinin vatanına yabancılar dolmuştu, sayısız işkenceler oluyordu, bazı yerlerde ar namus ortadan kalmıştı ailelere tecavüz ediliyordu bu durumu gören Atatürk bu işler bu millete layık değildir, diyerek bir kırık vapurla Samsun’a çıktı, Anadolu’yu gezerek milletimizi düşmanların elinden kurtardı. Hürriyeti bol olan cumhuriyeti kurdu özgürlüğü getirdi, kadınlara seçme ve seçilme haklarını getirdi, dini siyasetten ayrı tuttu ama siyasetçiler buna uymadılar. Atatürk’ün bu millete yapmış olduğu iyiliği kimse yapmamıştır bu milletin yobazları Atatürk’ü daha iyi anlamamışlardır dışardan ve milletimizi çekemeyenler var Atatürk’ü iyi anlamak iyi okumak daha iyi anlamak olacaktır.

 

Türkiye’nin geri kalmışlığını nelere bağlıyorsunuz? Türkiye’nin geri kalmışlığının nedeni; eğitimin sisteminin bozukluğu ve Arap zihniyetinin devam etmesidir, cehaletin devam etmesidir, bunun vebali de çoğunlukla siyasetçilerin yüzündendir. Amerika’ya teslim olunmasındandır.

 

Sizce Halk Ozanları toplumsal olarak ne gibi işlevleri yerine getirmişlerdir? Bence halk ozanların toplumsal olarak hiçbir işi yerine getirmediler.

 

Çağdaş dünya ve Türk yazarları hakkında neler biliyorsunuz? Çağdaş yazarlar az kalmıştır, kendilerinden korkmuşlardır, baskıdan yılmışlardır. Günümüzde yazarların sanatçıların hiçbirisini tanımıyorum.

 

Halk Ozanlığı geleneğinin günümüzde devam ettiğine inanıyor musunuz? Ozanlık geleneğinin devam ettiğine inanmıyorum. Ozan dostum da yoktur.

 

Sinemaya, tiyatroya gidiyor musunuz? Sinemaya gitmem, çok etkinliklere katıldım, sayısını bilemiyorum.

 

Halk ozanlarının genel sorunları sizce nelerdir? Çözümlenebilmesi için neler yapılmalıdır? Ozanların sorunları çözülemez; onların derdinden anlayan idare henüz ortada yoktur. Bu işlyer Kültür Bakanlığı’nın işidir. Ozanların çokları yağcıdır, çıkarları için her boyaya girmektedirler, günümüzde gerçek ozan yoktur.

 

Elinizde bulunan ozanlarla, ozanlıkla ilgili kaynaklar hangileridir? Elimde yüzlerce ozanım, diyenlerin kitapları vardır.

 

Hangi ozanların, hangi eserlerini biliyorsunuz? Agahi Babadan, Pir Sultan’dan, Hatayi’den biliyorum.

 

Dedeler, babalarla ozanlar arasındaki ilişkilerin daha yoğun olabilmesi için neler yapılabilir? Ozanlar ile dedeler, babalar bir araya gelip gerçekleri ortaya koyup noksanlarını tamamlaması gerekir. Herkes dedeyim, babayım derse olmaz. Bunu yapmak için de başlarındaki insan dürüst olması daha da doğru olur, eğriler doğrular ortaya çıkar kaynaşma o zaman olur.

 

Nüfusa kayıtlı olduğu il: Sivas.

 

İlçe: Şarkışla.

 

Köy: Kaymak.

 

Köyde yaşayanların sayısı: 15 hane.

 

Şehre göç edenlerin sayısı: 40 hane.

 

Köyünüzü çevreleyen Alevi / Bektaşi köyleri var mıdır? 35 Alevi köyü var.

 

Varsa Piriniz hangi ocaktan gelir? Hacı Bektaş.

 

Mürşidiniz hangi ocaktan gelir? Hacı Bektaş.

 

Köyünüzdeki ziyaret yerleri ve yatırların adresleri? Bizim köyde Mazlum Abdal Ocağı, Hardal’da Budala Ocağı var, Saraç Köyü’nde bir ocak var ama adını bilemiyorum. Ortaköy’de Dedegillerin Ocağı Sarıtekke Köyü’nde Muhtar Abdal Ocağı, Yahyalı’da Seyit Battal Ocağı, Müyük Köyü’nde Ahu oğlu Ocağı, Sevrialan da bir ocak var adını bilemedim, Kacak Köyü’nde Pir Sultan Ocağı denmektedir.

 

Çevre köylerdeki ziyaret yerleri ve yatırların adresleri? Süç Ocağı Çiçekli Yurt köyü, Parpı Ocağı İlyashacı Köyü, Felç Ocağı Alaman köyü, Dermağı Ocağı bizim köyde Sivrialan’da başka bir ocak var ama nedir, bilemiyorum.

 

Yörenizde bir kültür veya dini inançsal Anma etkinliği yapılıyor mu? Yapılıyorsa, tarihi nedir? 70 köyün Kızılırmak adında bir derneği var. Her yıl bir köyde çok güzel etkinlikler olur 10 bine yakın insan gelir Alevisi ile Sünnisi ile bu etkinliklerde buluşurlar ayrım olmaz. Dernek Alevi köylerine aittir.

 

Eğitim durumunuz nedir? Tahsilim Ortaokul. İlk ve ortaokulu dışardan bitirdim. Köyümüzde okul yoktu, bizlere eski Türkçe okutuyorlardı. TBMM’ne girince gece lisesine devam ediyordum. Meclis gece çalışıyordu. Beni gece lisesine salmadılar; benden korktular. Neden korktular? Okur da başımıza amir olur, diye. Amir olursam her hizmeti doğru yapacağımı, eğriyi sevmediğimi bildikleri okumamı istemediler. Şimdi o eski insanlar da birer birer öldüler… Bizler de onların peşinden gideceğiz, dünya kimseye kalmaz. Ama zalimin zulmünden cihan yıkılıyor.

 

Kaç yaşındasınız? 73 yaşındayım ama 1939 doğumlu olarak yazılmışım.

 

Görüşme tarihi: 12.5.2007

 

 

Musa Merdanoğlu’dan Şiirler:

 

GENÇLERE ÇAĞRI

 

Var mı bizim gibi özgür bir millet,

Sahip ol böyle bir vatana yavrum.

Gençliğe emanet bu Cumhuriyet,

Ne mutlu bu sözü tutana yavrum.

 

İyi koru, iyi çalış, iyi bak,

Asil kanın sende mevcuttur mutlak,

Sanma ki bomboştur bastığın toprak,

Dikkat et hür şehit yatana yavrum.

 

İstiklal yolunda çok savaş oldu,

Ekmek bulunmadı, otlar aş oldu,

Silahımız kazma, kürek, taş oldu,

Öyle ders verdik ki çatan yavrum.

 

Bir velvele kopmuş  idi cihanda,

Türk kabul eder mi himaye, manda?

Esareti yok eyledik vatanda,

Dünya hayran kaldı Atana yavrum.

 

Yazmakla biter mi anımız bizim?

Tarihlere sığmaz şanımız bizim,

Çok hudutlar çizdi kanımız bizim,

Bunu inkar eden utana yavrum.

 

Yeni meclis, yeni düzen kuruldu,

Eşit haklar ayrı ayrı verildi,

Çoklarından hesap kitap soruldu,

Vur dedik vatana satana yavrum.

 

Merdanoğlu, Atatürk’tür ulumuz,

Ondan aldık ilim, irfan yolumuz,

Bak cennet misali Anadolu’muz,

Lanet olsun hile katana yavrum.

 

 

Aydınlık içinde ince yolumsun,

Tapu ettim özümdeki malımsın,

Muhabbete kadehimsin dolumsun,

Güzel Cumhuriyet, güzel Atatürk.

 

Gezip dolaştığım yollar sizindir,

El atıp tuttuğum dallar sizindir,

Bu vatan sizindir mallar sizindir,

Güzel Cumhuriyet, güzel Atatürk.

 

Özgürlükçü hürriyetim aşığım,

Kananlıkta sizler benim ışığım,

Anadolu’m temelinde beşiğim,

Güzel Cumhuriyet, güzel Atatürk.

 

Merdanoğlu çok severim vatanı,

Şehit düşüp bu toprakta yatanı,

Ey Türk genci sen unutma Ata’nı,

Güzel Cumhuriyet, güzel Atatürk.

 

ANAMA

 

Küçük yaşta zahmet ile büyüttün,

Nasıl ödemeli hakkını anam.

Yavrum diye ninni çaldın uyuttun,

Nasıl ödemeli hakkını anam.

 

Irgat tarlasında tırmık çekerdin,

Babam asker iken buğday ekerdin,

Saman tükenince keven sökerdin,

Nasıl ödemeli hakkını anam.

 

Dağdaki çalıdan şekerler yaptın,

Yavrum büyü diye dilekler yaptın,

Beşik satın aldın, belekler yaptın,

Nasıl ödemeli hakkını anam.

 

Sen aç kaldın beni her gün doyurdun,

Başkasıyla kavga etsem kayırdın,

Yorgun yorgun baş ucumda uyurdun,

Nasıl ödemeli hakkını anam.

 

Tandırda tezekle saman yakardın,

Sırtımıza göz boncuğu takardın,

Kafamızı kil toprakla yıkardın,

Nasıl ödemeli hakkını anam.

 

Yalınayak perperişan gezerdin,

Yoksulluğun cilvesine kızardın,

Sen de benim gibi şiir yazardın,

Nasıl ödemeli hakkını anam.

 

Gelinlerin hiç yanında durmadı,

El kızıyla hatırını sormadı,

Merdanoğlu muradına ermedi,

Nasıl ödemeli hakkını anam.

 

ŞARKIŞLA

 

Hayalin gönlümden gözümden gitmez

Hasretin burnuma tüter Şarkışla’m

Gurbet elin gahrı tükenmez bitmez

Ayrılık her dertten beter Şarkışla’m

 

Kalkıyor mu dağlarının karları

Açıldı mı köylerinin yolları

Çok özledim bahçeleri gülleri

Çiğdemin çiçeğin biter Şarkışla’m

 

İçseydim Damlaca’nın suyundan

Kısmetimi alsaydım payından

Ayrı düştüm ahbaplardan köyümden

Böyleymiş kısmet kader Şarkışla’m

 

Yıllar geçti sana doğru varamam

Ahbapların hatırını soramam

Cennet olsa gurbet ilde duramam

Artık bu hasretlik yeter Şarkışla’m

 

Çıkaydım Poyrazlı’nın başına

Yüzüm sürsem Kara baba taşına

Seyir etsem Kızılırmak coşuna

Çağlar hazin hazin akar Şarkışla’m

 

Teker teker eşi dostu görseydim

Büyük küçük hatırını sorsaydım

Veysel ustam mezarına varsaydım

Sivrialan Köyü’nde yatar Şarkışla’m

 

Aşık Musa’m gülmez oldu yüzlerim

Gece gündüz Şarkışla’m özlerim

Bazı dostlarımdan haber gözlerim

Belki biri mektup atar Şarkışla’m

 

UÇAR BİR GÜN

 

Yavru kuşlar yuvasından

Zaman gelir uçar bir gün

Şu çileli acı günler

Üzülme dost geçer bir gün

 

Aşıkların artar zarı

Gece gündüz var efkarı

Kilitlenmiş kapıları

Mevla’m kerim açar bir gün

 

Gönül aşka dalmayınca

Derde derman bulmayınca

Sadık dostun olmayınca

Dara düşsen kaçar bir gün

 

Dost dostuna ceza etmez

Sevgisi gönülden gitmez

Şu dünyanın kahrı bitmez

Merdanoğlu göçer bir gün

 

YALAN DÜNYA

 

Yıllarca dolaştım senin üstünde,

Uzayıp gidiyor, yol yalan dünya,

Benim gibi çoklarını kandırdın,

Kimseye kalmıyor mal, yalan dünya.

 

Kimisini yükseklere kondurdun,

Kimisine tekme vurdun indirdin,

Kimisini düşmana yendirdin,

Sana çok aldandı kul yalan dünya.

 

Kimini savurdun harman eyledin,

Kiminin derdine derman eyledin,

Kiminin katline ferman eyledin,

Yaptığın işlere gül yalan dünya.

 

Kimini ağlattın, kimin güldürdün,

Kimini yıktın, kimin kaldırdın,

Kimini yaşattın, kimin öldürdün,

Sendeki cilveler bol yalan dünya.

 

Kimi vezir oldu kimisi paşa,

Kimi muhtaç oldu ekmeğe, aşa;

Şu Merdanoğlu’nu sen çaldın taşa,

Sen de benim gibi ol, yalan dünya.

 

Ozanın Feryadı, Uyan Artık Vatandaşım, Halk Ozanı Musa Merdanoğlu, Genişletilmiş 3. Baskı, Hürbilek Ofset, 2005, Ankara

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile