Ali KARAGÖZ’LE SÖYLEŞİ

Ali KARAGÖZ’LE SÖYLEŞİ

AYHAN AYDIN

AYHAN BEY'İN SORULARINA YANITLARIM

Değerli gazeteci ve yazar dostum Ayhan Bey,

Hazırlamakta olduğunuz ozanlarla ilgili olan kitabınızda, bana da yer ayırma inceliğini göstererek, beni onurlandırdığınız için size çok teşekkür ederim.

 

19 Eylül 2014

Ali  Karagöz

Geçmişe Yolculuk Ve Firüzköy’ün Kültür Yapısı…

Şu anda ikamet etmekte olduğum, Gürpınar Köyü'nde oturan insanların yerli sakinleri 1924 Yılı'nda, Batı Trakya'da bulunan Selânik İli'ne bağlı ilçe ve köylerinden 250 hane olarak, Türkiye'ye gelen; Mübadele Muhacirleridir.
1990 yılları ivme kazanan göçler nedeniyle, Trakya ve Anadolu'nun çeşitli yörelerinden gelip yerleşenlerle birlikte, Gürpınar'da mozaik çeşitlenmiştir!

Yerli halkın salt çoğunluğu Sünni’dir. Çok az sayıda Bektaşi bulunmaktadır. 
Anadolu'dan gelerek, Gürpınar'a yerleşenler arasında, Aleviler de bulunmaktadır.
Gürpınar'ın komşu köyü olan Kavaklı'nın yerlisi de, 1924 Yılı yine Selânik yöresinden gelen Mübadele muhaciri olup; Sünni inancını yaşamaktadırlar.
Gürpınar'la, Kavaklı Köyü arasında bir Cemevi bulunmaktadır.

Benim doğmuş olduğum FİRUZKÖY'ün de yerli halkı 1928 yılı, Güney Bulgaristan'da bulunan, Ortaköy İlçesi'nin, 60 hanelik Bektaşi köyü olan, Balcıbük'ten, Firuzköy Çiftliği'ne gelerek, burada Firuzküy'ü kurdular. 
Balcıbük Köyü, 24 parça köyden oluşan Kızıldeli Sultan Vakfı'nın dışında kalmasına karşın, Balcıbüklüler, Kızıl Deli Tekkesi'ne giderek ibadetlerini yerine getirdiler.
Kızıldeli Vakfı'nın Köyleri'nden göç ederek, Silivri İlçesi'nin Ortaköy'üne yerleşmiş olan Bektaşilerden, 30 hane (Aile), Firuzköy'den arazi satın alarak, Firuzköy'e yerleşince; Firuzköy 90 haneye ulaştı.

Firuzköylüler, uzun yıllar, uygun olan evlerde Cemlerini sürdürdüler. Firuzköy'e komşu olan köylerin tümü Sünni inancını taşımaktadır. Firuzköylüler, Hacıbektaş'a da giderlerdi. Küçükçekmece Gölü'nün kenarında olan Göl Baba'ya da giderek ibadetlerini sürdürürlerdi.

Ben yola giremedim. Firuzköylülerin, Firuzköy Kent Binası'nda Cemevi olup, Pirleri, rehberleri ve Mürşitleri, Kızıldeli Ocağı'na bağlıdır.

Firuzköy ve çevre köylerinde, türbe ve dergâh bulunmamaktadır.

1980 Yılı'na kadar her yıl, Ağustos ayının ilk haftası, Firuzköy'de, Kızıldeli Sutan'ın anılması bağlamında, Yaylâ Bayramı Şenliği düzenlenirdi. Diğer gelenekler gibi bu gelenek de sekteye uğradığından artık yapılmıyor...

Firuzköy Tokat Mahallesi'nde bir Cemevi olup, burada Aleviler,ibadetlerini yerine getirmektedir. Firuzköyde de, Anadolu ve Trakya'dan gelenlerle birlikte nüfus çoğalarak mozaik çeşitlendi...

 

Yaşamım

1965 Yılı İstihkâm Astsubay Okulu'ndan mezun olan, Emekli bir Astsubayım. 4 şiir kitabım ve iki tane de anı romanım yayınlandı. Şiirlerim yaklaşık 20 tane Edebiyat ve Sanat dergisinde yayınlandı. Türkiye Yazarlar Sendikası, Cemal Süreya ve Edebiyatçılar Derneği üyesiyim.

 

 

Halk Ozanlığı Nereye Dayanıyor?

Halk ozanlığının, Dede Korkut dönemine kadar dayandığını sanıyorum. Ama Anadolu'da, Ulu Ozanlarımızdan Yunus Emre, Kaygusuz Abdal ve Pir Sultan Abdal'la ünlendiğine inanıyorum. 

Halk Ozanı kimdir?

Halk Ozanı, sazıyla ve sözüyle deyişlerine derinlik vererek, halkın tasa ve sıkıntılarını dile getirir. Ayrıca halkın dili ve eylemlerde de yol göstericisidir.

 

Çocukluk dönemim…

Çocukluk dönemim yokluk ve sıkıntılarla geçti. Yaz aylarında yalınayak hayvan güttüğüm günler de oldu.

Alevilik Bektaşilik…

Ben, yola girerek müsaip olmuş olan, bir Bektaşi dervişinin oğluyum.

Öğrendiğim kadarıyla, Alevi ve Bektaşilik arasında bazı yöresel farklılıklardan başka bir farklarının olmadığıdır. Zaten önemli olan da özdür. Bana göre, Aleviliğin ve Bektaşiliğin, inanç bağlamındaki özü aynıdır.

Bundan on yıl önce, eşimle birlikte, Firuzköy Cemevi'ne giderek, belli bir süre ibadete katıldım. Çocukluk dönemimde, dedemin Zakir olduğunu, anamın da, çok güzel nefes söylediğini anımsıyorum.

Bildiğim kadarıyla Dede: Cemevi'nde ibadeti yöneten, Alevi, Bektaşi köyü, ilçe ve illerde yaşayan Alevi ve Bektaşi toplumunun inanç önderidir.

 

En çok kimlerden etkilendim?

En çok Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Yunus Emre ,Nesimi, Mahzuni Şerif, Davut Sulari'nin şiirlerinden etkilendiğimi söyleyebilirim.
Daha çok şiir kitapları, edebiyat dergileri olmak üzere, tarih, kahramanlık ve köy yaşamını anlatan romanlar okudum.

 

İlk şiir denemeleri ne zaman başladı?

İlk şiir denemelerim, görevde bulunduğum yılların sonunda oldu. Emekliliğimin ikinci yılında, 1987 Yılı BENİM DÜNYAM adında bir şiir kitabım yayınlandı. Estetik donanım edinmek amacıyla usta şairlerle tanıştım. Onların önerileri doğrultusunda, estetik kitabı ve edebiyat dergilerini okuyarak, kendimi estetik bilgisiyle donattım.
2000 Yılı'nda Firuzköylü atalarımı anlatan: BALIBÜK'DEN FİRUZKÖY'E, 2007 Yılı BALKANLARIN KURDU Molla Osman adında anı romanımla, 2002 Yılı LEYLAK KOKUSUNDA, 20O6 Yılı SENSİZ OLMUYOR, 2011 Yılı TUZLU MAVİ adında şiir kitaplarım yayınlandı.

Arkadaşlık ortamında, aşırı olmama koşuluyla içki içtiğim günler oldu.
Ben ilham olgusuna (yoğunlaşma) diyorum. Şair Özdemir İnce, "Şiir Ve Gerçekçilik" adındaki kitabında şöyle söylüyor: "Şairleri şiir yazmaya, diğer şairlerin şiirleri çağırır." Bu çok doğru bir olgudur. Bazen gördüğüm rüyaların etkisinde kalarak uyandığımda, gece yarısı şiir yazdığım olmuştur. Şiir okuduğumda veya yolda yürürken yoğunlaştığımda, durup şiir yazıyorum.

 

Ozanlıkta bağlamanın yeri ve önemi?

Ozanlıkta bağlamanın yeri önemli olsa gerek. Sazsız ozanın olabileceğine inananlardanım. Bağlamaya sevdalıyım! Ama ben hiçbir enstrümanı çalamıyorum. 
Yine Şair Özdemir İnce, şöyle söylüyor: "Her şair kendi alcı ve vericisini kurması gerekir." Yani bu sözlerden anladığım şu: Şiir, hiçbir şairin şiirine özenilmeden yazılmalıdır. Aksi takdirde, yazılan şiirle, özenilen şiir arasında benzeşmeler olur ki! Bu da şairin kendini bulamadığının kanıtı sayılır.

 

Dünyaya bakışım…

Dünyaya bakış açım: Dürüstlük, hakça paylaşım, insanlar arasında saygı ve sevgi olmasını, doğanın temiz tutularak, kirlenmesine meydan verilmemesine. Zorunlu olmadıkça ağaç kesilmesinin bir cinayet olduğunun bilincine varılmasını, Hırsızlığın ve rüşvetin önüne geçilerek, tüm insanların, ötekileştirilmeden; özgür, mutlu ve refah içinde yaşamasını istiyorum.
Sanat ortamında bulunan bazı arkadaşlar gibi ben de yarışmalara katılmıyorum. 

Türk ve İslam Tarihi hakkında bilgilerim…

Türk Tarihi ve İslâm Tarihi hakkında az da olsa bilgim olduğunu söyleyebilirim.
Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek Hoca, bir televizyon programında, Anadolu Aleviliği hakkında şöyle söylemişti: "Hoca Ahmet Yesevi, Şamanizm kültürü ile, İslâm'ın özünü (Muhammed-i içtihad) yani Oniki İmamların İçtihadı'nı harmanlayarak; Yesevilik adı altında, bir inanç olgusu meydana getirdi. Buhara, Horasan gibi, Türkistan'ın birçok ilinde, Yesevilik Okulu açtı. İşte Hacı Bektaşi Veli' de, Horasan'da ki okulda, hocası Lokman-ı Perende'den bu inanç ilmini öğrendikten sonra Anadolu'ya geldi. Yesvilik İnancı'nı, burada, Bektaşilik adı altında sürdürerek, Anadolu'yu aydınlattı."
Bana göre: Bektaşi İnancı'nı sürdüren Türklerden, Anadolu'da kalanlar Alevi, göçler nedeniyle Rumeli ve Balkanlara yerleşenler de, Bektaşi adıyla anılmaktadır.

 

Hz. Ali Hakkındaki görüşüm:

Hz. Ali'ye "canlar feda"! Velilerin Şahı o mübarek Veli'nin adını taşıdığım için onur duyuyorum. Hz. Ali Hüccettir. Konuşan Kuran, Gerçek Halife, Kâbe'de dünyaya gelen tek bir mübarek insandır. O Şah-ı Merdan, Peygamberimizin bile sırrına eremediği Arş'ta ki Şir-i beyandır o! (Şir-i Yezdan (Allah’ın arslanı))

O Gerçek İslâm'ın bekası için Kerbelâ'da kurban olan, Şehitler Serdarı, Cennet'in Efendisi o mübarek İmam Hüseyin'in ve Toprağın Babası, Cennet Kadını Fatma Anamızın biricik tek eşidir o.

Hz. Hüseyin

"Hüseyin için bir damla gözyaşı döken Cennet'in kapısını aralar." Diyor Peygamberimiz.

Hz. Hüseyin, yönetimin zalimin eline geçmemesi için, Yezid'e biat etmedi. Yetmiş iki yakınıyla birlikte, Kerbelâ'da şehit oldu. Allah, kendi adına Hz. İsmail'in kurban edilmesine izin vermemiştir. Ama kaza kalemiyle yazdığı Kerbelâ Olgusu yazgısına; Gerçek İslâm'ın bekası için, Hüseyin'in kurban oluşuna müdahale etmemiştir.  

Alevi ve Bektaşi Ozanların, Kerbelâ için matem şiirler yazmaları, onların öz görevleridir diye düşünüyorum. Kerbelâ olayı, Kıyamet'e kadar süreli bir matem! Zalime baş kaldırı, günahsızların çilesi ve acısıdır diyorum.
Benim bildiğim kadarıyla, Şeriat bağlamında Aleviler ve Bektaşiler: Tüm İmamlar gibi
Hz. Muhammed'in torunu olan ve Muhammed'in İctihatını sürdürmekle ünlenen; İmam Cafer-i Sadık'ın sürdürdüğü içtihatı sürdürmekle yükümlüdürler.
Sünniler, Emevi İctihatı'nı sürdürüyorlar. Diyanet(in) ve Caferilerin camilerine gidildiğinde, uygulma da farklılıklar olduğu görülecektir.
Aleviler ve Sünniler, birbirlerinin inanç ve ibadetlerine müdahalede bulunmadıkları sürece, bir ara da kardeşçe yaşayabilirler diye düşünüyorum.

 

Tasavvuf

İnsan sıfatlarından sıyrılıp meleki sıfatlar ve ilâhi ahlâkla tasavvuf yolunu benimsemiş olma halidir. Yunus Emre, Seyyid Nesimi, Hatayi, Pir Sultan Abdal gibi ozanların şiirlerinde: İnsanı düşündüren bir derinlik var. O nedenle bu Ulu Ozanlarımız ölümsüz ozanlar arasına girmişler.

 

Atatürk

Atatürk, Türk Ulusu'nun Kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu'dur.
Atamızın bize getirdikleri: Devrimleri ve İlkeleridir. 
Türkiye'nin geri kalmışlığını: Salt çoğunluğunun ümmet toplumuna dönüştürülmesine, Tüketimin üretimden fazla olmasına, kitap ve gazete okuma oranının düşük olmasına; Gelir dağılımındaki adaletsizliğe, rüşvet ve yolsuzluğa, hükümetlerin, toplumu ve ekonomiyi iyi yönetememesine bağlıyorum.

DEMOKRASİ

Halkın kendi kendini yönetmesidir. Gerçek bir demokrasinin yaşayabilmesinin koşulları: Yukarda belirttiğim olumsuzlukların düzeltilmesidir.

 

Halk Ozanlarının görevleri…

Halk Ozanları, Halkın dili olmalı. Halkın sevinçleri, üzüntüleri ve sıkıntılarını dile getirmelidirler. Bu olgu, aynı zamanda diğer sanatçıların da görevidir.

Edebiyat…

ÇAĞDAŞ DÜNYA Yazarlarından Victor Hugo hem şair, hem de yazar olarak, Puşkin, Mayakovski, Pasternak, Oktavya Paz, Bodler gibi şair ve yazarlar hakkında az da olsa bilgim olduğunu söyleyebilirim.

Türk Yazarı olarak: Rıfat Ilgaz, Mehmet Başaran, Yaşar Kemâl, Osman Şahin, Alişan Birlik ve Beytullah Özilhan'ın kitapların okuduğumu söyleyebilirim. Rıfat Ilgaz, Mehmet Başaran ve Osman Şahin'le tanışıklığım, Alişan Birlik ve Beytullah Özilhan'la da arkadaşlığım sürmektedir.

Halk Ozanlığı Geleneği Sürüyor mu?

Halk ozanı geleneğinin sürdüğüne inanıyorum. Dostum ve Arkadaşım Alişan Birlik de aynı zamanda bir halk ozanıdır.

Halk Ozanlarının birçok sorunlarının olduğuna inanıyorum. Bu sorunlara devletin el atması gerekir diye düşünüyorum. Halk kesiminin ozanlara sahip çıktığına inanıyorum. Ama Devletin, Ozanlara bakış açısın olumsuz buluyorum.
Halk Ozanlarının Derneği olduğunu sanıyorum. Bu derneğe ve Ozanlarımıza, Devletin ve halkın her zaman sahip çıkması gerekir diye düşünüyorum.
Tanıdığım Ozan, hem roman yazarı hem de arkadaşım olan Alişan Birlik'i size öneririm. Onun da çok güzel eserleri var. Telefonunu size veririm. 
Ozan olarak Mahzuni Şerif ve Nesimi'ni şiirini okuyorum.

Halk Ozanlarını sorunlarının giderilmesi için, Kültür Bakanlığı'nın onlara sahip çıkması gerekir. Ozanlara ekonomik destek sağlanması için, Cem Vakfı ve diğer Alevi ve Bektaşi kuruluşlarının onlara, parasl destek sağlanması ile kasetlerinin ve kitaplarının basılarak satılmasına ön ayak olması gerekir diye düşünüyorum.

Özellikle Dedeler ve Babalar ozanlarımıza sahip çıkarak, aralarındaki ilişkiyi yoğunlaştırabilirler.

 

Yaşamımdan İzler…

Fırsat buldukça kitap okuyorum. 
Şu sıralar, sineme ve tiyatroya gitme fırsatım olmuyor.

Sücaattin Baba'yı anma etkinliğine, Hacı Bektaş-i Veli ve Topçu Baba anma etkinliklerine gittim.

Saygıdeğer Ayhan Bey, saygı ve Sevgilerimle birlikte bir şiirimle veda ederek size sağlıklar ve esenlikler diliyorum.

 

GEZEGENLER VE SEMAH

asırlardır süren sevda
ayarını düşürebilir mi İblis
aklıyla günahsız canların
alnına çalınmak istenen kara 
ve taş yürekli güruhların
dillerinden düşmeyen 
mum söndü çamuru

oysa bir bilseler
dönüşünün simgesi gezegenlerin
gece yarısı 
Cemevi'nde dönülen semah
yansıyan aynası Tanrı'nın

 

Ali Karagöz

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile