Erenler Katarında Nazlı Canlar

Erenler Katarında Nazlı Canlar

Haksızlığa Karşı Duran bir ozan Muharrem Yazıcıoğlu  ve

Haykıran Yürek

Yazıcıoğlu yoğrulsam da pişmedim

Öleceğim abu hayat içmedin

Senin ile mahkemeden kaçmadım

Felek senden davacıyım bilesin

Yiğit isen mahkemeye gelesin.

 

Tarihler boyunca hep güzelin, iyinin, doğrunun yanında yer almış, sevgi için saz çalmış, zalime, bozguncuya karşı çıkmış ozanlar bu ülkenin, bu toprakların öz sahipleridirler.

Onlar dost illerinin bülbülleridir. Yaraları saran, dertlilere derman olan ozanlar, aşıklar toplumsal bilincin ve direncin de sembolü olmuşlardır.

Türklerde çok büyük bir gelenek olarak yaşayan Halk Ozanlığı günümüzde de devam etmektedir. Bu yiğit damar kurumamış, bu büyük pınardan beslenen ozanlar, günümüzde de şiir söylemeye, saz çalmaya, bulut olup toplumları üzerine yağmaya devam etmektedirler.

Bu büyük geleneğin günümüzdeki önemli temsilcilerinden birisi olan Muharrem Yazıcıoğlu, en çok okuyan, en çok araştıran, en çok sorgulayan ozanlardan birisidir. Zengin kütüphanesindeki kitapların ötesinde asıl hayat okulunda okuyup, kendine büyük bir dünya kurabilmiş dost bir ses, dost bir nefestir, Muharrem Yazıcıoğlu’nun şiirleri.

O insanı sevmiş, insana inanmış, insanın dalında açıp gülmüş büyük bir yürektir.

Araştırmacıdır, okuyandır, inceleyendir, gezendir, halkın dertleriyle dolup taşandır. Malatya Arguvan’dan başlayan hayat öyküsü hep çilelerle, dertlerle bezelidir, örülüdür. Hayat kavgası, geçim derdi tüm insanlarımızın, tüm ozanlarımızın olduğu gibi Yazıcıoğlu’nun da başında olan bir durumdur.

Birçok işte çalıştıktan sonra, Almanya’ya kadar uzandıktan sonra, şimdi yaşamını, kışları Antalya’da, yazları Ankara’da sürdüren Yazıcıoğlu gerçek bir emekçidir. Yozlaşmamış, bozulmamış, dürüst, onurlu, çağdaş bir insanın ve insanlığın peşinde olan Yazıcıoğlu, hemen her alanda yüzlerce şiir yazmış, bu şiirlerini birçok kitapta toplamıştır.

Bir Antalya sevdalısı olan Muharrem Yazıcıoğlu, ozanların birliğinden, beraberliğinden yana, Atatürk Devrimlerine içten bağlı, Anadolu’nun kültürel yapısına bu arada Alevi inanç ve felsefesine de içten bağlı, dayandığı ve beslendiği bu alanı dışlamadan ürün vermeye devam etmektedir.

Kendisiyle birçok kez söyleşi yaptığım, 2000 haziranında yanlarında kaldığım üç hafta boyunca eşiyle beraber bana bir evladıymışım gibi davranan, yaşamı, görüş ve düşünceleri hakkında detaylı bilgiler edindiğim, kimilerine göre asabi bu “huysuz” Anadolu çınarı, Anadolu bilgesi yayınladığı ve sürekli yanımda olan, dinlemekten bıkmadığım kasetiyle de haykırıyor insanlığa; dostluk diyor, barış diyor, aşk diyor, yalnızlık diyor, arıyorum bulamadım ben beni diyor, çok acılar çektim gurbet ellerde diyor, zamanlar düşüncemi elimden aldı diyor, Cephelerde mehmetçiğiz /Dar günlerde nöbetçiyiz/ Hem üreten hem aşçıyız / sofradan kovarlar bizi diyor, Dertle aşkı karıştırdım/ dertler bende aşk koymadı diyor... Haykıran  Yürek isimli kasetinde.

Evet haykıran bir yürek Muharrem Yazıcıoğlu. Karanlıklar içinde, zindanlar içinde, umutsuzluklar içinde ozanca bir haykırışı var, umut tarlasından gelincikler toplamaya çağırıyor bizleri, dertli dertli söylediği parçalarla.

Sizi de bu sese kulak vermeye davet ediyoruz.

AYHAN AYDIN, Trakya ve Anadolu’da Erenler Bahçesi (Alevilik/Bektaşilik Araştırma Gezi Notları, 2002/2006), 2. BASKI, CAN YAYINLARI, İSTANBUL, 2008, SAYFA: 606-608

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile