Ruhi Su, 35. Ölüm Yıldönümünde Aynı Aşkla, Aynı Hasretle...

Ruhi Su

Ruhi Su (20 Ekim 1912 – 20 Eylül 1985), birçoğumuzun ortak sevdasıdır.

O, sadece kendi özellikleri, birikimleri, farklı yönleri olan bir benzersiz sanatçı değil, varlığıyla; yüzyılları aşan, geçmişten geleceğe akıp giden, içinde Anadolu'nun, Rumeli'nin ve cümle insanlığın ortak acılarının bulunduğu bir ölümsüz ses ve nefes, bu toprakların yetiştirdiği en büyük değerlerden birisidir.

Onun ruhu, yüreği derinlikler içindedir, aşk ve benzersiz sevdalar içindedir.

Her daim düşünceleriyle ve sanatıyla halkının devrimci halk mücadelesi içindeyken de, zeybeklerle oyun havalarını, kuvay-ı milliye destanıyla savaşların kulakları sağır eden asker çığlıklarını, Yemen Türküleriyle çok uzak topraklardaki çok acı ve sessiz iniltilerini dünyaya haykırmıştır.

Yunus Emre'nin en benzersiz sesi o olmuştur. Onu dinleyip de Yunus Emre'nin deyişlerinden - şiirlerinden etkilenemeyecek ne inançlı ne de inançsız bir insan olabilir mi?

Onun benzersiz bir sesi vardır, benzersiz hislerle söylediği türküleri; Anadolu insanın hiçbir ayrım yapmadan tüm kesimlerinin ortak sevdalarını, tasalarını, ayrılıklarını, dertlerini, umutlarını ve aynı zamanda acılarını dile getirir.

Türkülerin en usta yorumcularından birisiyken, hem halk ozanlarından beslenmiş ama aynı zamanda da, almış olduğu eğitimin de etkisiyle, müziğin evrensel tınılarını bu halk kültürü birikimleriyle bağdaştırmasını başarmış, "yerelden evrensele" denilen olguyu müzikte en başarılı bir şekilde uygulamış bir müzik dehası, benzersiz bir iç evrene sahip en büyük sanatçılarımızdandır.

İsmi çok veya az bilinen veya halka mal olmuş sayısız ozanın şiirlerini de onlara yeni bir renk katarak seslendirmiş, şiirin de halk tarafından sevilmesine öncü olmuştur.

Müziğin ve şiirin evrensel yönünü yine insanlığın ortak acılarını dile getirmek için kullanırken Ruhi Su, gerçek bir devrimci olarak hiçbir şekilde kin, nefret ve bir umutsuzluk içine düşmeden her daim yaşamı, yaşama aşkını ve umudu halkına ve insanlığa taşımıştır.

Onun tüm seslendirmeleri, kasetleri, cd.'leri bu toprakların en büyük halk hazinelerinden birisidir.

O bu toprakların bir nevi yazılmamış tarihini ortaya koyan bir kültürün ana taşıyıcı unsurlarından olan türkülerin sadece bir benzersiz yorumcusu değil, bu toplumun hafızasını benzersiz sesiyle kayıt altına almış bir büyük kültür emekçisidir de.

Alevi - Kızılbaş deyişlerini, semahlarını ise kendine özgü yorumlarla benzersiz bir şekilde kasetlere okumuş, bir kısmının yok olmasını engellemiş, gelecek nesillere benzersiz bir hazine bırakmış, erişilmesi imkânsız bir doruk noktaya oturarak sonsuza kadar yaşamayı hak etmiştir.

Anısı önünde büyük saygıyla eğiliyorum...

Ayhan Aydın

19 Eylül 2020