Gazi’nin Gülü, Hüseyin Gülen Dede Hakk’a Yürüdü

Gazi’nin Gülü, Hüseyin Gülen Dede

Hakk’a Yürüdü

AYHAN AYDIN

 

Anadolu’nun ışıklarından, halk bilgelerinden bir gerçek değerimizi daha kaybettik. Yüzlerce yıldır insanlar arası dostluğu, kardeşliği, birliği telkin etmiş; bu uğurda buçak buçak tüm Anadolu’yu dolaşmış inanç önderleri dedeler, babalar, ozanlar, aşıklar, kamberler, bilge kişiler bu topraklarda barışın yeşermesi için çaba harcayan bu insanlar, inançlar arası diyalog için büyük çaba sarfetmişlerdir. İşte bu değerlerimizden birisi olan Hüseyin Gülen Dede Hakk’a yürüdü.

Gazi Mahallesi Olayları (12 Mart l995)’yla Türkiye’nin Anadolu Türk insanının huzurunu kaçırıp, düzenini bozup yıkmayı hedefleyen; bu kanlı bölücü olaylarda, toplum psikolojisinin alt üst olduğu devirlerde; bir nevi sosyal psikolog işlevini de, aynen atalarında olduğu gibi, üstlenen Hüseyin Gülen Dede insanların yatışmasını, olayların büyümesini engelleyen tavır ve davranışlarıyla milyonlarca insanın takdirini kazanmış; yolunun devamcısı olduğu Alevi/Bektaşi İnancı ve Kültürü’ne, dedelik kurumunun ruhuna en uygun şekilde davranarak hafızalara kazınmıştı.

Her türlü olanaksızlığa rağmen yapmaya çalıştığı Gazi Mahallesi CEM ve Kültürevi için yıllarını verdi. Binlerce insanın haklı sevgisini kazandı.

12 Ocak l999 Salı günü cenazesini uğurlamaya gelen kadın–erkek-genç, binlerce insan tarafından son yolculuğuna uğurlandı.

Atalar ruhuna kavuşun ruhu huzur bulsun, nur gölünde yatsın, mekanı cennet-i ala olsun, Hakk rahmet eylesin, derken bu ulu insanların ne kadar az ve değerli olduğunu da onları kaybetmeden önce hatırlamak gerektiğini söylemeliyiz.

Sivas Hafik Kızılören Köyü’nde l942 yılında doğan Hüseyin Gülen Dede, Şah İbrahim Veli Ocağı’na bağlı olup o ocağı günümüzde temsil eden Yusuf Dede’nin oğluydu. Küçük yaşlarda babasından bu yolun erkanını öğrenmiş olan Gülen Dede, 14 yaşında geldiği İstanbul’da uzun yıllar belediyede çalıştı. 1978 yılından itibaren Gazi Mahellesi’nde ikamet eden Gülen Dede, l991 yılında Hacı Bektaş Derneği’ni kurdu ve mücadelesine hız verdi, gönlü hep halkı için birşeyler yapma çabasındaydı; ölene kadar..

Cenazeye; Prof. Dr. İzzettin Doğan, Prof. Dr Nurettin Sözen, Arif Sağ, Lütfü Kaleli, Adil Ali Atalay, Mehmet Çamur, Mahmut Erdal, Hasan Fehmi Güneş, Mehmet Başaran gibi birçok kişiyle onlarca dede de katıldı.

Cenaze namazı ve merasiminden sonra genel istek üzerine Prof. Dr. İzzettin Doğan bir konuşma yaptı.

Doğan cenaze başında, binlerce insana şöyle seslendi:

“Hüseyin Gülen Dede, insanlara birbirlerini sevmeye, kucaklamaya teşvik eden bir üstün kimliği vardı ve onun sembolüydü.

Nereye gitse, nerede olsa, Gazi halkına karşı çok özel bir ilgisi ve duygusu vardı. Bütün dünyası da burasıydı. Bana her geldiğinde, Hocam şu noksanımız var, Hocam şu şöyle olmalıdır, derdi. Ama bütün istekleri burası içindi, Gazi halkı içindi. Bu itibarla sizin açınızdan çok önemli bir kayıp ama inanıyorum ki onun gerisinde bıraktığı ilkeler, yani yaşamına hakim kıldığı örnek kılmaya çalıştığı ilkeler sizin için de rehber olacaktır.

Kimseyi incitmemeye, kırmamaya çalışarak, ülkenin çok önemli kargaşalıklar içinden geçtiği dönemde, hepinizle birlikte ama hepinizin önünde barışı, sevgiyi ve kimsenin zarar görmemesinin çabasını veren örnek bir insandı. Toplumumuzda inanıyorum ki, bu insanlar taşıdıkları inanç sebebiyle fazladırlar.

O yüzden kendisi bugün cismen aramızdan ayrılsa bile, ten olarak ayrılsa bile; can olarak hepimizin canında, hepimizin gönlünde yaşamaya devam edecektir. İnsanlar bu dünyada bıraktıklarıyla anılacaklardır.

Hepimiz birgün gideceğiz, bunun istisnası yoktur.

O konuda adalet mutlaktır.

Hiç kimseye, hiç bir şeyin rüşvetiyle bunun istisnasını yaratmak imkanı yoktur. Herkes bir gün göçüp Hakk’a kavuşacaktır ama burada bıraktıklarıyla anılmak önemli.

Pir Sultan gibi, Hallaç gibi, Yunus gibi, insanlığa hizmet edenler, insanlığa sevgiyi, saygıyı onlarla kuçaklaşmayı önerenler hep yaşamıştır.

Aradan yüzyıllar da geçse gönlümüzde yaşatmaya devam ediyorlar.

Hüseyin Dede Gazi Mahallesi için sadece burası için de değil, hepimiz için sürekli kalbimizde yaşayacak bir değerdir. Kendisini bugün ebedi yolculuğuna yollarken, ailesine ve sizlere başsağlığı diliyorum. Onun kalbimizde ilkeleriyle yaşatacağımıza, Onu hep telkin etmeye çalıştığı barış ve sevgiyle yolumuza devam edeceğimize inanıyorum.

Hepimizin başı sağolsun, onun gönlümüzde yaşayacağını inanıyorum.

Kendisinin yakınında bulunan arkadaşlarıyla belki de o gün yönetimi elinde bulunduran yaptıkları bazı yanlışlara rağmen sağduyusunu yitirmeden, halkın yasaların hakimiyetini tanımaya ve ona saygı göstermeye iten, kemal sahibi bir insandı. Belki büyük tahsili yoktu ama kamil insanlarımızdan birisiydi. Burada herkese ve bana geldiği her zaman orada barışı, sevgiyi, dostuğu nasıl pekiştiririz, nasıl yardımcı olabiliriz diye gelmiştir her seferinde.

Onda hakikaten Alevi İslam anlaşısının kamil kişiliğini görüyordum her seferinde.

Burada bu cem kültür evinin yapılmasında, insanların belirli bir toplanma yeri, eğitilebilme mekanı bulabilmesi açsından, kendisini sadece buralarda değil Almanya’da da gettiğim her yerde Hüseyin Dede’ye rastladım. Hizmetlerini yerine getirebilmek, ifa edebilmek için, hakikaten bir davaya gönül vermek ne demektirin cevabını Hüseyin Dede tipik örneğini oluşturur. Görüştüğü her kişiye buranın sorunlarını anlatıyordu. Yani Ona göre dünyada bir tek Gazi Mahallesi vardı ve mutlaka bu meselelerin halledilmesi gerekirdi.

Buraya ve bu bölgeye bağlı insandı.

İşte her bölgede, bu tür insanlarımız olabilse, inancı, rengi, ne olursa olsun, insanları kaynaştırmayı, insanları birbirine sevdirmeyi kendisine hedef edinmiş böyle kamil insanlarımız çok olabilse.

Bu itibarla bizim kendi anlayışımıza inancımaza, tasavvuf anlayışımıza göre biz Hüseyin Dede’nin Hakk’a kavuştuğuna inanıyoruz.

Mevlana’nın deyimiyle bugün onun için bir vuslat günü oldu. Onun için kendisinin gitmesine üzelmekten çok, kendisinin bıraktığı örneği izlemek gerekiyor.

Kendisinin ifade etmeye, yapmaya çalıştığı düşünceleri, izleyerekten hakikaten buraya barışı kardeşliği dostuluğu sürekli olarak kökleştirecek yaklaşımları, eğer benimseyebilirsek burada Hüseyin Dede’ye olan saygımızı da böylece her gün yaşama imkanı buluruz. Hepinize baş sağlığı diliyorum. Hakk’la bütünleşmesini, Hakk’a yürümesini ve mekanının cennet olmasını diliyorum.

Özellikle yakınlarına, yakınında bulunanlara baş sağlığı diliyorum. Görüşleriyle davranışlarıyla Hüseyin Dede’nin bir sembol olduğunu görmek lazım. Sembol olarak kalması belki de daha kalıcıdır.

İnşallah küçükler onu örnek alarak büyür ve onun izlediği barışçı, insan gönlünü izleyerekten onu izleyerekten, onu örnek alaraktan bu bölge halkı Hüseyin Dede’yi bir sembol olarak gönlüne kazır.

CEM DERGİSİ, ŞUBAT 1999, YIL 31, SAYI 87

EKİN İDİK OLDUK HARMAN, AYHAN AYDIN, (ALEVİLİK BEKTAŞİLİKLE İLGİLİ HABERLER, ETKİNLİKLER, SÖYLEŞİLER, YORUMLAR, FOTOĞRAFLAR – 1992 - 2004), 2005, İstanbul, KAHRAMAN OFSET, (SAYFA: 134-135)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile