Avrupa'daki Can Dostlara Derin Minnet Duygularım Vardır...

Avrupa'daki Can Dostlara Derin Minnet Duygularım Vardır...

Can Dostlar;
Yolumuza sevdalı bir yürek olarak,bir gezgin ruh olarak otuz yıldır hep yollardayız...

İnsanlık ideallerine bağlı, dost canlısı birisi 

olarak yeni yeni insanlarla tanışmak, yeni yeni diyarlara ulaşmak, geleneğimizi, Alevi Bektaşi Yol ve Erkanını sürdüren canların izinden giderek bir ömür sürdük. Hakk nasip ederse ölene kadar da bu yollarda olacağız... 
Bizim; yaşayacak kadar bir dünya varlığı dışında ne bir siyasi, ne bir ekonomik, ne bir farklı ikbal gibi bir hedefimiz ve beklentimiz hiç olmadı, olmayacak. 
Bazılarının hiç anlamadığı ve anlayamayacağı hususta bu sanırım. Bizim işimiz gücümüz, üretmek, bu güzel yolun yozlaşmadan-yozlaştırılmadan, atalardan aldığımız gibi gelecek kuşaklara aktarılmasında hizmet etmekten başka bir şey değildir... 
Tüm gayretlerimizin bu ilke üzerine olduğunu bakan herkes görür...
Can Dostlar; 6 Eylül - 16 Ekim tarihleri arasında, Avrupa'da 4 ülke, 20 şehri kapsayan uzun soluklu bir gezim oldu. 
Almanya Köln Merkezli Alevi Bektaşi Kültür Enstitüsü'nün Köln Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdikleri Alevilik Bektaşilik Sempozyumuna davet edilerek, Hacı Bektaş Veli Vakfı ve Enstitü sayesinde Avrupa'ya ayak bastım.
Hiç bir kuruma bağlı olmadan ve hiçbir kurumdan doğrudan destek almadan (bir proje, çalışma kapsamında olmadan oraya gittim. Çünkü bu tip gezileri bazı akademisyenler, yazarlar, bazı dedeler üniversitelerden, devlet ve özel kurumlardan aldıkları bir proje kapsamındaki ekonomik desteklerle yapıyorlar) tümüyle kişisel azmim, gayretlerimle ve oradaki can dostların çok ciddi destekleriyle bu kırk günlük geziyi yapabildim. 
Bu kolay bir şey değildi... 
Trenlerle seyahatler, aktarmalar, can dostların zaman zaman kendi arabalarıyla bir yerden bir başka yere ulaştırmaları gerçekten kolay olmayan, çok yorucu işlerdir... 
Bu geziyle yeni yeni dostluklar kurdum, gönülden gönüle giden köprüler kurdum. 
Gül yüzlü insanlarımızın Alevi Bektaşi Yolu'nu yaşatmak için ne gibi üstün mücadeleler verdiklerine tanık oldum. 
Her şeyden önce okumuş, yüzleri, gönülleri pırıl pırıl gençlerimizin geleneğimizi yaşatmak konusundaki aşkların tanıklık ettim. 
Gördüm ki, Avrupa Avrupa olarak Alevi Bektaşi Yolu'nu, Erkanı'nı, Değerlerini yaşatma konusunda yürekli canlarla dolu... Tüm bunlar beni o kadar mutlu etti, o kadar mutlu etti ki, benim en büyük karım gerçekten de bunlar oldu...

Can Dostlar; 
Bu kırk gün boyunca benimle çok candan ilgilenen, beni evlerinde evlerinin bir ferdi olarak kabul edip ağırlayan, her türlü ilgiyi gösteren tüm kurum, kuruluş temsilcilerine, canlarıma, yazarlara, ozanlara, dedelere, gençlere, çocuklara en derin sevgi, saygı, hürmet ve minnet duygularımı sunarım...

İyi ki Aleviyim, Bektaşiyim... 
Böyle yüce bir öğretinin mensubu olmaktan gurur duyuyorum...
Bizim insanımız gerçekten can... Hem de canlar canı...
Bir kişinin ister yazar, ister akademisyen, ister dede, ister baba olsun... Bu şartlarda 40 gün Avrupa'da kalması kolay olmazdı. Bu hem bizim Yola sevdamız, bazı birikimlerimizin olması kadar, Yolumuzun Güzelliği, insanımızın da değerlere verdiği önemden kaynaklanıyor...
Tekrar tekrar Avrupa'da Yolumuzu yaşatan tüm canlarımıza, benimle içten ilgilenen dostlarımıza bin muhabbet duygularımla saygılarımı sunarım...
Aşk olsun cümle canlara...

AYHAN AYDIN

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile