MAYIS 2019 HABER, YORUM, BAZI GEZİLER

MAYIS 2019’DAKİ BAZI  HABERLER, YORUMLAR, GEZİLER

AYHAN AYDIN

Geçen hafta Alevi Düşünce Ocağı başkanı çok sevgili Doğan Bermek'le Revak Kitapevi'ni ziyaret etmiştik. Orada uzun yıllardan beri görmediğim Bektaşi muhibbi çok sevgili Aytaç Ekener'le karşılaştık. Çok çok güzel bir sürpriz oldu. Her daim yanında taşıdığı dosyaları bize gösterince Kerbela'dan nasip almış Salih Ereksu Baba erenlerin de resmini görmüş olduk. Ruhu şad olsun...

EZİDİLER ANILDI
Ortadoğu'nun kadim halklarından-inançlarından Ezidiler'le ilgili son zamanlarda sayısı artan birçok araştırma yayınlandı. Bu konuda bu topluluğun kökenleri, inançları, aidiyetleri üzerine birçok da tez ileri sürüldü. Konuyla ilgili tartışmalar, araştırmalar devam ediyor. 
Tüm bunların ötesinde; ülkemizde sayıları sadece ve sadece 300 civarında kalan, doğup büyüdükleri toprakları terk etmek zorunda bırakılan, bulundukları coğrafyalarda büyük sıkıntılar çeken Ezidiler'in yaşadıkları sorunlar bugün daha büyük bir önem arz etmektedir. 
30 Mayıs Perşembe günü Şirinevler'deki Fırtına Kültür Merkezi'nde Araştırmacı - Yazar Esat Korkmaz, Ezidiler'le ilgili bir sunum ve dahası bir anma gerçekleştirdi. 
Esat Korkmaz konuşmasında, Ezidilerin inançları, kültürleri, dünyaya bakışları gibi birçok konu hakkında detaylı bilgiler sundu. 
Fırtına Kültür Merkezi'nin sahibi, bu yola gönül vermiş Hüseyin Fırtına; "saza ses vererek" muhabbeti başlattı ve gelen konuklara çok güzel bir ev sahipliği yaptı. 
Araştırmacı- Yazar Süleyman Zaman'la birlikte katıldığımız bu etkinlikte, orada bulunan canlarla birlikte, yeryüzünde büyük çileler çeken bir topluluk olan Ezidiler anıldı.

29 Mayıs 2019 Çarşamba
Karşılıklı Görüşmede Dostane Sohbet
Ayhan Aydın, Saadet Bayar ve Yahya Kemal Bayar TGC ( Türkiye Gazeteciler Cemiyeti)’ni ziyaret etti, TGC Başkanı Turgay Olcayto ve Mali Sekreter Ahmet Özdemir ile görüştüler. Görüşmede Ayhan Aydın, Olcayto ve Özdemir’e, yazmış olduğu “Dedeler Aleviliği Anlatıyor, Kültür Dünyamızdan, Sazın ve Sözün Gücü, Akademisyenlerle Söyleşiler, Dostlar Bağında Gönül Seyyahı (Denemeler), Dostlar Bağında Gönül Seyyahı (Yurtdışı Gezi Notları)” kitaplarını imzaladı. 

Alevi Bektaşi Araştırmacısı Yazar Ayhan Aydın, Divriği Gazetesi Sahibi Saadet Bayar ve Genel Yayın Yönetmeni Yahya Kemal Bayar 29 Mayıs 2019 Çarşamba Günü öğlen saatlerinde TGC’ni ziyaret etti. Alevi Bektaşi Araştırmacısı Ayhan Aydın yazdığı kitaplardan bazılarını TGC Başkanı Turgay Olcayto ve Mali Sekreter Ahmet Özdemir’e imzaladı. TGC Mali Sekreteri Ahmet Özdemir, yeni baskısı Sivas Belediyesi tarafından yapılan Pir Sultan Abdal ve Sefil Selimi kitaplarını Ayhan Aydın ve Saadet Bayar’a imzaladı. Özdemir, Sivas üzerine yazdığı kitaplardan örnekler vererek, Pir Sultan, Aşık Veysel ve Aşık Ruhsati üzerine “Üçleme” adı altında baskıya hazır bir kitap yazdığının müjdesini verdi. 
Görüşmede TGC Başkanı Turgay Olcayto askerliğini Sivas Kangal’da yaptığını ifade ederek birkaç anısını anlattı. Turgay Olcayto Divriği’ye gitmeyi çok arzu ettiğini söyledi. 
Görüşmede , Ayhan Aydın, “Dedeler Aleviliği Anlatıyor, Kültür Dünyamızdan, Sazın ve Sözün Gücü, Akademisyenlerle Söyleşiler, Dostlar Bağında Gönül Seyyahı (Denemeler), Dostlar Bağında Gönül Seyyahı (Yurtdışı Gezi Notları)” kitaplarını imzaladı. Saadet Bayar da Divriği Gazetesi verdi.
Haber ve Fotoğraflar: Divriği Gazetesi

 29 Mayıs 2019

Bir Meraktır Bizi Gezdiren...
Sabah Hisar'dan Aşiyan'a sapınca yolum, Aşiyan Mezarlığı'nda bir duvar gibi üst üste yığılan mezar taşlarına bakıp, kimbilir ne öyküler, ne kültür hazinesi saklıyor şu an dili olmayan bu kitabeler, dedim. Ah ki ah, seni sevmeye, gezmeye, tanımaya ömürler yetmez ya Aziz İstanbul!

28 Mayıs 2019

CURA BABA TÜRBESİ'Nİ ZİYARET ETTİK
Bugün İstanbul Feriköy, Yayla Mahallesi'nde bulunan Cura Baba Türbesi'ni sevgili kardeşim Divriği Gazetesi'nden Saadet Bayar ile birlikte ziyaret ettik. Türbede bulunan Ahmet Öksüz'den aldığımız bilgiye göre farklı yörelerden olup bu mahallede yoğun olarak yaşayan Aleviler; özellikle perşembe günlerine (cuma akşamları) türbeyi ziyaret edip lokmalarını getirerek, cerağlarını yakıyorlarmış. Mahalle insanı Okmeydanı Cemevi'ne gidiyorlarmış. Kendisini Güvenç Abdal Ocağı dedesi olarak tanıtan Ahmet Öksüz, eskiden mahalleye gelen dedeler taliplerine mihman oluyorlardı, bizler ise bugün Cura Baba Türbesi Dernek yöneticileri olarak buraya sahip çıkmaya çalışıyoruz, diyor. 
Türbenin bir alt sokağında mezarlıkta iki Uşaki Seyhinin de mezarı var.
Bu bölgede Çingene Alevileri'nin olduğunu duyduk.
Bence burası İstanbul'da, her yönüyle araştırılması gereken saklı bir zengin hazine alanı.

27 Mayıs 2019

Baştan Başa Özlü Bir Aşk Kitabı

Genç şair Nika Mohammadi'nin Bir Fincan Hayat isimli kitabını bir büyük merak ve heyacanla okudum. Bitip tükenmek bilmez bir sevdanın yalın, öze dokunan, çok güzel şiirleri bunlar. 
Cevahir (Demos) Yayınları'ndan çıkan kitaptaki Volkan Vahram Yarıcı'nın bence benzersiz çizimleriyle bir bütünlük oluşturan kitap, hâlâ karşılıksız büyük sevdaların varlığını da gösteriyor.

Bir Fincan Hayat, Nika Mohammed, Cevahir (Demos) Yayınları, Ocak 2019, İstanbul

26 Mayıs 2019

Alevi Kültür Dernekleri Sultangazi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Cemevi'nde, Süleyman Metin Dede'yle birlikte, çok sevgili Mehmet Karabulut Dede'nin konuğu olduk. 

Can Tv. adına bir söyleşi yapan dedeyle ben de kısa bir çekim yaptım. Alevi-Bektaşi Yol ve Erkanı'nı yaşatıp, hizmet edenlere, gençlerimize kucak açanlara ne mutlu. Aşk olsun...

 

26 Mayıs 2019

Ağuiçen Ocağı pirlerinden Hayri Cihan Dede Almanya'da Hakk'a nail olmuş. Devri daim, devri asan, menzili mübarek olsun. Işıklar içinde yatsın.
Kendisiyle yaptığım bir söyleşiyi ilginize sunuyorum. Muhabbetlerimle.

 

Darülaceze’ye Uğradık…

Asırlık kurumumuz Darülaceze'ye yolumuz düştü dün. Yemyeşil ve tertemiz bahçesi içinde nice kederli yüzler gördüm. Hani derler ya abartısız bir şekilde: "Allah ne oraya düşürsün, ne de onsuz yapsın"! diye. Tam da öyle bir yer. Yakında bir gün buradaki yaşamı daha yakından gözlemlemek istiyorum. Muhabbetlerimle...

 

Süleyman Metin’le Söyleşi

Önceki gün Süleyman Metin Dede'yi ziyaret ettik. Güzel bir söyleşi ve sohbet oldu. Dedemize saygı ve muhabbetlerimizi sunuyoruz.

 

19 Mayıs 2019, Pazar

 

Mahzuni Şerif Anıldı
Büyük halk ozanımız Mahzuni Şerif ölüm yıldönümünde, bugün, Erikli Baba Kültür ve Eğitim Vakfı Cemevi'nde anıldı.
Araştırmacı-Yazar Süleyman Zaman ve Araştırmacı- Yazar Ayhan Aydın'ın konuşmacı oldukları anmada; Mahzuni Şerif'in yaşamı, ozanlık kimliği ve Alevilik yönünden görüş, düşünce ve duyguları anlatıldı.
Anmada Cemevi dedeleri Binali Doğan, İsmail Akbaba ile Cemevi'nde müzik dersleri veren Mürsel Sinan ve genç seslerden Onur Berk Demir, Mahzuni Şerif'ten türküler söylediler.
Büyük bir coşku içinde gerçekleşen anmada Mahzuni Şerif'in türkülerine eşlik eden kadınlarımızın sevgileri görülmeye değerdi.
Erikli Baba Cemevi yönetimine, emek verenlere ve Mahzuni Şerif'in yolundan giden gençlere aşk olsun.


19 Mayıs 2019, Pazar

Tanık Fotoğrafçıların Gözünde Cumartesi Anneleri

Tanık Fotoğrafçıların Gözünde Cumartesi Anneleri, fotoğraf sergisi, dün Divriği Kültür Derneği'nde açıldı.
Dünyanın en onurlu mücadelelerinden birisini yürütüp kayıp evlatlarının, yakınlarının davasını takip edip hak arayanların ölümsüz anlarına tanıklık yapmış fotoğraflardan oluşan serginin açılışında duygu yoğunluğu vardı.
Açılışta hem kayıp yakınları, hem fotoğrafları çeken fotoğrafçılar, bu arada Araştırmacı-Yazar Süleyman Zaman da birer konuşma yaptılar. 
Divriği Dernek Başkanı Cafer Yıldız, Divriği Gazetesi'nden Yahya Kemal - Saadet Bayar çifti yanında birçok değerli sima da açılıştaydılar. 
Sergiye her yönüyle emek verenlere çok teşekkür ediyoruz. 
Devlet tarafından katledilerek kaybedilenler, onların davasının arkasında can verenler ve halen bu davayı dirençle sürdüren Cumartesi Anneleri başta olmak üzere cümle mücadele insanlarının önünde saygıyla eğiliyoruz.

 

Sık sık gittiğim Topçu Baba Anma Etkinlikleri'nde tanıştığım ve sevgimizin, saygımızın azalmadan devam ettiği bir değerli simamız Mustafa Ermiş'e selam olsun... Hacı Bektaş Ocağı'nın Dergahı'nın topraklarından, Kırklareli'ne gelmiş, oradaki sevgiyi, barışı, huzuru Kırklareli'nin dingin dünyasına taşımış bir güzel yürek Mustafa Ermiş. 
Şair, Yazar, Ressam, bir can insan Mustafa Ermiş. 
Birçok kez görüşüp sohbet etsek de, 2014'de çok sevgili hocam Kaplan Uğurlu'yla da birlikte yarenliğimiz arttı. 
Geçen sene genç araştırmacımız Ersin Şahan ile birlikte evine gidip söyleşiler yaptığımız bu büyük ustaya selam olsun... Hacivatların, Karagözlerin, ozanların, bilgelerin, ermişlerin dünyasında bir Karacaoğlun misalı sevdalısı olduğu yaşama, sevdiği uğraşlara devam ediyor. Bin selam olsun, saygıyla, sevgiyle, muhabbetle...

2014, 14 Haziran....O gece de baba sultanda kalıyorum. Ertesi gün Mustafa Ermiş’in misafiri oluyorum. Kendisiyle epey sohbet ediyoruz, söyleşiyoruz. Sonra birlikte her bir sokağına, dağına, taşına hayran olduğum Kırklareli’ni doya doya geziyoruz. Ben yine fotoğraf çekmeye devam ediyorum. Doyumsuzluk var bende. Zaten bu da olmasın mı? Böyle bir şehir, böyle bir ülke, böyle bir doğa insanı iliklerine kadar mutlu edip delirtiyor. 
Mustafa Ermiş bir ozan, yazar, erenlerin izinde bir gönül insanı. Aynı zamanda Hacı Bektaş’ın yolunu burada sürmeye çalışan bir Hacı Bektaş’lı. Sürekli okuyan, araştıran, soran, sorgulayan bir yazar. Birleştirici, örgütçü! Beni götürdüğü ve üyesi olduğu Atatürkçü Düşünce Derneği’ni ziyaret ediyoruz. Dernek ne de güzel yerinde şehrin. Bahçesinde asırlık çınar ağaçları olan bir yer ki, burada olmak bile yeter. Sonra ara sokaklar… Şimdilerde AB desteğiyle onarılan, restore edilen tarihi konaklar... Parklar, ağaçlar, uçan kuşlar. Kırklareli yurdumuzun cennet bir köşesi. Burada insan huzur bulur, mutlu bahtiyar olur.

 

Tiyatro’da Hayat Var…

Kadıköy Halk Eğitim Sahnesi'nde Nazım Hikmet'in ölümsüz eseri Kuvayi Milliye Destanı sahnelendi. Dün ben de bu büyük coşkuya dahil oldum. Gençlerin olağanüstü performansıyla, yürekli bir haykırışla, Anadolu'nun Milli Mücadelesi'nin diriliş öyküsü canlandırıldı. Başarılı genç oyuncular, izleyiciler tarafından ayakta alkışladılar. Bu yaralı coğrafyanın insanları, ölümüne teslim olmamayı hayat ilkeleri yapmışlardı öyleyse; Ya İstiklal, Ya Ölüm!

Dün akşam Kadıköy'de Meçhul Paşa'ya gittim. Meçhul Paşa bir dile geldi, pir dile geldi... 1940'ların Türkiye'deki baskıcı döneminin aynası olan sahnede, bazen de yazılamayan gayri resmi tarihimizin derin karanlıkları vardı. Sabahattin Ali'nin, Rıfat Ilgaz'ın, Aziz Nesin'in ve o dönemdeki cümle aydınların tarifi zor, boyunduruk altında geçen senelerinin yansımasıydı Meçhul Paşa Oyunu'nda anlatılanlar... Karanlıklar ancak ve ancak düşünen beyinlerin ve eyleme geçen fikirlerin kararlılığında aydınlığa çevrilebilir. Sahneye koyana da, oynayana da, izleyene de aşk olsun. Aşk olsun, çocuk aşk olsun.... Türkiye'nin aydınlık günlerinden umutlu olanlar aşk olsun... Gününüz sanat, kültür ve edebiyatla dolu dolu geçsin...

 

1938'de Dersim'de devlet tarafından, yöre insanına büyük bir zulüm ve kıyım yapılmıştır. Bunu kılıktan kılığa sokarak yok saymak mümkün değildir. Bu baskı, asimilasyon tarihler boyunca devam etmiştir. Bu Türkiye'nin yaşadığı yüz karası bir dönemdir. On binlerce insan suçsuz yere sürgün edilmiş, katledilmiş, insanlığın kabul edemeyeceği çok ağır hakaretlere uğramışlardır. Türk- Kürt- Alevi- Sünni kökenlere bakılmaksızın bu olay herkes tarafından kınanmalıdır. İnsanımız ve devlet tarihiyle yüzleşmelidir... O tarihte ve ondan sonra ağır baskılara uğrayan, katledilen, kaybedilen ve kaybolan tüm Dersimli canlarımızın önünde büyük bir sevgi, saygı, hüzün ve özlemle eğiliyorum. Ruhları şad olsun, onlar adına yanan ve yakılan çerağlarımız tüm alemi aydınlatsın, bu acılar unutulmasın ve bir daha yaşanmasın... (Ayhan Aydın)

 

SARIBAL’DAN GELİR SOYUMUZ BİZİM
İSMAİL GÜNEL DEDE

Horasan’dan göç eyleyip geleniz
Sarıbal’dan gelir soyumuz bizim
Hiç lekesi yoktur sütten tertemiz
Sarıbal’dan gelir soyumuz bizim

Muhammed Ali’ye varır soyumuz
Aşkın çeşmesinden akar suyumuz
Sevip sayılmaktır bizim huyumuz
Sarıbal’dan gelir soyumuz bizim

Tüm canları muradına yetiren
Parmağından sarı balı akıtan
Susuz aç kandırıp çıplak giydiren
Sarıbal’dan gelir soyumuz bizim

Bizler de tutmuşuz senin elinden
Bal akıyor dudağından dilinden
Bizlere sunasın aşk badesinden
Sarıbal’dan gelir soyumuz bizim

Gül de o bülbülün ahından
Pay isteriz Kerbela’nın Şahı’ndan
Bizleri ayırma şah dergahından
Sarıbal’dan gelir soyumuz bizim

İsmailim söyler Hasan Dervişi
Gönlümüze doğdu aşkın güneşi
Sevilen sayılan gerçek bir kişi
Sarıbal’dan gelir bizim soyumuz

Sarıbal Evlatlarından Hüseyin Şıh’ın oğlu İsmail Şıh (Günel), 12 12 1982

10 Temmuz 2000’de Şiran Yeniköy'de, Hüseyin Günel’den alınan Şiran Kırıntı Sarıbal Ocağı’ndan İsmail Günel’in yazmış olduğu şiir. Onlarca kez söylememe rağmen Dedenin çocukları dedenin şiirlerini derleme konusunda çok isteksizler. Dedenin şiirleri yayınlanırsa çok iyi olur.

(Fotoğraf: İsmail Şıh ve Çocukları)

 

Başta canım annem olmak üzere, çok sevgili rahmetlik babaannem, anneannem, birbirinden ayırmadığım teyzelerim, halalarım, yengelerim, kuzenlerim, cümle hısım akraba ve tanıdıklarım ve yeryüzündeki tüm kadınların Anneler Günü kutlu olsun. Cennet diye bir yer varsa elbette Cennet Anaların Ayakları Altındadır; Yeter ki, zaman zaman hayduta dönüşebilen biz erkekler onları ayaklarımız altına almayalım!

Zil çalacak... Sizler derslere gireceksiniz bir bir.
Zil çalacak, ziller çalacak benimçin, 
Duyacağım, evlerden, kırlardan, denizlerden; 
Tâ içimden birisi gidecek ardınızdan uça ese...
Ama ben, ben artık gidemeyeceğim.

Zil çalacak... Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir.
Zil çalacak, ziller çalacak benimçin, 
Duyacağım, iskelelerden, istasyonlardan bütün; 
Tâ içimden birisi koşacak ardınızdan...
Ama ben, ben artık gelemeyeceğim.

Sonra bir gün zil çalacak yine, 
Hiç kimseler, kimsecikler duymayacak...
Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz...
Tâ içimden birisi kalacak oralarda...
Ben gideceğim.

Zeki Ömer Defne

 

BİR ZAMANLAR ANKARA NATOYOLU'nda GECEKONDULAR VARDI... ORADA KÖYLER OLDUĞU GİBİ YAŞARDI... HER TÜRLÜ KOMŞULUK, AKRABALIK, YARDIŞMAŞMA... HER ŞEY ORADAYDI... YAŞAM SEVİNCİ VARDI... BİR DE BÖYLE ODALAR VARDI.. BELKİ NAZİME YENGE (NAZİME AYDIN) YENİ APARTMAN DAİRESİNDE BUNLARI HALA VAR EDİYOR... AMA YİNE DE HER ŞEY DEĞİŞİYOR... KEŞKE DEĞİŞMESE... DOSTLUKLAR, KOMŞULUKLAR, PAYLAŞIMLAR, DERTLEŞMELER, SIRLAŞMALAR HEP DEVAM ETSE... ANALARIN BİZE ANLATACAKLARI DAHA ÇOK ŞEYLER VAR...

Erdoğan Abi; Yolumuzu yol eyledin, gönlümüzü bir eyledin, sevgimizi coş eyledin... 
Şimdi bu kadar erken çekip gitmek var mıydı? 
Yeniköy'deki cemevi için tüm aşkını, enerjini, sevgini verdin.
Erdoğan Abi, hatıraların gönlümüzde hep yaşayacaktır. Yolun açık olsun.
Hakk Ehlibeyt'e komşu eylesin, devri daim, menzilin mübarek olsun. Sonsuz ışıklar içinde yatasın.

NAZİME AYDIN HAKK'A YÜRÜDÜ...
Gümüşhane Şiran Yeniköy'den, 1986'da Hakk'a yürüyen Hamza Aydın'ın eşi, köyün ulu çınarlarından, seferberlik anılarının canlı tanığı, insanları birbirinden ayırmadan seven, Ehlibeyt bendesi çok sevgili Nazime Aydın (90) Ankara'da Hakk'a yürümüştür. Cenazesi yarın, saat: 20.00'de Ankara'dan memlekete götürülecektir.
Nazime Hala'nın devri daim, devri asan, menzili mübarek olsun. Hatice Anamız, Fatıma Anamız, Zeynep Anamız ve cümle Ehlibeyt analarına komşu olsun, nur göllerinde yatsın, yattığı yerden incinmesin. 
Cümle sevenlerinin, akrabalarının ve tüm Yeniköylülerin başı sağ olsun...

İnsanın içini dışına çevir
Kuyudan minare yapmış olursun
En sadık dostuna sırrını duyur
Güveni mizanla tartmış olursun

Kadıya rüşvet ver düşersen dara
Vicdanı kösele Allah’ı para
Pezevenk ararsan erbabın ara
Yedi kere hac’a gitmiş olursun

Lümpeni kırk sene sırtında götür
Bedeli ihanet tepmesi katır
Sözde bilgelere iğneyi batır
İblis’in yakasın tutmuş olursun

Vaizi dinlersen izinden gitme
Sarığa cübbeye itibar etme
Kürsüde bakanın mavalın yutma
İnsanlık zevkini tatmış olursun

Aç gözlüyü doyur her gün sofra ser
Otuz çiftlik atmış sürü koyun ver
Nerde kemik görse yine acım der
Düşkünün maskesin yırtmış olursun

Aymazın sorunun çözeyim dersen
Kolundan olursun elini versen 
Şartlanmış kafaya doğruyu dersen
Püsküllü belaya çatmış olursun

Seviyorsan sazlı sözlü ozanı
Muhabbet ehli mi önce bir tanı
Der Maksudi işte böyle sev beni
Gözlerinden bağın atmış olursun
Osman Dağlı Maksudi..

 

YUSUF ULUÇAM Dedemiz Hakk’a Yürümüş…

Değerli dedemizin devri daim, devri asan, menzili mübarek olsun... Yolumuzu yürüten gül yüzlü dedelerimiz teker teker kayboluyorlar. Gidenlerin yerlerine; basmakalıp, kürsüden hazır yazı okuyan, Sünni- Şii ağızlı konuşmalar ve dualar yapan, yöneticilerin ve belki belediyenin, devletin her dediğini iki etmeyen "Alevi din görevlileri" yani paralı memurlar geliyorlar... 
Allah sonumuzu hayır etsin, bu hayra alamet bir şey değil gerçi. Alevi aydınları biraz da bu konulara kafa yorsunlar; yani Aleviliğin bel kemiği olan Dedelik kurumuna ne oluyor? Bu konu enine boyuna tartışılmalıdır...

Can Tv.'de Erenler Katarı mayıs ayı programları...
Can dostlar, önceden bant çekimleri yaptığımız bazı programlarımızı bu ay içinde yayınlayacağız. Programlar Türkiye saatiyle, 18.00'de yayınlanacaktır. Muhabbet ehline sevgilerimle...
8 Mayıs: Araştırmacı - Yazar - Yayıncı Kahraman Özkök (Bektaşilik Üzerine) (1.Bölüm)
15 Mayıs: Araştırmacı - Yazar - Yayıncı Kahraman Özkök (Bektaşilik Üzerine) (2.Bölüm)
22 Mayıs: Araştırmacı - Yazar Süleyman Zaman (Alevilik)
29 Mayıs: Halk Ozanı- Yazar- Yayıncı Adil Ali Atalay (Vaktidolu) (Alevilik)
5 Haziran: Mansur Yalçın Dede (Günümüz Dünyası - Alevilik ve Aleviler)

VEFAT:
İstanbul’da Kırıntı Köyü’nden Çil İsmailgilden Leyla Aydın Gül 51 yaşında vefat etmiştir. Cenazesi ikindi namazından sonra Alibeyköy Cemevinden kaldırılacaktır. Ailesinin ve sevenlerinin başı sağ olsun. Mekanı cennet ruhu şad olsun.

Rumelihisarüstü'nden Alibeyköy Cemevi için saat: 15.00'de araç kaldırılacaktır. (Dere'den)

 

Hasret Gültekin’e Annesinden Yazılmış Bir Mektup

Sevgili Oğul !

Gazeteciler randevu isteyince önce korktum ; 
ola ki senden ‘rahmetli’ diye söz ederler.

Meğer bugün Anneler Günü'ymüş. Hani , hep ünlü bir işadamının, ya da milletin anasını ağlatan bir politikacının annesini seçerler ya , bu kez yarışın kulvarını değiştirmişler. Bu yıl Sivas'ta yobazların yaktığı tüm çocukların analarını seçmişler “Yılın Annesi” .

Hasret'im biliyor musun? Sana sormadan bunları anlattım diye bana kızmadın ya? En sevdiğin arkadaşlarından Kadir'le Ali Rıza çok ısrar ettiler. Dayanamadım konuştum.

Bak Oğul! Sana sormadan bir iş daha yaptım. 2 Temmuz'dan bu yana açamadığım odana da girmelerine izin verdim. Ben bakamadım sırtımı döndüm , kardeşin Güler'le Kadir gezdirdiler odanı. Biliyorum sen odana el sürülmesine hatta toplanmasına bile kızardın. Ben görmedim, ama el sürmediler hiçbir şeyine. Kitaplarına ve resimlerine bakmışlar sadece, rahat ol. Fotoğrafta çektiler Hasret'im. Sen gittin gideli üzerimden çıkarmadığım siyah elbiselerimle 'iyi çıkmam’ dediysem de dinlemediler. Bana kır çiçekleri getirmişler Anneler Günü diye. Sivas'ta senin yanında olan, hani mızıka çalıp eğlendirdiğin çocuklar var ya, onların anaları adına da kabul ettim. Serkan Doğan'ın, Huriye'nin ,Yeşim'in, Muammer'in, ınci'nin, şu ufak oğlanın adı neydi? 11 yaşındaydı hani. Hah hatırladım Koray işte. Onun da anasıyım ben bugün. Hepsinin anasıyım. Madımak Otel'inde kim varsa Asaf'ın , Nesim'inin, Muhlis'le Leyla'nın , adını hatırlayamadığım diğerlerinin. Sen kızmazsın biliyorum oğul. Paylaşmayı seversin. Ana Sevgisinide paylaşırsın.

Hasret yavrum , Anneler Günü'nü kutlamazdık değil mi biz? Yanlış hatırlamıyorum, kutlamazdık. Geçen yıl hariç, oda yine senin muzurluğundan. A oğul, a çocuk, bana çamaşır makinesı alacaksın diye, çok kızdığın Parti'nin gecesine çıkmaya değer miydi? Baban ayın başında nasılsa alacaktı. Eskisini de tamir ettirirdik ne olacak. Bir süre daha idare ederdik. Kim bilir sana nasıl zul gelmiştir o gece çalıp söylemek. Anneler Günü'nü bahane edip o parayla çamaşır makinesi almanız için Güler'e gizlice vermişsin parayı.

Canım oğlum,

Senin gibi şelpeyle güzel bağlama çalan biri hala çıkmadı. Sen 'Rüzgarın Kanatları'na’ binip gittikten sonra türkülerin dilden dile dolaştı. Bütün sanatçılar senin türkülerini okuyor. Ama çok bozuluyorum biliyor musun? Birçoğu bu türkülerin sana ait olduğunu söylemiyor. Bazı büyük bağlama ustaları da senin müziklerini alıp kendileri bulmuş gibi çalıyorlar. Deli Derviş'i senin gibi çalan yok hala. Sivas'a gitmeden önce 'Enel Hak’ adında yeni çalışmalar yapıyordun. Yarım kaldı diye üzülme. Arkadaşların o kaseti bıraktığın kadarıyla seni sevenlere ulaştıracaklar. Senin şair yönünü bilmeyenler de yakından tanıyacaklar. Çünkü arkadaşların senin adını sonsuza dek taşıyacak bir kültür merkezi kuruyor. Sinema , Tiyatro, Müzik, Edebiyat ve Folklor alanında araştırmalar ve çalışmalar yapacaklar. şiirlerini de bir kitapta topluyorlar.

Haberin var mı bilmem ? Ankara DGM de görülen Sivas Davası'nı basına kapattılar. İyice unutturmak istiyorlar herhalde. Başkalarının hafızasından silebilirler Madımak Oteli'nde olanları. Peki ya benim yüreğimden, ya diğer çocukların analarının yüreğinden nasıl söküp atacaklar? Gazeteye niye konuştum biliyor musun? Mahkeme o kara yobazlara ne ceza verir bilmem, halkın vicdanında bir kez daha mahkum olsunlar istedim. şimdilik Hoşça kal yavrum.

Annen Hace Gültekin

 

Güzel Pirimiz Seni Hiç Unutmadık... Her Daim Bizimle Yaşıyorsun... (Hakk'a Yürüyüşünün 20. Yılında Yöremizin Dedesi, İbrahim Günel'i Sevgi, Saygı, Özlem ve Muhabbetle Anıyoruz... Şiir ve Söyleşi)

 

İBRAHİM ŞIH DEDEM HÜ

Dertli dertli sazın çalan
Ehlibeyt’in metin eden
Turna gibi semah dönen
İbrahim Şıh Dedem Hü

Çerağları kandil yakan
Gönülleri ruşen kılan
Dertlilere derman olan
İbrahim Şıh Dedem Hü

Aşkın narıynan yanan
Yürekten kini kibiri atan
İmamların yolun tutan
İbrahim Şıh Dedem Hü

Hüseyin’e gözyaşı döken
Taze fidanları aşlayan
Birlik ateşini yakan
İbrahim Şıh Dedem Hü

Aşk badesinden içen
Sırat köprüsünden geçen
Birlik denizine giren
İbrahim Şıh Dedem Hü

Sarıbal’ın adın duyuran
Dertli Ayhanı söyleten
Şiran cemlerinde anılan
İbrahim Şıh Dedem Hü

İbrahim Şıh Dedemizi hiç unutmadık, onu her zaman büyük özlemle anıyor, kalbimizde yaşatıyoruz.
Bu şiir Onun yol talibi Ayhan Aydın tarafından ölüm yıldönümünde, 2 Mayıs 2013’de yazıldı.

 

Can Tv.'de Prof. Dr. Şükrü Aslan'la, "Kent Ortamında Aleviler"i konuştuk. Güzel bir programdı. Kendisine aydınlatıcı fikirleri ve verdiği bilgiler için çok teşekkür ediyorum.

 

 

Ayhan Aydin

6 Mayıs, 09:12 · 




ŞEHİRLEŞEN ALEVİLER

Köyde uygun bir zamanda cenazemizi kaldırırdık, 
Şehirde Cemevinde 2 saat ikindi namaz saatini bekliyoruz...

Formun Üstü

Ali Sığırcı Karanlığa güneş olmak kolay değildir canlar

Hasan Şanlı O zaman minaresiz ve gülenli Tayyipli İzzettinli Cemevine gitmissiniz. Hayırlı

Ayhan Aydin Yok sevgili dedem, Cem Vakfı'nın bir cemevi değil, Pir Sultan Abdal Alibeyköy Cemevi'nde dün yaşanan bir erkan. Belki cenaze sahipleri öyle istedi. Öyleyse bunu da derinden irdelemek lazım... Ne olursa olsun, gelinen durum bu... Bir de tüm cemevlerinde ve dernek ve vakıflarda aynı sorun var... Kimse kusura bakmasın yıllar yılı Cem Vakfı'nın bazı konularda adı öne çıktı. Tüm kurumlar ve tüm cemevleri birçok noktada aynı sakat yönetim mantığına, Aleviliğin özüne uymayan davranış kalıplarına sahipler. O yüzden Cem Vakfı hikayesi eskidi artık... Tüm Türkiye'de ve tüm Cemevlerinde yozlaşma, asimilasyon aynıdır... Tek tip cem, Sünni- Şii ağızlı konuşmalar, hitaplar, dualar, gözler ceplerde para bekleyen inanç önderleri ve başkanlar... Fikir üretemeyen, kendini yenileyemeyen, gençleri dışlayan, cahil yöneticilerin ve hiç kusura bakmasınlar sözde inanç önderlerinin elinde yok alan bir Alevilik var şimdi... Gerçeği bu...

Hasan Şanlı Ayhan Aydin Ayhan bey, onlardan haberim var. Gazi Cemevinde görevli dedrler Cem Vakfı çıkışlı gri passportlu dedeler. Birde diger cemevlerine de gittim hepsinde aynı. Tamamı Cem Vakfı çıkışlı. Islsmın Sia ve Ehli Sunnet gelenegini uyguluyor. Cenaze hizmrtleri hskkında bir de kitspcik ları vsr. Cok saçma. Şimdi ne yapmalı. Haziranın ilk hsftasında Dersimde genis katılımlı bir toplantı var. Önceki gün ksygilarımı dile getirdim. Bakalım ne olacak. 
Şunu da ilave edelim, benim Düşkün ilan edilmemin ikinci gerekçeside cem Vakfı çıkışlı cem yapmaya karşı çıkışımdı. 
Ssygilar Ayhan. Gözlerinden öperim.

Murat Kertis Sn. Izzettin Doğan dedenin yaptiklarinin binde biri kadar kendi milletinize hayriniz oldu mu acaba Hasan Bey .

Ferda Alka Ayhan Aydin bey, ne acı bir realite..

Mürteza Çam Once hasan efendi dede misin yok nesin bilmiyor şu tünçelini niye söylemiyorsun bir bilsem iyi olur

Gazi Kemal Uyumaz Cenaze kaldırmanın saati vaktimi olur insanlarımız kendilerini birilerine uydurmaya kalkıyorlar yok efendim oğlumun hısımları veya kızımın hısımları Alevi değil onlara ayıp olur veya Alevi olmayan konu komşu tanıdıklara ayıp olacak deyip hem Hakka yürüme erkan saatlerini hemde Erkanın kendisini birilerine yaramışlık yapılacak diye öyle olmuştur her yerde var Halbuki ne demiş Pirimiz Kalsın Gönül Yol Kalmasın diye düşüneceğiz Kendi erkanımızı yapacaz biz aleviler dünya insanin töresine erkanına ibadetine saygı duyuyoruz kendi erkanımızada saygı duyulmasını bekliyoruz gerçi kendi kendimize kendi erkanlarımızı saygımız yokki

Hasan Şanlı Sayın Murat Kertis veMurtaze çam İzzettin hoca iyi yapmış. Islam diyorsa hem Ehli sunnet, hemde Şia. Tunceli'nin ise zaten şu anki Cemevinde görevli dede efendi Hızir paşa sofrasının baş misafiri. Bu görünen 
Manzaranın baş öğretmeni prf. İzzettin Doğan. Sayin Murtaze Çam, ben dede yim ama İzzettin Hocanin yarattiğı yolun dedesi değil, Hakk ve hakikat yolunun bir yolcusuyum. Daha 5 yaşlarında girdigim devingen yola girdiğim gibi yine ayni inancla yola devam ediyorum. Doğmalara , vahilere degil gerçege inanırım. Yolum durağan değil , devingendir. Zamanin çocuğuyum. BENİM YOLUM KUMLU DEGIL. SIZ YOLUNUZA BEN YOLUMA, haydi Güle güle. .

Formun Üstü

Erdem Erdogan Peygamberimizin sünneti cenaze en uygun zamanda defin edilmelidir vakti beklemek sonradan çıkmış bir gelenektir ne yazikki biz alevilerde bu geleneğe uyuyoruz....

Dursun Ali Camyurdu Alevi inancinda vakit yok 
Sunet yok istedigi zaman 
Cenaze erkani yerine getirilir cem evide cemaa 
Gibi toplanma yeri oldugu 
Icin ibadetler muhabetler 
Urda yapilir sade yagcilik 
Olsun diye vakit yok namaz kimileri kimileride 
Sazla turkiyle yok kible 
Donmeyin cikarlari icin 
Her yola bas vuruyorlar yazik toplumun degerlerini 
Kullanmayin

Muzaffer Akkol Ayhan Can Size katılıyorum. Malesef durum bu. Zakir Söylediğinin anlamı nedir bilmez, Gözcü tuttuğu Asa yı değnek sanır, Ruhu ve bedeni temizlemeden postu mindere çeviren dedeler, Küskün darğın Ceme girme Saymak ile bitmez... Selamlar..

Ali Günel 'Kendine yabancılaşma' ...!?! Daha çok işler gelir başa !!!

Aydın İleri Alevilerin cenaze erkanı için vakit beklemesini anlamıyorum. Günün her saati merasim olabilir..

Ali Ekber Taşkıran Valla kafam karışık
Camiye götürmek mecburmu her kabristanda musalla var zahiren hocada var nasıl istersen son görevini yapar sırlarsin

  •  · Mustafa Yıldız Köyde babamın cenazesini vakit beklemeden kaldırdık bizim vaitle işimiz yok.

Mustafa Özdemir Malesef hâla ürkekliğimiz devam ediyor. Gelse gelse topu topu üç beş kişi gelecek diye en az 400 500 kişiyi bekliyoruz. Çok yazık sünnileşiyoruz yavaş yavaş, sadece cenazelerde cem evine gelen canlar zaten iki arada bir derede kalmışlar. Bizi de sürüklüyorlar. Cemevleri de zaten sadece cenaze hizmetleri yapıyor.

Turan Karatepe şehirleştik, şehirli olduk

Hakkı Zeynep Azarak Cem evleri alevileri daha çok asimile etmekte cenaze erkanı hanifi mezhebinin fıkh kriterlerini uygulamakta. Cem evleri inanç konusunda duraksamış siyasi ideoloji siyasi aleviliği konuşmakta ve ne yazık ki alevi gençler ya sunni-emevi camilerine yada azeri-caferi mescidlerine gitmekte

Hüseyin Satı Asimile olan Alevilik

Ozan Doğancan Türkdoğan Cenaze erkanlarınızı da sunni içtihata göre yaptığınıza göre acaba bu kadar cem evlerini neden yaptınız ki zaten cemlerinizi arapçayla allayıp,pulladınız ,haremlik,selamlık eyleyerek,topluca tövbe estafurullah meydanı haline getirdiniz,şimdi de cenazeyi ikindiye, bekletmek te işin tadı tuzu oldu, daha neler göreceğiz dur hele.. hele...sizin bu arap heveslisi olmanız ne yol bıraktı ne de itikat haberiniz varmıdır.

Hafiize Kurşun Aynen aynen abim katılıyorum

Serdar Altun Yanlış bir tavirdir köylerimizde yapıldığı gibi yapilması gerekiyor

Ali Köylüce Neden öğle değil de, ikindi?

Hüseyin Satı Ali Köylüce huriler öğle sıcağında karşılama yapmasınlar deyu

Ali Duman Bizim bildigimiz kadar Alevi hakikatcilarinda arapca yok vakit yok, taklitcilik hic

İbrahim Kızıler Alevilerin cenazelerini de namaza göre kaldırıyorlarsa biz bitmişiz. Deşifre edin bu cemevini ve yetkililerini

Zeynel Gül Ne demek bu, Aleviler ne zamandan bu yana namaz vaktine göre topraga veriliyor Ayhan can?

Hüseyin Tuncer Cenaze beklenmez desenize yol yezitleri daha var içimizde hınzır lar Çogalmış Hazır cenazeyi bekleyenlere sabırla erkanı yolu bilenlere Selam olsun sabır Ayhan Hocam Sabır

Hanım Ipek Başımız sağolsun mekanı cennet olsun tüm ayle fertlerinin başı sağolsun mekanı cennet olsun

Dursun Ali Camyurdu Ozan dogancan 
Cenaze erkanlaimiz sunilerde farkli unlar namaz vakitlarin gore ayarliyorlar oglen ikindi once namaz sonra cenaze 
Namazi unlar ehli beyti zikr etmezler alevilerde vakit yok istedigi yerde erkani yerine getirirler ama 
Su an mekan olarak tabi kalabalik oldugunda ibadet 
Yeride cem evi oldugu icin 
Sade yasin fahtiya ve dort 
Tekbir kibleye donulur 
Unuda hak muhamed ali 
Diyorsak yapmaliyiz

Rıza Çubuk Abi yani senin için kötü olan beklemek dinsizlik toplumun kuralları önemli değil diye anlıyorum her ne düşünüyorsanız saygım sonsuz ancak dinsizlik ve kuralsızlık insanı hayvan sınıfına indirmezmi sizce

Hüseyin Yıldırım Kalemine sağlık

Maksut Zengin Ayhan beye katılıyorum baha bir araya gelmesini beceremiyoruz herkes bir yana çekiyor senin alevim benim alevim biz başkası tarafından yönlendirilmeye alışmışız geçmişine sahip çıkmayan ders almayan toplumlar ezilmeye mahkumdur kendimiz kendimizi yönetelim bir olalım iri olalım diri olalım

Ali Riza Selmanpakoğlu Kim engelliyor Cem Evinde herkes hazır olunca zaman tamam değilmi ki.

TC Hüseyin Ataibiş Beklemeyin efendim.

Formun Altı

 

Ayhan Aydin

30 Nisan, 22:27 · 




SÖMÜRÜNÜN YOK EDİLDİĞİ, 
KORKUSUZCA HERKESİN HAKKINI İSTEYEBİLDİĞİ VE ALDIĞI BİR DÜNYA ÖZLEMİYLE

İŞÇİ BAYRAMI KUTLU OLSUN...

Formun Üstü

148Fazilet Yoleri, Cemil Budak ve 146 diğer kişi

Ekrem Polat Hakkın ve hukukun bireylere eşit olarak dağıtıldığı gündür BAYRAM işte o gün KUTLU OLSUN.

Ayhan AydinHasim Turhan ile birlikte.

30 Nisan, 21:43 · 

Bugün can dostlar; Haşim Turan ve Ferman Taka canlarımla Revak Kitapevi'ni ziyaret ettik. Üstat Kahraman Özkök'le uzun uzadıya Bektaşilik'le ilgili sohbet ettik. Alevi Bektaşi kültür varlıklarının derlenememesi, bir enstitünün, bir müzenin kurulamaması gibi konular yanında, Üveysilik gibi konularda da bilgisinden istifade ettiğimiz Kahraman Özkök gerçekten bu konuları bilen önemli isimlerden birisi...
Bu arada Hacı Bektaş Dergahı'ndaki Son Postnişin Salih Niyazi Dedebaba'yla ilgili kitapevinde yayınlanan kitaba uzun bir giriş yazısı yazan Sayın Özkök'ten eseri imzalı olarak aldık. Bu konularda doktorasını yapmış çok sevgili Arzu Meral canımız da her zamanki gibi bizlerle candan ilgilendi. Her ikisi de sağ olsunlar var olsunlar...

 

Ayhan Aydın'ın Ellinci Yaş Resmidir... Ve De Şiiri...

 

ELLİNCİ YAŞ…

Bedeninin zırhları içinde debelenen çocuk
Haydi, koş, koş çok uzaklarda bir utkun var
İçindeki fırtınaları dizginleyemeyen çocuk
Haydi, koş koş yarım kalan hayallerin var

Kulakları çın çın öten hırçın, yaramaz çocuk
Seni çağıran sokaklarda bin bir umudun var
Bir o yana, bir bu yana hep çırpınan çocuk
Durma, durma yarın denen bir gelecek var

Dertleriyle hamur gibi yoğrulan çocuk
Üzülme çok, evrende nice yıldızların var
Hayali, merakı dağlar gibi olan çocuk
Rüzgârla dolu gemilerin, okyanusların var

Harabelerin çiçeği, hayat yorgunu çocuk
Gözlerinde aşk ateşi, sevgi çağlayanın var
Kalbi yorgun, zaman zaman durgun çocuk
Yenilme zamana, ayaklarında daha nice anlar var

Hiç durma hiç durma yürü yürü asi çocuk
Volkanların yanında filizlenen nice hayatlar var
Yarınları yine kendi eliyle kuracak çocuk
Gerçek öğretmenin hayat denen muamma var

Yaşam senin, dostluk senin, dünya senin çocuk
Tekrar tekrar usanmadan onaracağın yüreğin var
At yorgunluklarını deli dolu koş koş yine çocuk
Belki yaşanmamış daha nice nice güzel yılların var

Ayhan Aydın
16 Nisan 2019 Salı

 


YÖRÜKLER
Çok değerli hocamız Antropolog Dr. Bahar Taymaz'ın duyurusuyla bugünü dolu dolu geçirme şansına ulaştım.
Yeditepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü tarafından organize edilen ve bugün gerçekleştirilen, “YÖRÜKLER: Anadolu’da Kalanlar ve Anadolu’dan Göçenler” konulu konferans ve fotoğraf sergisi çok bu alanda önemli bir etkinlikti.
Dr. Öğr. Üy. Selda Adiloğlu ve Dr. Öğr. Üy. Ayşe Hilal Tuztaş Horzumlu’nun katılımıyla Rektörlük Binası Mavi Salonu'nda gerçekleşen konferans öncesinde Yeditepe Üniversitesi kurucusu ve mütevelli heyet başkanı sayın Bedreddin Dalan bir konuşma yaptı. Konuşmasında tüm dünyada ve ülkemizde antropolojinin önemine değinen Dalan, zaman zaman emperyalistlerin bu önemli bilim dalını kendi çıkarlarına hizmet etmesi için, araç olarak kullanılan, bir veri toplama alanı olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Bedreddin Dalan, Türkiye'nin gerçek değerlerini, toplumsal dinamiklerini, bütünlüğüne hizmet edecek antropolojik çalışmalara çok ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Ayşe Hilal Tuztaş Horzumlu; görsel malzemeler eşliğinde alandan derlediği verileri çok akıcı ve doyurucu bir şekilde dinleyenlere aktararak, Mersin yöresinde varlıkları yavaş yavaş yok olmaya başlayan Sarıkeçili Yörükleri hakkında detaylı bilgiler aktardı.
Selda Adiloğlu ise Makedonya'da varlıklarını sürdüren Yörüklerin geçimleri, evlilikleri, dağıldıkları coğrafyayla ilgili önemli bilgilerini yine birbirinden güzel fotoğraflar eşliğinde salonda bulunanlara aktardı.
Yeditepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü böylece çok önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapmış oldu. 
Bedreddin Dalan başta olmak üzere, Bahar Taymaz ve Antropoloji Bölümündeki diğer hocalarımıza çok teşekkür ediyoruz... İyi ki her şeye rağmen üniversiteler var, iyi ki Antropoloji var, iyi ki alanda yapılan araştırmalar devam ediyor...
Sadece Türkiye'nin değil tüm dünya kültürünün bir parçası olan yerel renklerimiz solmasın...
Yörükler her daim var olsunlar, göçebe yaşamlarına dağ başlarında, derin vadilerde devam etsinler...

 

Ayhan Aydin

 

Bugün Ölülerle Birlikteydik.
Şekilsel anlamdan manevi dünyaya, ilkçağlardan bugüne ölüm gerçeğine ilişkin ÖLÜMÜN ARDINDAN -ÖLÜM TERBİYESİ başlığı altında farklı disiplinlerden bilim insanları, bir kısmı az bilinen gerçekleri dile getirdiler.
İstanbul Psikanaliz Derneği tarafından organize edilen ve İstanbul Galatasaray'daki Avrupa Pasajı'nda gerçekleştirilen konferans ve panellerde çok başarılı sunumlar yapıldı.
Alanında önemli bir araştırmacı, akademisyen ve müzisyen olan Urum Ulaş Özdemir ise bugün Aleviler arasında sıkça tartışılan konulardan birisi olan Cenaze -Hakk'a Yürüme Erkanı konusunda başarılı bir sunum yaptı. 
Geçmişten bugüne Aleviliğin insana ve ölüme bakışını özetleyen Özdemir; günümüzde kişiler, kurumlar arasında halen canlı olarak yaşanan cenaze kaldırma erkan farklılıklarını dile getirdi. 
Urum Ulaş Özdemir, bu alanda sürüp giden tartışmaları tarafsız bir gözle anlattıktan sonra bu konudaki yayınlardan, bakış açılarından söz ederek genel manada Aleviliğin ve Alevilerin ölüm üzerindeki görüşlerini güzel bir şekilde özetleyip anlatmış oldu.

Formun Altı