KEMAL KILIÇDAROĞLU
KEMAL KILIÇDAROĞLU
Sen ki aydınlık bir gülüşsün umutlar dolu
Sen ki şansısın bu öz yurdun dostluklar yolu
Mazlumlar ağlıyor sanki sen bir ana kolu
Sar sarmala tüm öfkeleri yen Kılıçdaroğlu
Bir dilim ekmeğe, barışa, özgürlüklere
Hep sevgiyle çarpan, vicdanlı tüm gönüllere
Korkmuş, güven bekleyen karamsar milyonlara
Bir meşale ol karanlığı kov Kılıçdaroğlu
Hasret dağları sardı demokrasi neferi
Gazi Mustafa Kemal'in en korkmaz bir eri
Laiklik, adalettir mülkün temel direği
Durmadan yol al ulaş menzile Kılıçdaroğlu
Türkiye'nin geleceği bilimsel eğitimdir
İnsanların kaynaştığı özgür bir vatandır
Sanat, edebiyat bir yurdu yurt yapandır
Kültür devrimini yeniden kur Kılıçdaroğlu
Cevheri'sin korkutamaz hiçbir düzen
Gençlerimiz çağlar aşar yılmaz bir an
Kuracaktır millet birliği yeniden hemen
Ülkeye saygınlığını getir Kılıçdaroğlu
27 Nisan 2023
Ayhan Aydın
Yazar
23 Nisan'da Şahkulu'nda
23 Nisan
Baharlar gelmiş açmış kızılca güller
Neşeler saçılmış da hep gülmüş yüzler
Canlar da Şahkulu'nda dostları bekler
Çok sevinelim bugün 23 Nisan
Çocukların ruhu hep umutlar taşır
Diller Atatürk deyip deyip de şakır
Burası gönüllerde ki birlik yatır
Çok sevinelim bugün 23 Nisan
Gelip de geçti yobaz karanlık çağlar
Halk meclisine nice umutlar bağlar
Birlik yuvasıdır dergahlar, ocaklar
Çok sevinelim bugün 23 Nisan
Yurdu vatan bilir Alevi- Bektaşi
Özgürlüğe tapusu ahde vefası
Hacı Bektaş Veli'miz pirler kapısı
Çok sevinelim bugün 23 Nisan
Cevheri'sin çağları aşan ilimdir
Türkiye'nin varı laik eğitimdir
Kadıncık Ana'lar yurdun temelidir
Çok sevinelim bugün 23 Nisan
Ayhan Aydın
22 Nisan 2023
Yarın Şahkulu Sultan Dergahı'nda 23 Nisan Etkinliği Var. Cümle Dostlar Davetlidir...
Merdivenköy / Göztepe / Kadıköy
Öyle Hırçın, Öyle Asi, Öyle Umarsız
Öyle hırçın, öyle asi, öyle umarsız
Dalgaları derinden derine öyle güçlü
Tümden alevli bir örste dövülmüş gibi girdaplarında öyle fırtınalar saklı
Kabarmış kalkmış, yutmuş balçık rengini alan toprağını, taşını
Akağaçlar, kızılpelitler, cümle salkımsacak söğütler
Durdurabilirler mi yüzbin olsa ak-kara porsuklar
Gem vurabilir mi onca setler, bentler, nice tepecikler
Sorsan bu ne hikmetler, aman yarabbi bu ne hikmetler
Gökgürlemesi değil bu seferki kulak zarını delip geçmeler
Yavrusuna pençe atan ayıya dindirilmez çığlığı gibidir geyiğin attığı böğürmeler
Ormanın karanlığını delip geçen bu seferki o ne yaman sesler
Sen bin yıl, on bin yıl o yatağında akarken
Ayışında uzaktan sevgililer ürkerek, ürkek bakarken
Cümle yıldızlar gözyaşı döküp onu imrenerek süzerken
Kara trenler ateşler saçıp, cümle göğü sise boğup kale duvarı gibi köprüleri hemencecik geçerken
Sen ki o karlı dağları bile oya gibi nakışıyla işlerken
Sen sen olup akılsızca ey insanoğlu
Tutup onun sinir tellerini kesersen
Bir şehri aydınlatan enerjisini küçük görüp onu bozuk para gibi harcarsan
Bir katre iken buharlaşıp tüm dünyayı saran bir bulut yorganı olduğunu görmezsen
Devleşip de ejderhalar gibi ummanlara erişme sevdasını küçümsersen
Seni alır altına damla damla ezer un eder seni
Nefesini kıçından çıkartır ödünü tuz eyler seni
Mezardan atan da kalksa bilinmez bir hortlak olur buz eder seni
Cümle kuşlar seyrana durur ama o seni alır lal eyler seni
Akıllı ol oğlum akıllı
Doğanın, müziğin, hırpalananların gücünü çok da küçümseme sen sen ol
Seni alır koynuna maymunlar cehennemine çevirir yurdunu
Seni susuz çölde inleyen kurbağaya benzetir seni
Ayhan Aydın
17 Nisan 2023
Bir Hüzünlü Ayrılış Kamçılar Kederlerini
Bilinmez yalnızlıklar içinde kaybolursun
Köpük köpük dalgalar sarar seni
Kan damlar kara gecelerine
Bir şeyleri yitirmenin acısı sarar tüm bedenini
Bir çocuk ağlar,
Bir hüzünlü ayrılış kamçılar kederlerini
Hiç umulmadık bir anda ise
Bir ışık vurur derken
Buz tutmuş zorlu yollarına
Hayat en büyük öğretmenin olur
Sabır, mihnet, hüzün hiç durmaz eğitir durur seni
Sararan yapraklar kadar değeri olmayan
Dost bildiğin çıkar yosmaları
Savrulur giderler fersah, fersah uzaklara
Dupduru bir gün gibi
Kendine gelirsin apansız
Yedi veren bir aydınlık gibi
Bu gökkubbenin altında
Uğultusu mu kesilir dağların
Hışmı mı biter fırtınaların
Gün ola devran döne hele bir
Toprağa her değen yağmur damlası
Umutları da, yaşamı da
Besleyen can olur sanki
Kimsesiz, sahipsiz yavruları kucaklayan
Bir ana göğsü bereketiyle
Hızlanma boşuna
Sonuna kadar zorlama,
Çok yorma kendini
Ne kadar gidersen git
Önüne çizilmiş çizgin kadardır
Hayatının ufuk çizgisi de
Bunu çok iyi bil yalnızca
Sadece aydınlık bir gülüş ol,
Dost bir gönül,
İnsanlık gibi bir erdem,
Hoşgörü gibi bir gıda,
Samimiyet gibi bir güneş ol
Bu yeter her şeye
Ve de yaşama da
Ne yaparsan yap kanaat ehli ol sadece
Bir avuç da olsa o nasibim dediğin buğday
Bir nefes gibi ömrünün sonuna kadar
Bu da sana yeter
Ayhan Aydın
5 Ocak 2023
Oku Yavrum Adam Ol
Oku yavrum adam ol, oku yavrum adam ol
Adaletli bir düzen hakça paylaşım deyip
Dünyaya ışıklar verip umutlar derleyip
Yalan söyleme bedelini hiç düşünmeyip
Yavrum soysuz düzende işsizliğe mahkum ol
Oku da adam ol yavrum, oku da adam ol
Bir gün olur ya çekilsen de dar ağacına
Gözetip aldanma yalana dünya varına
Sen sen ol ölsen de yokluğun acılarına
Yavrum namertler sofrasına oturma mert ol
Cevheri yüze güleni dost sanma ayık ol
Yüreği sağlam ermiş insanlık erdemine
Nefsinden geçip akıp gitmiş sevgi alemine
Bağlan sen gerçek bir öz insan karekterine
Yavrum hemen aldanma sakın çok dikkatli ol
Ayhan Aydın
28 Şubat 2023
YUNANİSTAN GEZİSİ (14 - 21 Mart 2023)
YUNANİSTAN GEZİSİ
Gönülden bağlı olduğumuz Rumeli benim için bir sevda halidir. Bu sevdayı yaşamayanlar bilemezler. Her türlü zorluğu, sıkıntıyı yenerek yine yollara düştük. Seyyid Ali Sultan Korumu Heyeti Başkanı çok sevgili Ahmet Karahüseyin’in davetlisi olarak 19 Mart’ta, Yunanistan'da Rumeli'nin Gözcüsü - Kutup Yıldızı Seyyid Ali Sultan / Kızıldeli Ocağı - Dergâhı’nın Kalbindeki Barış ve Kardeşlik Yurdu olan Ruşenler Köyü’ne gittim.
Köyün hemen girişindeki mezarlıkta türbesi olan köyün de kurucusu olarak kabul edilen bir eren olan Ruhşen Baba’yı bu işleri başlatan Seyyid Ali Sultan Koruma Heyeti ilk başkanı Hasan Çengel’in kabirlerini ziyaret ettim.
Tüm Balkanlar’da yaşayan Türk / Alevi – Bektaşi toplumu gibi Ruşenler Köyü’nün de çileli halkı, her şeye rağmen inançlarını, kültürlerini yaşatıyorlar.
Baharın gelişi, Hz. Ali’nin doğum günü, Hz. Fatıma ile evlendiği gün olarak kabul edilen Sultan Nevruz’u bugüne kadar Yunanistan’da yaşamamıştım.
Genel olarak, Türkiye’deki ve Batı Balkanlar dediğim, Arnavutluk, Makedonya, Kosova’da halen inançlarını ve Sultan Nevruz’u çok canlı bir şekilde yaşatan Bektaşi toplulukları gibi Bulgaristan’da, Yunanistan’da yani Alevi – Bektaşi toplumu diyebileceğimiz topluluklar içinde bildiğimiz manada Sultan Nevruz’un kutlanmadığını biliyor, ya da duyuyorduk. Bulgaristan’da bir seferinde Razgrat bölgesinde şiirler, oyunlar, nefeslerle bu etkinliği bir toplantı ve spor salonunda yapmıştık.
Ama duymak başka görmek başka idi. 20 yıl boyunca yaptığımız gezilerde elde ettiğimiz, derlediğimiz bilgileri, söyleşileri, gezi notlarını bir araya getirdiğim yeni kitabımı ulu dergâha sunmak, hem de buradaki Sultan Nevruz’u görmek için buraya geldim.
İnançsal boyutu açısından her ne kadar Sultan Nevruz dense de, burada aslında yine birçok yerde gördüğümüz iç içe geçmelerin olduğunu anlıyoruz. Baharın gelişi, Hz. Ali’nin doğumu, Hz. Ali’nin Hz. Fatıma ile evliliği buradaki toplum tarafından 21 Martla ilişkilendirilse de, burada yine “birlik lokmaları” ekseninde bir etkinlik var.
Ama önemli bir alt, derin inanç uygulamasını burada görmek gerekir.
Yunanistan’daki Alevi toplumu, Alevi inancı ve toplumsal yapısı bakımından çok önemli olan “görgü cemlerini”, 14- 21 Mart tarihleri arasında yaptıkları için bu mart ayı o açıdan çok önemli oluyor.
Ama yine de 21 Mart’ı özel kılan, bu görgülerin mutlaka 21 Marta kadar tamamlaması gerekliliğidir. Bu bilgileri daha önce söyleşi yapıp, bunu da kitaba aldığım Ahmet Karahüseyin detaylarıyla bana anlatmıştı. Ayrıca bir diğer önemli “taç okutma”, “görgü cemi” de Muharrem ayında oluyordu. Aynen Balım Sultan Bektaşi Erkânı’nda olduğu gibi burada da, “Matem, Muharrem Orucu” bittikten sonra, muharrem ayının sonuna kadar görgüler yapılıyor. Yani burada yılda iki kez görgü oluyor.
Görgülerde de elbette lokmalar oluyor ama burada aynen Bulgaristan’da olduğu gibi tavuk ve yumurta faktörü belirginleşiyor. Yani canlarımız lokmaya tavuk ve yumurta da getiriyorlar.
İşte 21 Mart günü de, gözlemlediğim, köylülerin ortaklaşa kararı ile “birlik lokması” için kurbanlar kesildi, tavuklar, her türlü yiyecek imece usulü tüm köylülerin ellerinde ne varsa, güçleri, istekleri, evde ne varsa, Ruşenler Cemevi’ne getirildi. Cemevi yanında erkeklerin de yardımıyla ocaklar yandı, kazanlar da etli pilav (pirinç), fasulye pişirildi. Cemevi’nde kadınlarımız maharetle salatalar yaptılar.
Akşam saatleri olunca, kadınlarımız yerlerin darlığı nedeniyle çocuklarla birlikte cemevinde toplanıp muhabbet ettiler, lokmalarını yediler. Aynı zamanda eğlendiler.
Dışarıda ise, erkekler masalarda yine kendi aralarında sohbet edip, lokmalarını yediler. Köyün dedesi lokmadan sonra dua okudu.
Burada erkek – kadın ayrımı olmasa da, biraz daha çok kadınların önem verdikleri, bir araya gelip biraz da işin içinde eğlence olarak bu etkinliği sevinçle karşıladıkları görülüyor.
Öğrendiğimiz kadarıyla Hıdırellez’de benzer bir şekilde bu sefer kırda bir araya gelen canlarımız lokmalarını yerken, ateşten de atlıyorlarmış.
Burada ise 21 Martta ateşten atlama geleneği yokmuş. Yeni yeni kültürel etkileşimin de etkisiyle bazı canlarımız yaktıkları ateşten de atladılar. Türbedar Müslüm Çolak’ın “Ayhan bey, bizim buralarda eskiden, dedelerimizden duyduğumuz kadarıyla böyle bir şey yok, lütfen bunu çekmeyin” demesi üzerine ben de bunu kayıt altına almadım.
Hem inanç konusunda, hem de buralardaki tüm gelişmeleri en iyi bilen çok değerli başkanımız Ahmet Karahüseyin’le bir söyleşi yaptım.
Daha önce kendisinden yöre kültürü ile ilgili çok detaylı bilgiler almış, bunu kitabımda yayınlamıştım. Ama artık çekim kalitesi çok düşse de, son umudum olan cep telefonum sayesinde onunla bir saat kadar bir söyleşi yaptım.
Ahmet Karahüseyin yöredeki inanç ve kültür konularında bizleri aydınlattı. Kendisine minnettarım.
Değerli dostlar, bilmelisiniz ki, gönlü Türkiye sevdasıyla dolu, inançlı, bilinçli, sevgi dolu yüreğiyle sadece herkes için, tüm dünya için iyilik isteyen Ahmet Karahüseyin’e karşı Türkiye’ye giriş yasağı uygulanmaktadır.
Türkiye’de despot, otokrat, karanlık bir sistem kuran Recep Tayyip Erdoğan – AKP karanlık rejiminin uzantıları olarak tüm Balkanlar’da Alevi – Bektaşi toplumunu asimile etmek isteyen karanlık odakların tertipleri sonucu bu gül yüzlü başkanımız canı gibi sevdiği ülkemize girememektedir.
Bu acıyı yaşayanlar bilir.
Yıllar yılı yine aynı karanlık oyunlar sonucu çok sevdiğim Bulgaristan’a gidememiştim.
Bulgaristan’ı da, oradaki Türk / Alevi –Bektaşi toplumunu da canım gibi severim. Yıllar yılı orada araştırma yapmam engellenmiş oldu, aradan yine asimilasyoncu, çıkarcı sırtlanlar Deliormanlar’da gezmeye başladılar. Asıl iş yapması gerekenler engellenirken, toplumu yozlaştıranlar oralarda cirit attı.
Yeryüzünde veremeyecek hiç hesabımız, aynı zamanda tüm dünya bilsin ki, hesap göremeyeceğimiz hiçbir güç de yoktur.
Tüm dileğimiz, bu çok sevgili başkanımızın yasağı benim ki kadar uzun sürmemesi, bir an önce bitmesidir.
Her zamanki gibi beni bağırlarına basan başta Zöhre – Ahmet Karahüseyin çifti olmak üzere, gönülleri sevgi dolu tüm Ruşenler Köyü ve aydınlıklar içindeki Batı Trakya / Rumeli insanların kucaklıyorum.
Sevgi, saygı ve muhabbetlerimle…
Ayhan Aydın
23 Mart 2023
Diğer Makaleler...
- Mehmet Şilli Baba
- Çocuklara Ve Çocuk Kalabilenlere 7 Gece, 7 Masal
- Haydar Özdemir Son Yolculuğuna Uğurlandı...
- Şahkulu Sultan Dergâhı’nda Hızır Erkanları…
- Prof. Dr. Ahmet Yürür; Bence Pir Sultan Abdal En Verimli Dönemini Seyyid Ali Sultan Dergahı’nda Geçirmiştir.
- Prof. Dr. Ahmet Yürür Son Yolculuğuna Uğurlandı…
- Bak Sen Şu Sincabın Sürme Gözlerindeki Umuda
- Ahmet Akar İçin...
- Yörüklere Ağıt
- Sen De Yürü Sen De Yürü