• Ana Sayfa
  • Ayhan Aydın
    • Özgeçmiş
    • KENDİMLE İLGİLİ KISA BİR DEĞERLENDİRME
    • Ayhan Aydın Arşiv Listesi
    • AYYHAN AYDIN CEM VAKFI FOTOĞRAF ARŞİVİ
    • ŞAHKULU SULTAN DERGAHI GÖRSEL ARŞİVİ
    • Hakkındaki Yazılar
    • Hakkındaki Şiirler
    • Hakkındaki Haberler
  • Şiran
  • Söyleşiler
    • Dedeler
    • Babalar
      • BABAGAN (BALIM SULTAN ERKANI) KOLU
      • ÇELEBİLER KOLU
      • SULTAN SÜCEATTİN VELİ OCAĞI (DERGAHI) KOLU
      • ALİ KOÇ KOLU
    • Ozanlar
    • Yazarlar
    • Aydınlar Gazeteciler
    • Bilim İnsanları (Akademisyenler)
    • Kanaat Önderleri
    • Kurum Temsilcileri
    • Sanatçılar
    • Hocalar Mürebiler
    • İzzettin Doğan
  • Gezi Notları
    • Anadolu
    • Avrupa
      • Batı Avrupa Gezi Notları
    • İran
    • Suriye
    • IRAK
  • Yazılar
    • Basındaki Yazılar
    • Denemelerim
    • Etkinlik Haber Yorum
    • Cem Vakfı Yazıları
    • Kitapların Dünyası
    • Şiir Denemelerim
  • Kültür Sanat
    • Kültür Dünyası Söyleşileri
    • KÜLTÜR SANAT YAZILARI
  • Ahmet Hezarfen
    • Ayhan Aydın Kitap Yazıları
    • Osmanlı Arşivinde Aleviler Bektaşiler
    • Diğer Çeviri Belgeleri
    • Yazıları- Anıları - Görüşleri
    • Ahmet Hezarfen'le İlgili Yazılar
    • Ahmet Hezarfen Balkanlar(Rumeli)
    • Ahmet Hezarfen Fotoğrafları
  • Fotoğraflar
    • Dergahlar Türbeler
      • Balkanlar Rumeli
        • Bulgaristan
          • Otman Baba
          • Demir Baba
          • Akyazılı Sultan
          • Ali Koç Baba
          • Elmalı Baba
          • Hüseyin Baba
          • Dallı Ali Baba Türbesi
          • Yunus Abdal
          • Saçlı Koçlu Babalar
          • Alan Mahallede Ali Baba Türbesi
        • Makedonya
          • Sersem Ali (Harabali) Baba
          • Sarı Saltuk
          • Hıdır Baba
          • Cafer Baba
          • Üsküp Halveti Tekkesi
        • Yunanistan
          • Seyyid Ali (Kızıldeli) Sultan
          • Ece (İce) Sultan
          • Nefes Baba
          • Atatürkün Evi Selanik
      • İran
      • Suriye
      • Diğerleri
      • Anadolu
        • Hacı Bektaş
        • Sultan Sucaettin Veli
        • Abdal Musa
        • Kolu Açık Acim Sultan
        • Seyyit Garip Musa
        • Haydar Sultan
        • Diğer
      • İstanbul
        • Şahkulu Sultan
        • Kurucu Ahmet Sultan
        • Garip Dede Türbesi
        • Erikli Baba Türbesi
        • Nafi Baba (Şehitlik)
        • Karaağaç
        • Karyağdı
        • Duvar Baba
    • Semahlarımız
      • Rumeli Semahları
      • Anadolu Semahları
      • Sultan Sucaettin Veli Ocağı-Dergahı Semahları
    • Atatürk Fotoğrafları
    • Etkinlik Fotoğrafları
      • Türkiye
      • Balkanlar
      • Avrupa
      • Diğer
    • İnanç Önderleri
      • Dedeler
        • Fetfi Erdoğan Dede
        • Aşık Ali Metin Dede
        • Hüsamettin Aydın (Seyyid)
        • Nevzat Demirtaş
        • Musa Küçük
        • Veli Akkol
        • Hüseyin Orhan
        • Celal Arslan
        • Dedeler Diğerleri
      • Babalar
        • Hakkı Saygı
        • Abidin Harman
        • Mehmet Şilli
        • Reşat Bardi Dedebaba
        • Babalar Diğerleri
      • Zakirler
      • Çelebiler
      • Dervişler
    • Cemlerimiz
    • Yazarlar
      • Abidin Özgünay
      • Baki Öz
      • Cahit Tanyol
      • Mehmet Yaman Dede
      • Mehmet Yardımcı
      • Refik Engin
      • Şevki Koca
      • Ahmet Hezarfen
      • Yazarlar Diğer
    • Ozanlar
      • Adil Ali Atalay (Vaktidolu)
      • Ahmet Akar
      • Ali Ekber Çiçek
      • Aşık Durmuş Günel
      • Aşık Veysel
      • Hüseyin Çırakman
      • Hasan Papur
      • Hüseyin Yorulmaz (Seyfili)
      • Aşık İhsani
      • Mahzuni Şerif
      • Muharrem Yazıcıoğlu
      • Murtaza Şirin
      • Müslüm Sümbül
      • Telli Suna Gölpek
      • Ozanlar Diğerleri
      • Ozanlarla İlgili Simgeler
    • Gümüşhane-Şiran (Kırıntı-Yeniköy
      • Yeniköy (2010) Sayı Sayma Oyunu
      • Yeniköy Kış - Güssün Aydın Cenaze 2000
      • Kırıntı Yeniköy Düğün 2003
      • Kırıntı Yeniköy
    • Ayhan Aydın
      • Hısım Akrabalarım-Arkadaşlarım
      • Cem Tv Proğramlarım
      • Ayhan Aydın Resimleri
      • Ayhan Aydın'ın İstanbulu
      • Ayhan Aydının Manzaraları Şehirleri
  • Önemsediklerim
  • Konuk Yazarlar
  • Videolar
    • Cemler
    • Televizyon Söyleşileri
    • Cem Tv Programları
    • Barış Tv Programları
    • Belgeseller
    • Filmler
    • Ayhan Aydın
    • Diğer Söyleşiler
  • Anadolu ve Rumeli Erenleri
  • Site Haritası
  • Yazı Ekle
  • Yeni Videolar
    • Cem Tv Videoları
      • Dedeler
      • Ozanlar
      • Yazarlar-Aydınlar-Akademisyenler
      • Dernekler-Vakıflar-Federasyonlar
      • Dış Çekimler
    • EKİN İDİK OLDUK HARMAN-HALKLA SÖYLEŞİLER
  • Balkanlar (Rumeli)

Felek İnce Eleklerden Eledi Savurdu Beni

Pazar, 20 Kasım 2022 08:04 tarihinde yayınlandı. | Ayhan AYDIN tarafından yazıldı. | Yazdır | e-Posta | Gösterim: 62

Felek İnce Eleklerden Eledi Savurdu Beni

 

Yavrum niçin sorarsın şu garipçe halimden

Ömür teknesinde yoğruldu yıllarım benim

Nice karlar, yağmurlar yedim, tarlada düzde

Felek ince eleklerden elendi savurdu beni

 

Gün gün oldu gece döndü kavurdu çileler

Taştan taşa vurdu da eğitti türlü dertler

Çok kahırlar çektik kanadı bunca yürekler

Felek ince eleklerden eledi savurdu beni

 

Kız, gelin de olduk bilmedik tatlı yaşamı

Erken öğrendik orağı ve hem de tırpanı

Yiyip Balkan ayazını atlattık kışını

Felek ince eleklerden eledi savurdu beni

 

Böyle dediysem sakın çok aldanma her söze

Bizler de güldük, biz de eğlendik bazı gece

Yavan yaşık ne varsa yiyip eriştik güne

Felek ince eleklerden eledi savurdu beni

 

Şimdi geldim de artık bir karara eriştim

Aklım fikrim bir oldu ummanlara karıştım

Derman yok dizlerimde bastonlarla tanıştım

Felek ince eleklerden eledi savurdu beni

 

Bizler Rumeli’liyiz unutmayız kökleri

Sinemizde taşırız cefaları dertleri

Yollara revan olanlarız aşıp çağları

Felek ince eleklerden eledi savurdu beni

 

Cevheri der gel ağlatma nazlı anaları

Her biri destan yazdırır sana anıları

Çok çile yükü yüklenmiştir hep omuzları

Felek ince eleklerden eledi savurdu beni

 

 

7 Haziran 2022

Ayhan Aydın

Kategori: Hakkındaki Şiirler

Trakya'yı Nasıl Bilirsiniz?

Pazar, 20 Kasım 2022 08:03 tarihinde yayınlandı. | Ayhan AYDIN tarafından yazıldı. | Yazdır | e-Posta | Gösterim: 67

 

Trakya'yı Nasıl Bilirsiniz?

 

Kurumuş eğrelti otları, kamışlar

Bozkıra dönen tepelerinde meyvesiz ağaçlar

Ak ve gri leyleklerin kanat çırptığı

Dumanı üstünde yeni sürülmüş tarlalar

Öbek öbek bulutlar altında bugün Trakya

Suyu azalmış, işsizi çoğalmış kasabalar

Yer yer saman balyaları

Derisi çıkmış sıra sıra inekler

Ne de çok benzedi zamanla Anadolu'ya

Kız aldı, oğlan everdi, ekmek bölüştü

Vardiyada fabrikasının iş arasında

Duman tüttürdü Anadolu'dan gelen garibanla

Zaman zaman uzak tepeler gibi ayrı dursada

Ayrı bir ırk gibi görmesi bazen kendini

Benzetmesi en çok

Atatürk'ü sevenler topluluğuna

Belki de gizemli Traklar'ın

Varisi saymalarındandır kendilerini

Gençlerinin Avrupalı gençler gibi giyinmesi

Bazen bir naz, bir cilveli oyun havası

Yenemedi makus talihini zamanın

Bohcasında var mı karnını doğuracağı azığı

Kızı, kızanı, gelini umutlu mu yarınlardan

Çorlu'da tren katliamında akan kanını

Balkan Harbi'ndeki gibi sarabilecek mi

Zehirli atıklarıyla dolmuş dereleri, bağları

Ha deyince Anşa Bacı, Sülüman Ağa

Narin ama yine de zıpkın gençleri

Karadeniz'in yaman uşakları gibi

Hesap sorabilcek mi, fabrika patronlarından

Istranca Dağları, Tunca Deltası

Hıdırlık Tepesi, Alpullu Düzlükleri

Benzersiz güzellikleyle küçük bir

Rumeli Balkanlar özeti olan

Türkiye Trakyası

Yarınlara bizlerin umudu olabilecek mi?

 

Ayhan Aydın

7 Kasım 2022

Edirne - İstanbul Treni

 

 

Kategori: Şiir Denemelerim

Şu fani dünyaya da kondum bir zaman

Pazar, 20 Kasım 2022 07:37 tarihinde yayınlandı. | Ayhan AYDIN tarafından yazıldı. | Yazdır | e-Posta | Gösterim: 66
 
Şu fani dünyaya da kondum bir zaman
Dostlarım gelmiş bizlere ey nazlı can
Gâhî ağlayıp da gâhî güldüğüm an
Getirin bizlere muhabbet balından
 
Muhabbet sofrasında da çalınır sazlar
Gönüller birlenir hiç durmaz avazlar
Kalpten kalbe olunca aşklar, duygular
O an yerle göğü cem etmiş bulurlar
 
İkrarımız Abdal Musa’ya yazılsın
Garip Musa Kutlu yolda da süzülsün
Yanyatır bizim ocağımız bilinsin
Erenlerin kurduğu yollar sürülsün
 
Keçeci Babamız da burada hazır
Bilebildin mi sen hiç kim dost kim hınzır
Yardımcımız On İki İmam ve Hızır
Birlik meydanını kurandır Pak Mansur
 
Cevheri pire, ozanlara can verse
İnsanlık her şeyin özü sır bu dese
Ocak yanmaz, tekke kapalı ah çekse
Gözyaşını silen yarenleri gelse
 
Ayhan Aydın
8 Haziran 2022
 
Bu sabah bu fotoğrafı görünce etkilendim, bu şiiri yazdım…
1999’da Antalya Elmalı Akçeniş Köyü’nde şimdi sonsuzluk aleninde olan ve bizi hanesinde kabul buyuran ölümsüz Mürebbi Hamza Tanal (sağ başta), yanındakiler; Halk Ozanı Rıza Hasgül, Halk Ozanı Hasan Şimşek, Araştırmacı – Yazar Kutluay Erdoğan… Nurlarda yatsınlar… Her daim gönüllerde yaşıyorlar…
Kategori: Şiir Denemelerim

Kimileri Çok Sessiz Ama AKP Oyununu Oynamaya Devam Ediyor…

Pazar, 20 Kasım 2022 07:29 tarihinde yayınlandı. | Ayhan AYDIN tarafından yazıldı. | Yazdır | e-Posta | Gösterim: 461
 

Kimileri Çok Sessiz Ama AKP Oyununu Oynamaya Devam Ediyor…

Türkiye’de Olduğu Gibi Balkanlar’da Da Alevi Ocak / Tekke Merkezleri Temelli Asimilasyon Gayreti var…

Çoğu kendisine Alevi aydını, yazarı, dedesi, babası denilen kesimin görmediği, bir kısmının suskunluklarıyla destek verdikleri, bir kısmının ise bu asimilasyon çalışmaları içinde oldukları gayretlerle geleceğin Aleviliği – Bektaşiliği, AKP. zihniyeti tarafından inşaa ediliyor.

Türkiye’de üniversiteler, devlet kurumları farklı kollardan çalışmalarını sürdürüyorlar.

Altı yedi yıldır Yunanistan’da Seyyid Ali Sultan Dergâhı’ndaki birliği parçalamak için her yola başvuran bir zihniyet yine sahnede, yine rolünü oynuyor.

Bu seferse “sempozyum” adı altında, bir kısmının orada yaşananlar hakkında bilgisi olmayan, bir kısmı ise bilgisi olsa da, görmezden gelerek, Yunanistan’daki Alevi – Bektaşi toplumunun birliğini parçalamak için gayret gösterenlerin uhdesinde bir etkinlik organize ediliyor.

Üslup

Benim üslup sorunum olduğu söyleniyor. Üslubum çok sert bazen kırıcı imiş. Neden acaba? Çift karakterli bir insan mıyım;  bazen yol ehli olarak tatlı tatlı konuşan birisi olurken, bazen bas bas bağıran çılgın bir insana dönüşüyorum.

Değerli dostlar, “Yol Cümleden Uludur” diye bir düsturumuz var. Bu kadim Alevi Bektaşi Yolu’nda hem bir sevdalı, hem bir Kalenderi yol eri olarak bizler ancak hizmet edebiliriz. Biz de yeryüzünde bunun bir örneği olarak her türlü yokluğa, engele karşın, aynı yolda bu hizmeti yapmaya çalışıyoruz otuz yıldır.

Bu kadar tepkiselliğimiz hem sevdamız, hem çok okumamız, hem de çok gezip çok farklı coğrafyalardaki farklı gelişmeleri izlemememizden kaynaklanıyor. Bunu en yakınlarımıza bile anlatamıyoruz. “Elimizde teber, topuzla” kimi zaman hamlelerimiz oluyor. Bu çağda elbette ki mücadele konuşmakla, yazmakla oluyor.

Can Dostlar;

Ülkemizdeki AKP.- Recep Tayyip Erdoğan tek adam rejiminin uygulamaları gerçekten de yurdumuzu yokluğa sürüklüyor. Türkiye’de her geçen gün sevgisiz, hoşgörüsüz bir ortam yaratılıyor. Yüzyıllar boyunca hakları verilmeyen, yok sayılan, ötekileştirilen Alevi – Bektaşi toplumu ise sadece siyasi sistemlerin, partilerin, iktidarların kimlik ve bir sosyal / inançsal varlık olarak değil, “madur edilmiş bir kitlenin haklarını vermek”, al alade bir meselede olduğu kadar basit bir dil, yol ve yöntemle sıradan müdahalelerle baştan savmacı, oy ve siyasi ikbal beklentileriyle yaklaşılan bir mesele oluyor. Örnekleri elbette vardır ama yurdumuzda bu konuyu enine boyuna, derinlemesine düşünen, yazan, araştıran ve kalıcı olarak çözmek isteyen bir siyasi parti, sivil toplum kuruluşu vs. hatırlayan var mı?

Birçok akademik çalışmaya konu olsa da, bu mesele hiçbir zaman yüzyılların geçmişten bugüne getirdiği gerçeklikle ele alınıp, çok ciddi, yüreklilikle halledilecek bir mesele olarak görülmemiş, dolayısıyla da Aleviler için de olayı istismar edenlerin olduğu sadece nutukçu’luk yapılan bir mesele olmanın ötesine geçememiştir.

AKP.- Recep Tayyip Erdoğan iktidarının son 20 yıllık icraatlarının temelinde ise; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yüz yıllık macerasında bir dönüm noktası olarak gördükleri kendi rejimleri içinde cumhuriyetin temel yapı taşlarını yerinden oynatıp, istedikleri yeni bir devlet modeli yaratmaktır.

Başkanlık Sistemi adı altındaki yapının özünde, 80 yıllık cumhuriyet kazanımlarının kendi ideolojileri çerçevesinde yok edilmesi; laikliğin, laik ve bilimsel eğitimin ortadan kaldırılması, vatandaşlık bilinci yerine ümmetçi bir toplum yaratarak cumhuriyeti kuran iradenin yaratmak istediği; bağnazlıktan, akıl dışılıktan ülkeyi ve bu ülke vatandaşlarını kurtarma projesini yok edip, dini yönetimlerine alet ettikleri yeni bir rejim kurmaktır.

Bunu da büyük oranda başarıp, Türkiye’nin tüm milli değerlerini yok edip, çağdaş dünyayla bağlantı noktalarını kesip, en azından on milyon, özellikle Arap, Asya, Afrika kökenli insanı bilinçli olarak bu topraklara yerleştirip ülkenin sosyal – etnografik – inançsal yapısını kökten değiştirebilecek adımları atıp, ülkeyi sıradan bir Ortadoğu ülkesi yapma yolunda ilerlediler.

Önlerine çıkan her engeli bu ülkenin varlık temeli olan; ulusal tüm kültürel değerlerini,  coğrafi değerlerini dağlarını, ormanlarını, sahillerini yok edip, yağmalayıp, satarak, 80 yılda bu ülkenin namusu olan alın teriyle, bu toprağın insanları tarafından üretilen her şeyi satarak, yandaşlarına peşkeş çekerek Türkiye’yi emperyalizmin, uluslar arası sermaya güçlerinin, payandası yaptılar.

Toplumsal olarak uğraşmadıkları alan kalmadı, devrimci, demokrat, laiklik yanlısı, yurtsever ne kadar aydını, sanatçısı varsa bizzat üstlerine giderek, sivil toplum kuruluşlarına kumpaslar kurup, iftiralar atarak oraları ele geçirdiler, kapattılar, mahkemelere verdiler, çökerttiler, ulusal birliği yok ettiler.

AKP. – Recep Tayyip Erdoğan tek adam sulta rejiminin ülkeyi işgal planı devam etmektedir.

Ayrımcı söylem ve uygulamalarıyla ülkedeki sosyal barışı, hoşgörü ortamını sürekli geren, önüne gelene terörist deyip, halkı birbirine kışkırtan “daha bu sizin iyi günleriniz” deyip, bölücü ifadeler kullanan bugünkü iktidardan bu toplumun barışına, kardeşliğine, birliğine, beraberliğine ilişkin yapıcı bir düşüncede olduklarını düşünmek tümüyle çıkarcılık olur.

İktidarın yanaşması olmak isteyenler, AKP. Recep Tayyip Erdoğan tek adam rejiminin her türlü baskıcı, yasaklayıcı, toplumsal barışı yok edici eylemlerini görmezden gelip, hala bunlardan medet ummaktadırlar.

En acısı da, yüzyıllar boyunca devlet sistemi için sürekli aşağılanmış, dışlanmış, yok sayılmış, ısrarla bir inanç topluluğu olarak görülmek istenmemiş, ötekileştirilmiş, kışlada, okulda, devlet dairelerinden kimliklerinden dolayı sürekli hakaretlere uğraşım Alevi – Bektaşi toplumunun mevcut durumlarında bir değişiklik olmamasıdır. Bundan da acısı; bu halin devam etmesi, bir kısım Alevi – Bektaşi kitlesinin profesyonel bir devlet yöntemiyle susturulması, pasivize edilmesi, farklı bir şekilde asimile edilmeye devam edilmesidir.

Sevgili Okurlar;

AKP.- Recep Tayyip Erdoğan tek adam rejimi, 20 yıllık iktidarları boyunca kendilerinden önceki iktidarların uygulamalarını aratacak şekilde Alevi – Bektaşi hoşgörüsüzlüğü, intikamcı bir dil ve üslupla “terör, şiddet, ayrılıcılık, öteki, marjinal, cibiliyetsiz, kökeni belli olmayan, inançsız, bizim gibi değil” gibi söylemleriyle doğrudan veya dolaylı olarak Alevileri hedef alan açıklamalarıyla gerici – ırkçı – tekçi bakış açılarını sürdürmüşlerdir.

Devlet üniversiteleri, devlet destekli sözde sivil toplum kuruluşları, devletin çeşitli birimleriyle birlikte hiç ara vermeden Alevi – Bektaşi asimilasyonu bu iktidar döneminde de tüm hızıyla devam etmiştir.

Berkin Elvan’ın annesini yuhalatan Recep Tayyip Erdoğan’dan, “kökenini açıklasana, niye açıklamıyorsun” dediği Alevi kimlikli bir siyasetçi olan CHP. Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yumruk indirildikten sonra arayıp geçmiş olsun demeyerek aslında o yumruğu zaten kendisinin attırdığını alenen göstermesiyle, Sivas katillerinin avukatlarını milletvekili yaptırmasıyla, Alevi köylerine camii yapımı, imam atamasına devam ederek, yüzlerce olayla bu asimilasyonlara devam eden bu iktidar yapısından Alevilere – Bektaşilere bir şey beklemek tümüyle algı yanılması olur.

Şimdi de Alevi – Bektaşi toplumuna danışmadan, Alevi kurumlarıyla doğru bağlantılar kurmadan, kurnazlıkla, sinsi bir şekilde, devletin olanakları kullanılarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya danışmanlık yapan Alevi kökenli Bektaşiliğe intisap etmiş Ali Arif Özzeybek ve ona teslim olmuş kimi sözde Alevi dede, baba, sözde akademisyenleri tarafından sürdürülen ve yine anti demokratik bir şekilde yürürlüğe konulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı çalışması olumlu bakmak mümkün değildir.

Çünkü devletin daha doğrusu AKP iktidarının bu konudaki sicili çok bozuktur.

Devlet aklı bu hiç durmadan kendi prensipleri açısından çalışır durur.

Peki, bu çalışma asimilasyona hizmet ediyorsa, kendi siyasetine hizmet ediyorsa, birilerine hizmet ediyorsa, bunun karşısında Aleviler – Bektaşiler konuşmayacaklar mı?

Devlet üniversiteleri bünyesinde kurulan Alevilik – Bektaşilik Araştırma Merkezleri gerçekten neler yapıyor?

İlk önce Dış İşleri Bakanlığına bağlıyken, şimdi Kültür Bakanlığına bağlanan ve yurt dışındaki tarihi Türk yapılarına ilişkin çalışmalar yaparken, Diyanet İşleri Başkanlığı, AKP zihniyetinden insanların yönetiminde olan Yurtdışı Türk Toplulukları, Yunus Emre vd. kurumlarla işbirliği yapan TİKA’nın marifetleri nelerdir?

Daha önce sayısız yazı yazıp, videolarda, programlarda dile getirdiğim gibi sevgili dostlar işte tüm bu kurumlar kendi ideolojileri çerçevesinde asimilasyon çalışmalarına hiç ara vermeden devam ediyorlar.

Balkanlar’da AKP. Zihniyeti yirmi yıldır hiç ara vermeden Türk devletinin tüm olanaklarını kullanarak, Alevi – Bektaşi toplumu üzerinde çalışmalar yapıyor. 

Türkiye’den ve Balkanlar’da özellikle Alevi – Bektaşi kesimi içinde parayla satın aldıkları bazı insanlarla birlikte ortak çalışmalar içinde olan bu yapı; Alevi  - Bektaşi ocak ve tekke merkezlerini işgal etmek, oradaki birlikleri parçalamak için alternatif etkinlikler yapmak, seminerler, söyleşiler, paneller düzenlemek, o ülkelerdeki diğer İslamiyet’le ilgili kuruluşlarla işbirliği yaparak Alevi – Bektaşi kesimini Sünni topluluklar içinde eritmek politikalarını sürdürüyorlar.

Bunları birçok kez yazdım, dile getirdim.

 

Devamını oku: Kimileri Çok Sessiz Ama AKP Oyununu Oynamaya Devam Ediyor…

Kategori: Etkinlik Haber Yorum

Dadaloğlu, Dadaloğlu, Ah Dadaloğlu...

Cuma, 04 Kasım 2022 10:26 tarihinde yayınlandı. | Ayhan AYDIN tarafından yazıldı. | Yazdır | e-Posta | Gösterim: 83

 

Toros Dağlarında, Avşar Boylarında

Bir Sevda Ozanı Dadaloğlu N'ic'oldu?

 

Şimdi

Hangi kuş uçmaz kervan geçmez

Yüce dağ başlarında

Bilinmez hangi serin derelerin koynunda

Oya gibi işlenmiş hangi vadi oylumlarında

Hangi mazlum ceylanlara söylüyordur

Dadaloğlu, Dadaloğlu

O yanık, yılanı deliğinden çıkaran

O içli Türkmen türkülerini

Dost kalbi olan o benzersiz sazıyla

Kim bilir?

 

İçinde sarılmamış hangi yarası kanar durur

Hangi hıncını alt edememiştir de hala

Zaman zaman kahreder her şeye,

En çok da Felek denen o umarsız,

Yenemediği tek hayduta karşı

Hala öfkelenir durur belki de

Kim bilir?

 

Nice gözüpek yiğitler can vermişler

Yılmadan cenk ettikleri er meydanlarında

Zalim Osmanlı'ya karşı,

Halk düşmanı, kadir kıymet bilmez

Ol Osmanlı paşaları ise,

Pare pare eyleyip atmışlar bir köşeye

Halkına canından can veren

Öyle güzel, öyle kalender,

Öyle cömert beylerini

Çadırlar yanmış, yıkılmış, ocaklar tütmez

Sürme gözlü yârdan bir haber gelmez olmuş

Sevgi yüzü görmemiş zalim babası

Görüşmelerini yasak edeli beri

O hayalindeki, düşündeki

Ahu bakışlı yare kavuş mudur bir dahi

Kim bilir?

 

Obadan obaya, yayladan yaylaya

Ozan olup hak bildiği yoldan dönmeyen

Bağrı yanıp sevda türküleri söyleyen

Düşmana gürz sallayıp zaman zaman

Kimileyin coşup zalimleri kovan

Gökte uçan turnalara yoldaş olup

Baharda açan çiğdemlere ve

Billur sulu gözelere karışan

Dadaloğlu, Dadaloğlu,

Söylese bize ne gün gördü, ne işitti

Ne murat aldı bu âlemden,

Sürdü mü acaba bir dem, bir devran?

Bir öğrensek, bir duysak

Bu öksüz oğlunun hiç dile getirmediği

Dertlerine ortak olur muyuz

Kim bilir?

 

Hiç umulmaz bir anda

Yari gibi sevdiği elma gözlü nazlı atı

Terk edip gitmiş midir yoksa

Yarı yollarda koyup da onu?

 

Ya hısım, akraba, toyları,

Yarenleri, ya Avşar boyları,

Unutmuşlar mıdır,

Bir nekeslik edip bir köşeye atmışlar mıdır,

Gayri yaşlanınca, eli ayağı tutmayınca,

Hatırlarına getirmez olmuşlar mıdır onu?

Kim bilir?

 

Yüreğimde derin, derin sızılar

Beni üzen, düşündüren kimi korkular,

Ruhumda O Ozanın kederli halleri var;

Doruklarında dağların reyhan kokan elleri,

Pare pare eder bizi gamlı sözleri

Biçer bağrımı sazlarının telleri

Meri kekliği uçurur yuvasından,

Eşi bulunmaz yaralı bülbül dilleri

Ah Dadaloğlu, Ah Dadaloğlu...

 

Onulmaz dertler, yaralar içinde

Tek başına mı kalmıştır yoksa

Kapkaranlık geceler içinde

Bir ağaç kovuğunda yapayalnız,

Öyle içli, öyle çıplak, öyle sefil...

Hüzün gözyaşları döke döke

Uçup gitmiş midir,

Bir tas su vereni olmadan,

Ecelsiz, umarsız, çaresiz,

Ve de

Her daim dünyaya sevgiyle bakan

O derin, o güzel gözleri açık mı gitmiştir

Bu vefasız, bu fani dünyadan,

 

Kim bilir?

 

Ayhan Aydın

29 Ekim 2022

 

İstanbul

 

Sevgili Öner Yağcı'nın Dadaloğlu kitabın okuyunca, bu büyük halk ozanımızın dünyasına bir yolculuk yapmakla kalmadım, bir başka hislerle ona bağlandım, onu sevdim... Dadaloğlu büyük bir ozan olarak Avşar boylarında, Toros Dağları'nda ömür sürmüş bir sevda ozanı olarak bilinir. Ama yerleşik yaşama geçmeme, dağlarda, yaylalarda yaşamak isteyen Türkmen boylarının yaşama aşkında, direnç kavgalarında o da yer alır... Sazını dostluk, sevda, aşk için çaldığı kadar, haksızlıklara baş kaldıran yiğit bir ses olarak da dağlarda yankılanır büyük yüreğinden çıkan avazları.

Ben ise bir başka hüzne saptım; bu Dadaloğlu deyip bağrımıza bastığımız büyük ozan ve diğer ozanlar... Acaba bu büyük değerlerimizin sonları nasıl olmuştur? Kendimce bir duygu aleminde onu düşünüp bir şeyler yazdım.

 

(Dadaloğlu, Yaşamı, ve Bütün Şiirleri, Öner Yağcı, Gün Yayıncılık, Tarih yok, İstanbul)

 

Kategori: Şiir Denemelerim

29 Ekimde...

Cuma, 04 Kasım 2022 10:22 tarihinde yayınlandı. | Ayhan AYDIN tarafından yazıldı. | Yazdır | e-Posta | Gösterim: 84

29 Ekimde...

 

Yemyeşil gözleriyle bir genç geçti yanımdan

Kavruk yüzünü örten perçemleri

Yanık teniyle

Sandım bir Afgan rüzgarı esti serimde

Uzak toprakların solmaz bir çiçeği gibi

Dağ soluyordu nefesi

Başörtüsü içindeki

Utangaç yarini kavradığı gibi

Aktı kalabalığın bağrına

Beşiktaş'ta 29 Ekim törenlerinde

Bir Başkadır Benim Memleketim, diyen

Barbaros Hayrettin Paşa'nın ruhundan güç alan

Genç korunun sesiyle coşan kalabalığa

Karıştı sevgiyle...

Cumhuriyet, cumhuriyet

Mazlum milletlerin hayaliydin

Mustafa Kemal'in özgürlük yolu

Şanlı cumhuriyet

Diye, diye girdi ahenkli türküler içine

 

Ayhan Aydın

29 Ekim 2022

Beşiktaş / İstanbul

 

Kategori: Şiir Denemelerim

Diğer Makaleler...

  1. Suların Tılsımını Taşır Çeşmeler
  2. Anadolu Kadını’nın Bir Çileli İsmi: YETER ŞAHİN’LE SÖYLEŞİ
  3. Gölge Etmeyin Başka İhsan İstemeyiz Sizden...
  4. Şahkulu Sultan Dergahı'nda Ortaya Konan Oyun...
  5. Abdal Musa ve Kaygusuz Abdal Aşkıyla Yazılan Şiirleri...
  6. Dostlar Bunlar Alevi Sömürüsüne Hizmet Etmiyorlar mı?
  7. KADİM YOLDA OYNANAN OYUNLAR
  8. And Olsun Ki...
  9. Aleviler’in Büyük Açmazı ve Karanlık Bir Çağ, Karanlık Bir Düzen “Üzüm üzüme baka baka kararır…” Aman ne yapıyorsun, niye yazıyorsun, sen kimsin, kime hizmet ediyorsun, böyle şeyler açık açık yazılır mı, herkes okuyor, bunları böyle kamuoyu önünde yazılı
  10. Çorlu’da Kul Himmet Derneği Pikniği

Sayfa 3 / 84

BaşlangıçÖnceki12345678910SonrakiSon

Ayhan AYDIN İnternet Sitesi  erenler@ayhanaydin.info E POSTA

İLKEZGİ SANATEVİ SİTE VE TEMA TASARIMI MUSTAFA KARAÇİFTCİ 0542 559 11 80.