Ahmet Akar İçin...
Ahmet Akar İçin…
Halkının nefesi ciğerparesi
Yoksulun haykıran yiğit gür sesi
Haklının hiç sönmeyen meşalesi
Dürüstlük timsalidir Ahmet Akar
Vatan sevgisidir göğsünde açan
Atatürk deyince durmayıp coşan
Yobazın korktuğu ışıklar saçan
Namertlere karşıdır Ahmet Akar
Ayakları buz tutmuştur yollarda
Haram yoktur ekmeğinde aşında
Göz yaşı var lokmasında suyunda
Hayatın ustasıdır Ahmet Akar
Kökleri Tokat'ın tarih özünden
Anasıgil Kırıntı Sallıgil'den
Yazdıkları erenlerin sözünden
Usta ozanımızdır Ahmet Akar
Demokrasi, laikliktir ülkümüz
Yarınlara umut taşır gencimiz
Kültür otağıdır bizim yurdumuz
Cumhuriyet çınarı Ahmet Akar
Cevheri'sin ağıt yaksan az gelir
Garip topluma sözlerin boş gelir
Aç çocuk iniltileri zor gelir
Mazlumlar durağıdır Ahmet Akar
Ayhan Aydın
17 Aralık 2022
16 Aralık cuma günü sonsuzluk alemine yürüyen değerli halk ozanımız Ahmet Akar anısına…
Yörüklere Ağıt
Yörüklere Ağıt
Anadolum sütün kesilir
Yörük yürümez, dil vermez
Ahir zaman destanları
Kaf dağından ses gelmez
Keçisi, oğlağı, devesi
Yükün çekip yaylasına yürümez
Ah çeker, sinesini deler
Ağlar, ağlar şafağa ermez
Kilimine, halısına kan damlar
Nakışları solar gayrı
Çiğdemleri boy sürmez
Ak saçların örgüsüne kar yağar
Kederli yüzler bir dahi gülmez
Gitmez ağam gitmez
Nazlı, güzel ağam,
Bal bakışlı kalender ağam
Bu düzen, bu kara düzen
Böyle gitmez
Köle değilim
Kör değil
Lâl değilim
Sağır değil
Bu devran böyle sürmez
Soldurma renklerimi
Kırıp dökme hayallerimi
Kehribar sarısı bıyığım
Tütün tabakam
Yerde sürünen nazlı yavrum
Her biri bir köşede sefil
Neyleyim gönlümü nergis kesmez
Hançer saplanmış ekmeğime
Ateş yanmaz, ocağımda tütün tütmez
Sohbetin tadı kaçmış
Artık kurtlar bile obamda ulumaz
Çadırlarımın kılları yılan
Urganları cellada delil olur
Benim kaderimi ferman kesmez
Dağ çökmüş obama
El aman, karı, kışı geçit vermez
Anamın kınalı keyveni elleri, içli sesi
Belindeki kuşağı ve ki direnci
Öfkesi kınında kilitlenmiş dişleri
Haykırır vadiler boyu ses kesmez
Vicdansız dağlar, vicdansız düzen
Akbabalara
Sırtlanlara yem etme beni
Katarlanmış gidiyor
Bir türkü tutturmuş, dertli bir türkü
Yürüyor dağlar, bulutlar yürüyor
Cerenler iniyor deredeki suya,
Uçup giden, beni öksüz koyan
Turnalar, turnalar, turnalar
Kesmeyin dizlerimdeki takatı
Gitmeyin, gitmeyin, ne olur gitmeyin
Giderseniz de
Beni bu çöllerde öksüz komayın
Ben de varayım, ben de varayım
Ben de o kervana varayım
Varayım da canımı o kervana vereyim
Ölürsem de o tozlu yollarında öleyim
Sıla da gurbet, gurbet de sıla diyeyim
Gözlerim turnalarda, bir vadi dibinde kalayım...
Ayhan Aydın
16 Ocak 2023
Sen De Yürü Sen De Yürü
Sen De Yürü Sen De Yürü
Sen de yürü, sen de yürü
Yaşam beklemiyor, sen de yürü
Yanıyor evren, yanıyor ağaçlar
Öksüz yüzlerde kömür karası
Sen de yürü, durma sen de yürü
Karanlık bürür ormanları
Donar nehirler
Üşür fidelerin
Buz tutar gökyüzü, uçamaz kuşlar
Sen de yürü, yürü, sen de yürü
Tutulmuş kanla yoğrulu sokaklar
Kırık bir dalda sallanır kalbin
Ahengi kalmaz yaşamın
Dolunay çıkmaz bu gece
Sargı tutmaz yaraların
Sen de yürü, sen de yürü
Emecek sütü kalmamış memesinde
Yırtar ortalığı, çığ düşürür çığlığı
Bir garip çocuk
Durmaz hıçkırığı yüreğini parçalar
Çıkamaz içinden cinin, ifritin
Sancısı vurur derin derdinin
Sen de yürü, sen de yürü
Daha bahara çok var
Boynunu büker açlık
Sana yalvarır dağda cerenler
Ağlama sakın ağlama
Bir senin değil bu derdin
Dertler cihan paresi
Sen de yürü, sen de yürü
Umudunu hiç kaybetmeden
Bir sıcak saçta yürür gibi
Sen de yürü
Gözlerinde bir ışık
Durma, durma yürü
Düşme bir çukura, yokluğa
Bir alaca şafağa doğru
Sen de yürü
Ayhan Aydın
15 Ocak 2023
NİÇİN YENİKAPI'DA OLACAĞIM?
NİÇİN YENİKAPI'DA OLACAĞIM?
İnsan insan dedikleri
İnsan nedir şimdi bildim
Can, can deyü söylerlerdi
Ben can nedir şimdi bildim (Muhiddin Abdal)
Yıllar yılı Alevi - Bektaşî inancını, toplumunu yok sayarak, yok etmek isteyerek, Emeviler'den bu yana asimilasyon gayretlerine hiç ara vermeden sürekli devam eden devleti yönetenler, bu konuda bugün yeni bir adım daha atıyorlar.
Kültür Bakanlığı içinde, anti demokratik yol ve yöntemlerle ve arkasında karanlık bir zihniyetin olduğunu gördüğümüz bir şekilde, Alevi - Bektaşî toplumunun onayını almadan, onların temsil organları olan Alevi kurumlarına da danışılmadan Aleviler adına bir düzenleme yapılmaktadır.
Bu dayatmacı zihniyetle; Alevi- Bektaşi toplumu parçalanmak, cemevlerimiz, ocaklarımız, tekkelerimiz, kurumlarımız baskı altına alınmak, iktidar tarafından bir yandaş, fırsatçı, yağmacı bir Alevi - Bektaşî kitlesi yaratılmak ve Alevi kurumları tahakküm altına alınmak istenmektedir.
Bu Oyun Yeni Değil...
Çoğu kişi hatırlamasa da, Kültür Bakanlığı; tüm itirazlara rağmen, Alevi ibadetinde on iki hizmetten birisi olan "Semah"ımızı, dayatmayla "somut olmayan kültürel miras" olarak 2009'da UNESCO'ya onaylatmıştı.
Bu iktidar döneminde Türkiye'de ve Balkanlar'da birçok Alevi - Bektaşî ocak ve tekke merkezi AKP. zihniyetindeki güç odaklarınca işgal edilmiştir.
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
Devlet, bayrak, vatan, millet düşmanı değilim.
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
Sünni ve her dinden insanla inancından, kültüründen dolayı hiç bir sorun yaşamıyorum.
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
72 milleti bir nazarda gören, cümle alemle dost olmuş, aslanla ceylanı bağrına basan bir canım.
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
Ülkem olan Türkiye'de özgürce inancımı yerine getirirken kültürümü olabildiğince serbest yaşamak istiyorum.
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
İnancım üzerinde baskı, sindirme, ötekileştirme uygulamaları istemiyorum.
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
Devleti yönetenlerce aşağılanmak, bürokrasiye yerleşmiş Alevi düşmanlığını her ortamda hissetmek istemiyorum...
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
Bir başka inancın altında özünü kaybedecek gayretler karşısında sürekli kendimi savunuyor vaziyette olmak istemiyorum.
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
Irkçı, baskıcı ve de demokrasi, özgürlük, cumhuriyet ve insan hakları düşmanları tarafından yönetilmek istenmiyorum.
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
Laiklik benim karekterim, ekmeğim, aşımdır.
Laikliğin ve bilimsel eğitimin yok edildiği bir ülkede yiğenimin, çocuklarımızın, evlatlarımızın okumasını ve yetişmesini istemiyorum.
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
Türkiye'nin bir din devletine, gerici tarikatlar, şeyhler, şıhlar, meczuplar cennetine dönüşmesini istemiyorum.
Ben Bir Alevi - Bektaşi Olarak,
Şimdiden AKP- Recep Tayyip Erdoğan baskıcı rejiminin âdeta sözcüleri olup, ırkçı - Şii- tutucu zihniyetleriyle - dilleriyle bu düzenin uygulamalarını övenlere karşın;
Erenlerimizin kurdukları bu ulu yolumuzun, evrensel insan severliğe dayanan öğretimizin bir çıkar, makam, mevki, para, nam yolu olmadığını haykırmak istiyorum.
Ben Bir Alevi - Bektaşî Olarak,
Hiç kimseye danışmadan kendilerini toplumun ve yolun üstünde görüp, devletin imkanlarını kullanarak, Alevi- Bektaşi toplumu üzerinde adeta tahakküm kurmak isteyen kişileri önderim olarak görmüyorum, görmek istemiyorum.
Yol Cümleden Uludur
Ayhan Aydın olarak; 30 yıldır hiçbir siyasi, makam - mevki hesabım olmadan sürekli, hiç durmadan ve sadece Alevi - Bektaşi Yolu için hizmet yürütürken, bu toplumun kültürel hafızasının- arşivinin oluşmasına katkı sağlarken, sağlığımdan olurken; zaman zaman dışlandığım, işsizliğe, yokluğa ve ekmeğe muhtaç bırakıldığım, toplum olarak da bu durumda olmamızın bir ölçüde sorumluları olan
Alevi kurum başkanlarından da, bu kurumlardan da, bir beklentim yoktur.
Bununla birlikte, tüm hata ve eksikliklerine rağmen; ülkemizde ve tüm dünyada Alevi kurumları, Alevilikle ilgili kazanımların ana unsurları, dayanak noktaları olmuşlardır.
Alevîlik- Bektaşîlik ile ilgili tüm çalışmalar ancak ve ancak Alevi örgütleriyle birlikte yapılabilir.
Onları yok sayan, onların kurumsal kimliğine saygı göstermeden yapılan tüm girişimler Aleviliğin inkarı, asimilasyon gayretleri anlamına gelmektedir.
Ülkemi Sevdiğim, Özgür ve Demokratik, Lâik Bir Ülke İçin...
Ben bilimi, laikliği, insan haklarını, özgürlükleri, kültür, sanat ve edebiyatı kendisine rehber almış bir
Alevi - Bektaşî, bu ülkenin bir vatandaşı olarak; sadece ve sadece, "Hakk - Muhammed - Ali" düsturuyla var olan yolumuzun aydınlıklar içinde geleneksel çizgisinde geleceğe aktarılmasını istediğim için,
AKP. - Recep Tayyip Erdoğan rejiminin Alevilik- Bektaşîlik adına yaptığı dayatmalara karşı olduğumu göstermek için,
Demokratik, laik, özgürlükçü, tam bağımsız bir ülke, çocukların yataklarına aç girmedikleri bir Türkiye özlemimi haykırmak için,
Özümle, Varlığımla, Bilincimle,
25 Aralık'ta Yenikapı'da olacağım.
Cümle dostlara,
Sevgi, saygı ve muhabbetlerimle duyururum.
19 Aralık 2022
Ayhan Aydın
Yazar
Rehbersin Bizlere Seyyid Ali Sultan
Rehbersin Bizlere Seyyid Ali Sultan
Hiçbir tertip ve oyun Yolumuzun aydınlığını karartamaz…
Fazilet yolunda irfan katında
Kemaletin nurlar saçtı cihanda
Aşıp kahırları zorlu yolunda
Rehbersin bizlere Seyyid Ali Sultan
Işık vurdu aktı karanlık çağlar
Yobazın boynunda tığ ile teber
Gerçek canlar bülbül gibi zar eyler
Kılavuzumuzdur Seyyid Ali Sultan
Ağuları süzüp bal eyleyensin
Gönüller bir edip şan eyleyensin
Münkirler gözünü kör eyleyensin
Yol ulumuzdur pir Seyyid Ali Sultan
Horasan yurdundan sel olup aktın
Münkir münafığın oynunu bozdun
Kaleler zapdedip zalimler kırdın
Birlik meydanıdır Seyyid Ali Sultan
Emanetler aldın Abdal Musa’yla
Aynı yolda Umur Bey, Kaygusuz’uyla
Yaktın aşk ateşi gönül bağıyla
Birlik sembolüdür Seyyid Ali Sultan
Tanrı Dağı’na ocağı kuranda
Bölük bölük Türkmenleri tutanda
Zalim beyleri zapdedip geçende
Adalet timsali Seyyid Ali Sultan
Ekin ektin, orak biçtin yaylamda
Bulup su akıttın ak pınarımda
Kutup yıldızı olursun yurdumda
Bereket simgesi Seyyid Ali Sultan
Açtın meydan, yaktın birlik çerağı
Çiğneyip kara gönülleri ak otağı
Ocağı’ndır Tekkesi âlimler yatağı
İlim deryasıdır Seyyid Ali Sultan
Kurduğun köylerde eyledin devran
Ahi gibi olup koymadın viran
Haktır senin sürdüğün yol ve erkân
Kılavuzumuzdur Seyyid Ali Sultan
Yetmiş iki millete yar gibi bakan
Dervişleri güreşlere yetiren
Yol oğlu deyip, insanlar pişiren
İleri görendir Seyyid Ali Sultan
Dostluk köprüsünü kurdun ezeli
Barış, kardeşlik ülküsü temeli
Lokmalar hak edip yiyebileni
Dergahı’na al sen Seyyid Ali Sultan
Cevheri sen bu yolun yol erisin
Nice çile çeksen yılmaz delisin
Korkmadan yürü, gerçeği bilensin
Her daim yardımcı Seyyid Ali Sultan
Ayhan Aydın
22 Kasım 2022
Anadolu’dan Balkanlar’a Alevi – Bektaşi Asimilasyon Gayretleri Hız Kesmiyor Bölücü Sesler Çoğalıyor, Karanlık Büyüyor…
Anadolu’dan Balkanlar’a Alevi – Bektaşi Asimilasyon Gayretleri Hız Kesmiyor
Bölücü Sesler Çoğalıyor, Karanlık Büyüyor…
Alevi – Bektaşi toplumunda çok ciddi bir kopuş ve ikilik yaşanıyor. Bu ikiliği de AKP iktidarı politikalarıyla körüklüyor. AKP – Recep Tayyip Erdoğan Tek Adam Rejimi; Kendisine yandaş bir kitle, yandaş bir medya yaratması gibi, şimdi de şuurunu kaybetmiş, kökünü inkâr eden, yağmadan ne kaparım anlayışında bir yandaş Alevi – Bektaşi kitlesi yaratmaya başladı.
AKP. İktidarı, kendi taraftarı olmaya başlayan bu kesimi; Alevi – Bektaşi toplumu, kurumları üzerine sürerek, “Alevi’yi Alevi’ye kırdırma” projesini yürürlüğe koyuyor…
Seyyid Ali Sultan Dergahı’nda Son Yaşananlar…
Serçeşme Vakfı ve Ocakzadeler Meclisi adına sözcü Sayın Ali Timurtaş Özmen, Yunanistan Seyyid Ali Sultan Dergahı’yla ilgili kendi sosyal medya hesabında bir yazı kaleme almış.
Ali Timurtaş Özmen yazısında; “eli sopalı”, “işgalcilerin” Seyyid Ali Sultan Dergâhı’nda Yunan Devleti’nin kontrolünde işler yaptıklarını söyleyip yöre insanına ilişkin kin ve nefret kokan satırlar döktürüyor.
Son 6- 7 yıldır, civardaki tüm Alevi – Bektaşi inançlı kesimin, tüm köylülerin, 3 düşkün dede dışındaki tüm dedelerin destek verdiği Seyyid Ali Sultan Tekkesi Koruma Heyeti’nin çalışmalarını sabote etmek, 650 yıldır bu ulu ocakta yanan “Hakk - Muhammed - Ali” çerağını, siz Hıristiyan olmuşsunuz deyip kuruyasıca elleriyle söndüren Edirne Müftüsü’nün ve valisinin maşası olarak oradaki birlik ve beraberliği parçalamak, toplumu ikiye bölüp, bu yolu, bu erkânı sürüp, bu kutsal ocağımızı var eden kitleye karşı düşmanca tavırlar gösterip, karanlık güçlerin payandası olanları bir kenara bırakmış Sayın Ali Timurtaş Özmen, Yavuz hırsız ev sahibini bastırır, misali oradaki gül yüzlü canlarımıza veryansın ediyor.
Halkı bölmek; orada yüzyıllardır yapıla gelen “Seçek Yayla Etkinlikleri”, “Mürsel Bali / Kasım Kurbanı Anmaları”nı sabote etmek için hangi karanlık güçlerden destek alınarak yapıldığı bilinmeyen alternatif etkinliklerle burada asıl ikiliği yaratanların sanki yeni bir sözcüsü olarak mazlum canlarımıza saldırıyor.
Orada yolu yaşatan gül yüzlü canlarımıza türlü iftiralar atarak, nasıl birisi olduğunu da göstermiş oluyor.
Sayın Ali Timurtaş Özmen, lütfen olayları çarpıtmayın, inancını yaşayıp yıllar yılı bin bir zorluklar yaşayarak burada yaşama tutunan, yolunu süren soydaşlarımız olan mazlum canlarımıza iftiralar atmayın…
Sevgili Canlar, Olay Göründüğünden Derin
Yıllardır Yunanistan’da zaten türlü tertiplerle Alevi – Bektaşi toplumunu ikiye bölüp kendi uhtesinde yeni bir yapı oluşturmak isteyen Türkiye kökenli bir oluşum Yunanistan’da sözde bir sempozyum yaptı.
Etkinlik kimlerle yapıldı?
Seyyid Ali Sultan Koruma Heyeti’ni, bu inancı yaşayan toplumu yok sayarak, orada ikiliği ve bölücülüğü yaratan; yöredeki diğer etkinlikler için; “burada etkinlikler Cuma namazıyla başlamalı, nefes, deyiş, semahla bizim işimiz yok” diyen bir de üstelik iyi niyetlerle kendilerini derneğe alan Alevi – Bektaşi kesimine düşman kesilip kendi başına işler çeviren SEÇEK Derneği’yla yapıldı.
Adam kaçakçılığından mahkûm olmuş ve halkın düşkün ilan ettiği sözde dede taslaklarıyla yapıldı.
Neye hizmet ettiği tam bilinmeyen Türkiye’de kurulu TİKA vb. kurumların oyunlarıyla Yunanistan dâhil Balkan ülkelerindeki Alevi – Bektaşi toplumunu Sünni İslam inancı içinde eritmeyi planlayanların payandası olarak gayretler gösteren ve yıllar yılı bu toplumun duygularını ustalıkla sömüren akademisyen kimliği altında türlü oyunlar oynayan Prof. Dr. Ahmet Taşgın ve ekibi anlaşılan AKP - Recep Tayyip Erdoğan rejiminden çok ciddi kaynaklar alarak bölücü çalışmalarına hız vermiş durumda.
Edirne’de Alevi – Bektaşi toplumunun değerlerini kullanıp çıkar elde etmek için çırpınan ve Yunanistan’daki toplumun düşkün ilan ettiklerine kol kanat geren, Cem Vakfı Şube Başkanlığı’ndan uzaklaştırılan, bir CHP lideri Kılıçdaroğlu’yla poz verip, bir Edirne Valisiyle yemek yiyen, yeni aldıkları traktörlerin, yazlıklarının reklamını yapmaktan başka bir marifetleri kalmayan Mustafa Çetin – Akın Çetin baba – oğul ikilisine yeni yeni isimler eklenerek son 20 yıldır Balkanlar’daki Alevi – Bektaşi asimilasyonuna Trakya’yı da eklenerek bu topluma karşı saldırılar devam ettiriliyor.
Alevi – Bektaşi toplumunda çok ciddi bir kopuş ve ikilik yaşanıyor. Bu ikiliği de AKP iktidarı politikalarıyla körüklüyor. Kendine yandaş medya yaratması gibi, şimdi de şuurunu kaybetmiş bir yandaş Alevi – Bektaşi kitlesi yaratmaya başladı. Onları da Alevi – Bektaşi toplumu, kurumları üzerine sürerek, “Aleviyi Aleviye kırdırma” projesini yürürlüğe koyuyor…
Diğer Makaleler...
- Felek İnce Eleklerden Eledi Savurdu Beni
- Trakya'yı Nasıl Bilirsiniz?
- Şu fani dünyaya da kondum bir zaman
- Kimileri Çok Sessiz Ama AKP Oyununu Oynamaya Devam Ediyor…
- Dadaloğlu, Dadaloğlu, Ah Dadaloğlu...
- 29 Ekimde...
- Suların Tılsımını Taşır Çeşmeler
- Anadolu Kadını’nın Bir Çileli İsmi: YETER ŞAHİN’LE SÖYLEŞİ
- Gölge Etmeyin Başka İhsan İstemeyiz Sizden...
- Şahkulu Sultan Dergahı'nda Ortaya Konan Oyun...