BULGARİSTAN’DA TÜRK SPOR BİRLİĞİ “TURAN” Ahmet Hezarfen

BULGARİSTAN’DA TÜRK SPOR BİRLİĞİ “TURAN”

Ahmet Hezarfen

 

Biz Turancı genç Türkleriz.

Dünya bilir, merd erleriz.

Çalışmayı çok severiz,

Biz Turancı genç Türkleriz!

 

“Gençlik, ulusun umudu ve geleceğin güvencesidir. Onların okul içi, okul dışı eğitimi gerekir. Okul içi meslek eğitimi okul yapardı, fakat okul dışı eğitimi yapan bir kuruluşa da gerek duyuluyordu. Bulgaristan kurulunca, Türk halkı kimsesiz kalmıştı, elinden tutanı yoktu. Kendi kendini korumasından başka çare yoktu. Silkindi, kendi yaralarını kendisi sarmaya çalıştı. İlerleme, yükselme yollarını aradı. Maarif işleri biraz yoluna girdi. Fakat yoksulluk yüzünden bazı yerlerde hâlâ ilkokul yoktu. Çok yerde gençler ilk tahsille kalıyordu. Halbuki 20. yüzyılda yaşıyorduk, bu durum böyle devam edemezdi. Herkes ilerliyor, medeniyet yolunda yarış yapıyordu. Bazı yerlerde spor kuruluşları yeşermeğe başlamıştı. Eskicuma başta geliyordu.” (1) I. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkler arasında kültür hareketi yavaş yavaş canlanmağa başladı, yer yer kurulmuş olan spor dernekleri birleşme ve anlaşmaya başladılar, yalnız topa iyi vurması yeterli değil, kafayı işletmek, aydınlatmak gerekliliğini anladılar, hele Kurtuluş Savaşı’ndan sonra “Türkiye’deki mutlu gelişmeler, Bulgaristan Türklerini de derinden etkilemişti. Anadolu’da Büyük Zafer’in kazanılması, Lozan Konferansı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşu, Bulgaristan Türk gençliğini de coşturmuştu. Bu coşkulu hava içinde, Bulgaristan Türk oymaklarında çeşitli gençlik spor kulüpleri doğdu. Çoğu 1923-1924 yıllarında kurulan bu kulüplerin belli başlıları şunlardı: Eskicuma (Tırgovişte) “İnkılâp” Kulübü

Eski Zağra (Starazagora) “Altınyıldız” Kulübü

Niğbolu (Nikopol) “İleri” Kulübü

Plevne (Pleven) “Kamer” Kulübü

Pravadi (Pravadiya) “Çelik” Kulübü

Rahva (Rahova) “Atilla” Kulübü

Razgrad “Gençler Birliği” Kulübü

Rusçuk (Ruse) “Terakki” Kulübü

Rusçuk “Yıldız” Kulübü

Varna “Hilâl” Kulübü

Vidin “Turan” Kulübü

Vidin “Tenvir-i Efkâr Kulübü”

Vraca (Vratsa) “Gayret Kulübü”

Yenipazar (Novipazar) “Rumeli Kulübü”

Ziştovi (Sviştov) “Kuvvet Kulübü”

Ziştovi “Balkan Kulübü”

Hemen her Türk oymağında mantar gibi fışkırmaya başlayan bu Türk Spor kulüplerini bir çatı altında birleştirmek fikri de gelişti. Razgrad’da çıkan Deliorman gazetesinde Mustafa Şerif (Alyanak) şunları yazıyordu:

“... Çok hayırlı ve çok değerli bir teşebbüs, hemen hemen her yerde Türk muhitleri arasında çoktan beri beklenen bu tohumu serpti. Şöyle ufak bir seyahat yapınız. Göreceksiniz ki her kasabada bir spor kulübü teşekkül etmiş 20-30 genç, her gece, hayatın kirli ve çılgın sahnelerinden uzak, tenha ve küçük bir yerde fikir ve vücut terbiyesi tahsil ediyordu...

Biz artık muhtelif kollara, fertlere veya fırkalara köprü olacak bir gençlik değil, kafası medeni ihtiyaçlarımızı kavramış, bilgili, sıhhatli ve mefküreci bir gençlik istiyoruz. Çünkü buna şiddetle ihtiyacımız vardır.” Bu yazıyı yazan Mustafa Şerif Bey, ondan sonra da Türk spor kulüplerinin birleştirilmesi, bir merkeze bağlanması fikrini canla başla savundu. Bu yazı üzerine Rusçuk Türk gençleri birleşme işini ele aldılar. 1924’te Rusçuk’ta üç spor kulübü vardı: “Yıldız”, “Terakki”, “Ertuğrul”, kulüpleri. “Yıldız” ile “Terakki” birleşerek öteki Türk kulüplerini bir kongreye çağırdılar. Bu çağrıya bazı kulüpler olumlu karşılık verdiler, bazıları ise kongreye katılmaktan yan çizdiler.

 

Birinci Spor Birliği Kongresi

14 Temmuz 1924 günü Rusçuk’ta Türk spor kulüpleri birinci kongresi toplandı. Bu kongreye aşağıdaki kulüpler ve üyeler katıldılar:

Razgrad: “Gençler Birliği” Kulübü-Mahmut Necmettin ve Alyanakzade Mustafa Şerif.

Pravadi: “Çelik” Kulübü-Süleyman Sabri

Ziştovi: “Kuvvet” Kulübü-Nida Behçet. Mehmet Celâl ve İsmail Mehmet.

Rusçuk: “Terakki” Kulübü-Şevki Mustafa, İsmail Muharrem, Ali Hüsnü ve Mehmet ismail.

Rusçuk: “Terakki”  Kulübü-Şevki Mustafa, Emin Hüsmen, Muharrem Mehmet.

Plevne: “Kamer” Kulübü-Kadri Oğuz, Mehmet Niyazi ve Celâl ve Âdil.

 

Rusçuk Bulgaristan’da Türkçü, Milliyetçi Gençlik Teşekküllerinin Kuruluş Toplantısı

Rusçuk Kongresi’ne altı Türk spor kulübünü temsil eden 16 delege katılmıştı. Öteki kulüpler katılmamıştı. Kongreye konuk ve dinleyici olarak da epeyce kişi gelmişti. Kongre, Rusçuk Rüştiyesi’nde yapılmıştı. Katılanların az olmasına rağmen, Rusçuk kongresi, Bulgaristan Türk Spor kulüplerini bir çatı altında birleştirme yolunda önemli bir adım oldu.” (2) “Deliorman” gazetesi Başyazarı Mustafa Şerif Alyanak kongre başkanlığına, Süleyman Sabri başkan yardımcılığı, Nida Behçet sekreterliğe seçildi. Şu maddeler görüşüldü:

1 – Umumi Nizamnamenin hazırlanması

2 – Umumi merkezin ayrılması

3 – Konferanslar, referatlar

4 – Müteferrik maddeler.

    Alınan kararlar:

1 – Merkezin Rusçuk’ta kalması

2 – Merkez İdare heyetinin Rusçuk “Yıldız” ve “Terakki” kulüpleri arasından seçilmesi

3 – Umumi Nizamname’nin hazırlanarak ikinci kongreye arzı

4 – 2. Kongrenin Plevne’de toplanmasına

5 – Merkeze bağlanmak prensipleri üzerinde kuvvetli adımlarla yürüyerek ikinci kongreye daha ziyade kulüp toplanması.” (3)

Birinci Kongre tarafından Rusçuk’ta kalmasına karar verilen merkez yönetim kurulu şu kişilerden kuruldu: Başkan: Ali Hüsnü, yardımcı: Şevki Mustafa, sekreter: İsmail Muharrem, Spor İşleri Md.: İsmail Muharrem, Müşavir üyeler: Emin Hüsmen, Etem Abdi. Kontrol Kurulu: Muharrem Mehmet, Selim. Kongrenin Rusçuk gençlerinin öncülüğünde yapılması, kurulacak Spor Birliği’nin Rusçuk’ta kalmasını Merkez Yönetim Kurulu’nun Rusçuk’taki iki kulüp üyeleri arasından seçilmesine karar verilmiş olması, Varna ve Vidin gibi bazı kentlerdeki kulüpleri kıskandırdı. Rusçuklu gençlerin boylarından büyük işlere kalkıştıkları... Vidin’de öğrenim görmüş Türk gençlerinin sayısı daha fazlaydı. Onların öğrenim düzeyleri genellikle Rusçuk’taki gençlerden daha yüksekti.” (4)

 

İkinci Plevne Kongresi

3 Temmuz 1925 günü, Plevne’de Türk Spor Kulüpleri’nin ikinci kongresi toplandı. Birinci Rusçuk Kogresi’ne beş şehirden altı kulüp katılmışken, İkinci Plevne Kogresi, yedi şehir, dokuz kulüp ve 29 delege ve müşahit azanın topluluğuyla açılmıştır. Kongreye katılan kulüpler: “Plevne”, “Kamer” kulübünden Kadri Oğuz, Mehmet Cavit ve Nabi Fikret, Vraca “Gayret” Kulübü’nden Kadri Ahmet Cevdet, Mustafa Remzi, Ali Kadri, Hüseyin Ömer, Vidin “Turan” Kulübü’nden Yaşar Ahmet, Halim Özdemir, Varna “Hilâl” Kulübü’nden Ömer Kâşif ve Reşit Nuri Eski Zağra “Altınyıldız” Kulübü’nden Ali Hüsnü (vekaleten) ve İsmail Muharrem, Niğbolu “İleri” Kulübü’nden Mehmet Celâl, Hüseyin ve Ali Ömer, Ziştovi “Kuvvet” Kulübü’nden Mehmet Celâl, Nida Behçet, Ziya İsmail, İsmail Mehmet, Hasan Mehmet, Ziştovi “Balkan” kulübünden Aziz Şerif, Ahmet İsmail, Mehmet Mustafa ve İsmail Süleyman, Rusçuk “Yıldız” Kulübü’nden Ali Hüsnü, İsmail Muharrem, Mehmet Şükrü, Mehmet Ahmet, Salim İsmail. Kongre Başkanlığına Vidin “Turan” cemiyeti adına müşahit olarak katılan Yaşar Ahmet (Tunail), ikinci başkanlığa da Plevne’den Kadri Oğuz seçildi. (5) Merkez İdare Heyeti’nin hazırladığı gündem şu esasları ihtiva ediyordu:

1 – Bir senelik faaliyet raporu,

2 – Bulgaristan’da ayrı bir Türk Federasyonu mu kurmalı, yoksa Bulgar Federasyonu’na mı girmeli?

3 – Bulgaristan Türk futbol şampiyonluğu nasıl tayin edilmelidir?

4 – Birlik Nizamnamesi’nin kongrece kabul ve tasdiki,

5 – Referatlar...

6 – Müteferrik maddeler.

Bu gündemi müzakere edecek Kongre Başkanlığına Vidin “Turan” Cemiyeti adına müşahit olarak katılan Yaşar Ahmet (Tunail), ikinci Başkanlığa da Plevne’den Kadri Oğuz seçilmişlerdi. Kongre üç gün sürdü. Yaşar Ahmet Vidin’in, yalnız Vidin’in değil bütün Bulgaristan Türklerinin yetiştirdiği daima iyiyi, doğruyu görür ve düşünür idealist ve teşkilatçı bir Türk çocuğudur. Lise tahsilinden sonra Vidin Türk ilkokul öğretmenliği ile görevlendirildiği 1923 yılında “Şefkat Kıraathanesi”, “Tenvir-i Efkar Kulübü”, “Fakirlere Yardım, Cenaze Kaldırma Derneği” gibi teşekküllerden ayrı Türk çocuklarının fikri, bedeni, milli his ve bilgilerini yüksetmek maksadıyla “Turan” Cemiyetini kuranların başında gelir.

Spor Birliği’nin ikinci Plevne Kongresi’ne kadar bir buçuk yıllık hayatında, muhtelif sahalarda çok mühim faaliyetler gösteren bu cemiyet Vidin’in Türk ve Bulgar halkı tarafından tutulmuş ve sevilmişti.

İkinci Plevne Kongresine müşahit olarak katılmağa karar veren bu cemiyet önce yukarıda adları geçen teşekkülerin ileri gelenleri ile cemaat, mektep encümen azalarını, öğretmenleri, müftüyü bir toplantıya davetle müşahit sıfatıyla da olsa kongreye katılacak mümessilleri gerek kongre içinde gerekse kongre dışında kendi cemiyetlerinin çalışmalarını bir misal olarak gösterecek henüz nizamnamesi kabul ve tasdik edilmemiş Spor Birliği üyelerini bu birlikten vaz geçirip kendi cemiyetlerine benzer cemiyetler ve bu cemiyetlerden toplanma bir Birlik kurmaya davet edecekti. Büyüklerince de desteklenen bu karar üzerine Yaşar Ahmet (Tunail) ile rahmetli Halim Özdemir, kongreye müşahit sıfatıyla iştirak ettiler. Kongrenin diğer mürahhas âzaları, Yaşar Ahmet’i kongre başkanlığına seçmekte bir mahzur görmediler. Yaşar Ahmet, kongre gündemine geçmezden evvel hakkında gösterilen emniyet ve teveccühe teşekkür ve Vidin’lilerin selâmlarını tebliğden sonra, Bulgaristan Türk gençliğinin manen ve bedenen gelişmesi için tek bir gaye güden “Spor Birliği” gibi bir teşkilatın kafi olmadığını, bu bu teşkilat ile gençlerin bilhassa milli hislerini beslemek ve takviye etmek kabil olamayacağını izah ett, memlekette, azınlık bulunduğumuzu göz önüne alarak Türk gençliğini her sahada yetiştirecek çeşitli gayeli bir teşkilat kurulmasında ancak fayda olduğunu “Spor Birliği” gibi değil de Vidin “Turan” cemiyeti gibi cemiyetlerle bunların kuvvetli bir birliğini kurmak için karar alınmasını teklif etti. Vidin’lilerin bu teklifi maalesef yalnız Vraca “Gayret” kulübünden gelen arkadaşlar tarafından desteklendi, ekseriyet Spor Birliği’nin kalmasında ve nizamnamenin kabulü için hemen müzakerelere geçilmesinde ısrar etti. Kongreye öğleden sonra yetişen Varna mürahhasları Vidinlilerin bu teklifini tasvip etmişlerse de iş işten geçmişti. (6)

Plevne Kongresi’nde merkezin nerede kalması hususunda hayli tartışılıyor, bazı delegeler Vidin veya Varna olmasını ileri sürüyor fakat Vidinliler ve Varnalılar bu teklifi red edince merkez yine Rusçuk’ta kalıyor ve merkez yönetim kurulu şu kişilerden oluşuyor:

Reis: Ali Hüsnü, Fahri Reis: Eşref Şemsi (Rusçuk Rüştiye Öğretmeni), Reis Muavini: Mehmet Şükrü, Katip: İsmail Muharrem, Veznedar: Mehmet İsmail, Müşavir aza: Mehmet Abdullah, İbrahim İsmail, Selim İsmail.

Teftiş Hey’eti: Osman Mağazalı, Bekir Ali, Süleyman Hasan.

Teknik Hey’et: İsmail Muharrem, Raşit Abdi, Hüsnü Necip, Mehmet Ahmet, M. Necip.

Bu kongrelere katılan Spor Kulüpleri: Rusçuk’ta “Yıldız” ve “Terakki”, Razgrad “Gençler Birliği”, Pravadı “Çelik”, Ziştovo “Kuvvet”, Plevne “Kamer”, Vraca, “Gayret”, Varna “Hilâl, Vidin “Şefkat Kraathanesi” ve “Tenvir-i Efkâr”, “Turan” ve diğer Bozkurt”, “Atilla”, “Fatih”, “Yavuz”, “Tunca”dır.

Vidin’liler, 1924’te “Turan” adlı bir spor derneği kurmuşlar, tüzüğünü de hazırlamışlardı.

Bu (Vidin İslâm Gençleri Turan Cemiyeti) tüzüğü 82 madde ve 7 fasıldan oluşup resmen tasdik edilmişti. 1. Maddede: Medenî, İrfanî spor derneği olduğu, amacının: Fikren ve bedenen yükselmek olduğu açıklanıyordu. Derneğin Futbol, jimnastik, izci, müzik grupları vardı. 16. maddeye göre: Bütün üyeler kardeş olup birbirlerine (kardeş), (Hemşeri) diye hitap ederler. Selamlaşma (sağlam ol, Şükür sağlamım) demekle olur. Cemiyetin Bayramı Hıdırilyas (6 Mayıs A.H.) günüdür. Vidinlilerin bu tüzüğün altında 4 imza var: Yaşar Ahmet (Tunail), İsmail Mustaf, Halim Hasan (Özdemir), Hüsnü Sabri (Oran).(7)

 

Üçüncü Varna Kongresi

Merkez, Üçüncü Kongre’nin müzakere edeceği gündemi hazırlamış ve bu hususu gazetelerle de ilân ederek 11-13 Temmuz 1926 tarihinde kongreyi Varna’da toplanmaya davet etmişti.

Gündem: 1 – Birlik merkez idare heyetinin bir senelik faaliyet raporu

2 – Birlik nizamnamesine bazı maddelerin ilâvesi,

3 – Birlik bütçesinin kabülü,

4 – Birlik ve kulüplerin terakki ve tealisi için yapılacak işler,

5 – Mevad-ı müteferrika,

6 – Referatlar...

Ancak, kongreye iştirak etmek isteyip de o tarihlerde Vidin’de toplanacak olan Bulgaristan Türk Muallimlari Kongresi’ne katılmak isteğinde bulunan bazı kulüp azaları, öğretmenlerimizin de kongreye gelmelerini temin etmek istedikleri ve fakat devlet demiryollarında tenzilattan faydalanma müsaadesi henüz gelmediği için ikinci bir tamim ile kongre 2-4 Ağustos tarihine bırakılmıştı.

Spor Birliği Merkez İdare Heyeti 3. Kongre gündemini ve ikinci tamimlerini gazetelerle neşrederek birliğin ve kongrenin propagandasını yaptığı günlerde Varna’lı gençler arasında hummalı bir faaliyet göze çarpıyordu. 1925 yılı içinde Varna gençleri iki spor kulübüne ayrılmış dehşetli bir anlaşmazlık içinde idiler. (8)

Yüksek öğrenimini yapmak için Varna’ya gelen ve Varnalı gençlerin bu haline üzülen Vidin’li Yaşar Ahmet Tunail bunların arasına girerek onları yeniden bir çatı altına toplamaya çalıştı. Varna’nın aydın gençlerinden Ömer Kâşif Nalbantoğlu, Raşit (Peremeci) ve tıp öğrenimini yapan Doktor İsmail ile birlikte fikir ve çalışma ortaklığı kurarak Vidin’deki “Turan” cemiyetine benzer bir dernek kurmaya karar verdiler.

1926 yılının baharında 50 kişilik bir grupla Vidin “Turan Cemiyeti” gençleri Varna’da çok başarılı bir müsamere verdiler, bu etkinlik Varna’lı gençleri “Turan” Cemiyeti kurmaya özendirdi. Bundan sonra Yaşar Ahmet, Ömer Kâşif ve Hüseyin Edip aralarında bir müteşebbis heyet meydana getirerek Bulgaristan Türk gençlerinin yalnız sporla, futbolla uğraşması kâfi olmayacağı, gençlerimizi her yönden pekiştirecek bir teşkilâta ihtiyaç olduğu belirtilerek böyle bir teşkilât meydana getirilmesi için gençleri Varna’ya davet ediyorlardı.

Beyannamenin özeti: “Kardeşler, Bulgaristan nüfusunun beşte birini teşkil eden biz Türklerin hiçbir teşkilâtımız yok iken miktarca pek az olan Yahudilerin bir “Makabi” teşkilatı vardır. Bunu  pek çoklarınız işitmişsinizdir. Fakat ne gibi gaye uğrunda ibraz-ı faaliyet ettiklerini bir çoklarımız bilmeyiz.

Bu öyle bir teşkilattır ki, burada Yahudi gençleri daha küçük yaştan bir terbiye-yi milliye alırlar. Bunun gayesi Yahudi gençlerinin fikren ve bedenen terbiye ve tekamülüne yardım etmek onları medeni şuurlu Yahudi hissi ile meşbu yetiştirmek ve bütün Yahudi gençleri arasında kardeş duygularını kuvvetlendirmektir.

Bulgaristan’ın Yahudi bulunan her kasabasında böyle cemiyetler vardır. Bulgaristan’da Bulgar Federasyonu varken bir Türk Federasyonu olamaz. Birliğin nizamnamesi tasdik olunmadı.

Bugün Spor Birliği ismi var cismi yok, anka kuşu nevinden bir şeydir. Biz Türk gençliğini birleştirecek, gençliğin arasında kardeşlik duygularını kuvvetlendirecek ve onu her cihetten yükseltecek bir teşkilât yapmalıyız. Fakat yapacağımız teşkilat yine Spor Birliği mi olmalı? Acaba Spor Birliği ile Bulgaristan Türk gençliği bir araya toplanabilir mi? Acaba gençlere başlı başına bir gaye olabilir mi?

Spor Birliği o dertlere deva, o yaralara merhem olamaz...

Spor gençliğe gaye olabilir mi meselesine gelince: Hayır hiçbir vakit spor Bulgaristan Türk gençlerine başlı başına gaye olamaz ve olmamalıdır.” (10)

Diğer taraftan Vidin’li Hasip Saffeti (Hasip Ahmet Aytuna) “Bulgaristan Türk Gençliği” ve “Teşkilatâ Girme Yolları” başlıklı seri yazılarını yayımlıyor ve ezcümle şöyle diyordu:

“Varlığı birkaç aydan fazla devam edemeyen ve bugün dillerde yalnız ünvanı ile destan olan cemiyetler yanında mesela Vidin’deki “Tenvir-i Efkâr” gençler kulübü ile idman, spor, izcilik, musiki ve fikrî terbiye ile azasını hayata hazırlamak ve cemiyet hayatına alıştırmak gaysiyle kurulmuş daha taze gençlerin “Turan” cemiyeti gibi çok mühim ve zaman zaman faal iki ve belki diğer kasabalarda bunlara benzer bir iki cemiyet daha varsa da bunların mecmuu Bulgaristan Türk gençlerinin yekünü yanında hiçbir şey ifade etmeyeceği” “Bu cemiyetlere hayat verecek gençlik ruhunun daima hareket ve faaliyet halinde bulunması, maksat ve gayesi için didinmesi ve en mühimi muhtelif programların en muvafık şekilde tevhidi ile ortaya kıymetli ve kuvetli bir gençler birliğinin çıkması lazımdı”. (11)

İşte bu hava içinde Varna Kongresi toplandı ve Turan Dernekleri kuruldu. Varna Kongresi Turan Cemiyeti’nin 1. Kongresi oldu.

 

Birinci Varna Kongresi

2 Ağustos 1926’da Üçüncü Spor Birliği Kongresi, Birlik reisi Ali Hüsnü tarafından açıldı. Kongreye Şumnu 2, Rusçuk 2, Varna 1, Ziştovi 2, Plevne 3, Eskicuma 1, Pravadı 3, Vidin 4, Vraca 1 mürahhasla iştirak etmişlerdi. İslimye “Bozkurt” ve sair şehir ve kasabalardaki cemiyetler mürahhas göndermemiş, ancak müteşebbis heyetin hazırladığı yeni nizamnameyi tasvip ettiklerini, yeni kurulacak birliğe gireceklerini yazıyla bildirmişlerdi. Kongre başkanlığına müteşebbis heyet reisi Ömer Kâşif Nalbantoğlu seçilmişti, Merkez Yönetim Kurulu faaliyet raporunu okuduktan sonra rapor hakkında yapılan konuşmalarda Vidin, Vraca ve Varna delegeleri şiddetli eleştirilerde bulundular (Birlik Tüzüğü onaylatılamamış, delegeler Devlet Demiryollarında indirimli gezi yapabilmelerini sağlayamamışlardı) Cemiyetin adı üzerinde şiddetli ve hareretli tartışmalar yapıldı, çoğunluk cemiyete “Turan” adının verilmesini istiyor, sporcular ise bunun siyasi bazı sakıncalar doğuracağını ileri sürüyordu, hele Bulgaristan’da bir kültür derneğine bu ad tehlikeli olacağı, Türkiye’de bile “Turan” mefküresinin iflâs ettiği, istendiği takdirde bundan daima siyasi anlam çıkarmak mümkün olacağını söylüyorlardı.

Sonunda Kurucu Kurulun istedikleri oldu, yeni birliğin adına: Bulgaristan Türk Gençlerinin Medeni, İrfani, İdmani Spor Birliği denildi.

Spor Birliği tarihe karışmış tüzüğü onaylanmadığı halde onun yaşamasını isteyen Rusçuk, Ziştovi, Eskicuma, Pravadı delegeleri üzüntü içinde salonu terk ettiler.

Bundan sonra 1. TURAN KONGRESİ denilen kurultay tam bir sükun içinde konuşmalarını sürdürdü. Tüzüğün her maddesi üzerinde birer birer durup kabul edilmiş, 2. Kongrenin Vraca şehrinde olması idare merkezinin Varna şubesine bırakılmasına karar vererek dağılmıştı.

 

  1. 1.    Vraca Kongresi

Vraca Kongresi 26 Temmuz 1927’de toplandı. Başkan Ömer Kâşif Nalbantoğlu, Kâtip: Ahmet Zeki (Kayran) dan oluşan Yönetim Kurulu çalışmalarına başladı.

Turan Derneği daha ziyade jimnastik ve spora önem veriyordu. Hemen 37 maddelik bir Jimnastik ve Spor Yönetmeliği hazırlayarak Vraca Kongresi’ne sundu. 1. Maddede: “Bulgaristan Turan Birliği’nin başlıca gayelerinden biri Türk gençlerinin bedensel terbiyesine çalışıp medenî hayatta muvaffak olacak surette hazırlamaktır” denilmektedir.

 

Turan Gençlerinin Forması

“Yönetmelik üyelerinin formasını şu şekilde saptamıştır: Dahili yeşil şeritli beya fanila, siyah pantolon, bele yeşil beyazlı kuşak. Kızlar için: Beyaz gömlek, lâcivert etek, beyaz çorap (şapka) Harici: Beyaz ve yeşil şeritli şapka, yeşil boyun bağı, beyaz gömlek, yeşilli kuşak, siyah pantolon.

Kızlar: Dahili gibidir, yalnız başa şapka giyilir. (1927 Temmuz’unda Vraca Kongresi’nde kabul edilen yönetmelikten alındı)” (12)

Kongre Vidin Şubesi mürahhaslarından öğretmen Mustafa Kasım (kortan)ın başkanlığında toplandı. Gündemdeki maddeleri görüşüp karara bağladıktan sonra Üçüncü kongrenin İslimye’de toplanmasını, merkezin yine Varna’da bırakılmasını uygun görerek dağıldı.

 

“Turan” Cemiyeti Şubelerinin Çalışmaları:

“Vidin Şubesi: 76 üyesi vardı. Geçen yıllarda 16 kişilik mandolin orkestrası ve iki erkek, iki kız jimnastik grubu çalıştırılarak öğretilen birçok güzel idman ve musiki parçalarıyla halkın fevkalade rağbet gösterdiği müsamereler tertiplenmiş, ayrıca cemiyet orkestrası birkaç defa bazı Bulgar hayır cemiyetleri menfaatine verilen müsamerelere katılmış, başarı göstermiştir. Kendi salonunda verdiği küçük ve edebi müsamereleriyle tertiplediği konferans ve müsahabeleriyle halkın sevgisini kazanmıştır.

 

Varna Şubesi: 84 üyesi vardı. Geçen aylarda iki jimnastik grubu, 12 kişilik mandolin orkestrası ve iki spor takımı çalıştırılmış, kendi salonunda verilen müsamere ile ceyete iyi gelir sağlamış olan bir piyango tertiplenmiştir. Kış mevsiminde üç ay devam etmiş olan gece kursu açılmış, devam edenlere Türkçe, Bulgarca okuyup yazma ve hesap öğretilmiştir.

 

Vraca Şubesi: Bir bina kiralayarak okuma yazma bilmeyenler için gece kursları açmış, teganni grubu teşkil etmiş konferans ve müsamereler vermiştir.

 

İslimye Şubesi: 40 üyesi vardı. Hem üyeleri hem de dışarıdan katılan gençler için gece kursları açılmış, bir jimnastik grubuyla teganni gurubu teşkil edilerek kasabada hmen ilk defa büyük bir müsamere verilmiştir. Şeker Bayramında 38 üyenin katıldığı Yanbolu gezisi yapılmış, iki kasabanın gençleri birbirlerinin bayramlarını kutlamış, böylece gayet samimi bir gün geçirilmiştir.

 

Kızanlık Şubesi: Yalnız kendi üyelerine hesap, Bulgarca, coğrafya ve musiki kursları açmış, iki jimnastik grubu ile iki spor takımı çalıştırmıştır. Turan Cemiyetleri Birliği şubelerinde çalışma alanlarından örnek vermek için şu beş şube üzerinde kısaca durduk, diğer şubelerdede buna benzer çalışmalar yapılıyordu. “ (13)

 

Üçüncü İslimye Kongresi: 1928’de Merkez yönetim kurulunun çalışmalarında göze çarpan başarılardan biri, birliğin organı olarak yayımlanması, Birlik Tüzüğü ile kabul edilmiş olan “Turan” gazetesinin çıkarılmış olmasıdır.

“Bulgaristan Türk gençleri “Turan” Cemiyetleri Birliği’nin organı olan gazete Sofya’da yayınlanmıştır (6 Mayıs-7 Ekim 1928). Her yıl toplanan kongrede seçilen yazıcılar heyetince idâre olunan bu gazete, daha sonraki yıllarda Kırcalı şubesinde ve Varna merkezinde çıkarılmıştır. “Turan” Sofya’da Doveriya, Filibe’de Tefeyyüz, Şumnu’da Terakki matbaalarında basılmıştır. 1934 yılında birliğin kapatılması üzerine gazete de kapatılmıştır.

TURAN – Kırcalı’da başyazarı Ragıp Mustafov tarafından aylık olarak yayınlanmış gazete (1.1.1932 – 1.6.1934) A. K. Boyacıyev Matbaasında basılmıştır”(14) TURAN Turancılığın ilerlemesine çalışır, her bucağa ışık ve bilgi saçar.

Milli duygu için çalışan Türk Gençlerinin Türkçe aylık gazetesi.

Bulgaristan Türk Gençlerinin Türk Halk Spor Cemiyeti’nin ve TURAN Cemiyetleri Birliği’nin organı idi.

6.5.1928’den 30.8.1932’ye kadar yeni Türk-Latin ve Arap harfleriyle, 1.10.1932’den 10.5.1934 gününe kadar yalnız Türk-Latin harfleriyle çıkmıştı.

        Çıktığı gün                               Kapandığı gün

1 – 6.5.1928-Kırcali’de                     31.12.1930

2 – 1.12.1931  “                                30.6.1932

3 – 1.7.1932-Vidin’de                       30.5.1932

4 – 1.10.1932-Varna’da                   10.50.1934

Basıldığı Yer

1 – 6.5.1928-31.12.1930’da Ümid Matbaası, Sofya

2 – 1.12.1931-30.6.1932’de A.K. Boyacıev Matbaası, Kırcali

3 – 1.7.1932-30.9.1932’de Tefeyyüz Matbaası, Filibe

4 – 1.10.1932-30.1.1933’de Terakki Matbaası, Şumnu

5 – 1.2.1933-10.5.1934’de Naçalo Matbaası, Vidin

Boy: 6.5.1928-30.9.1932’de 23x31,1.10.1932-10.5.1934’de 31x47

Sayfa sayısı: 4, Sayfası: 6.5.1928-30.1.1933’de 3 ve 1.2.1933-10.5.1934’de 5 sütun üzerine çıktı. İdare Yeri: 6.5.1928-30.6.1932’de Kırcali’de, 1.7.1932-30.9.1932’de Vidin’de, 1.10.1932-10.5.1934’de Varna’da TURAN cemiyetleri Birliği Merkez Heyeti’nin Dairesi.

Gazete Sahibi: Ahmet Gültekin Arda-Öğretmen ve gazeteci. Bulgaristan’daki Türk Turan Cemiyeti Reisi idi. Türkiye’ye göç ettikten sonra Lüleburgaz’da Özdilek gazetesini çıkarmıştır. Yazı İşleri Müdürü: Ahmet Gültekin arda

Başmuharrir: Mustafa Hasan Terziköylü (Raif Mustafof)

Muhabirler: Ahmet Gültekin Arda, Ahmet Rafet Rodoplu-Eğridir’de muallimdi. Türkiye’ye göçtükten sonra Alpullu Şeker Fabrikasında memur olmuştur.

Akif Mehmet Alkanlı-6.5.1928 ve 1.12.1931’de Kırcali’de, 1.7.1932’de Vidin’de ve 1.10.1932’de Varna’da çıkmış olan Turan gazetesi muharriri.

Arif Necip Kaskatı (Necibof)-Merhum, Şehid. Muallim ve Razgrad Rüşdiye Mektebi eski müdürü. 19.5.1934 gününde Bulgar askeri makamları tarafından tevkif edilmişti, sonra aynı yıl içinde Türkiye’ye sığınmış ve Lüleburgaz’a yerleşmiştir. Sonralarda hudutta Bulgarlar tarafından öldürülmüştür.

Ebuşinasi Hasan Sabri Hoca Eğridere’de Türk mektebinde muallimdi, daima yenilik taraftarı idi. Bulgaristan'’a ayrıldıktan sonra Lülebirgaz'a yerleşmiştir.

Ercilli Mehmet Ali (Ercilli, Mehmedof)-Kırcali Turan Cemiyet Şubesi kâtibi. Halim Özdemir-Merhum, 1904’te doğmuş ve 1940’a Edirne hastanesinde ölmüştür. Kıyık Mezarlığında yatmaktadır. Bulgaristan’da “Turan Cemiyetleri Birliği” kurucusu, azası ve müfettişi idi.

İbrahim Sinai Çavuşoğlu

Mustafa Halim Oğuz Muradof Peltek (Mustafa Oğuz Muradof) merhum.

1910’da doğmuştur. 25.12.1956’da ölmüştür. Muallim. Mütercim. Gazeteci.

Bulgaristan’da Kırcali eski Turan Cemiyeti Reisi idi. Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekaleti tarafından yayınlanan Dünya Edebiyatından Tercümeler Serisi arasında Chtea-ubriand, Condorcet, Çehof, Puşkin, Tolstoy ve Turgenief gibi tanınmış ediplerden yapılmış tercümeleri vardır. SPORCU imzasıyla yazı yazardı. (Türkiyede Anayurt gazetesini çıkardı. A.H.)

Mustafa Hasan Terziköylü (Raif Mustafof) 6.5.1928 ve 1.12.1931’de Kırcali’de, 1.7.1932’de Vidin’de ve 1.10.1932’de Varna’da çıkmış olan TURAN gazetesi başmuharriri, muharrir ve muhabiri.

Mustafa Kasım, Mustafa Tahsin, Nabi Fikret, Nezahat Emin, Ömer Kâşif Nalbantoğlu 1.4.1929’da Kırcali’de ve 26.12.1931’de Filibe’de çıkmış olan Rodop gazetesi muharriri. Rıza Mehmet-Rusçuk Turan Cemiyeti Şubesi Reisi Muhabir: Mustafa Hasan Terziköylü (Raif Mustafof) Veznedar: Hasan İsmail-Muallim İrsalat Memuru: Şükrü İsmail Fiat: 1 nüsha 2 leva. Abone Şartları: 6.5.1928 – 30.9.1932’de Bulgaristan için Hariç için 1 yıl 30 leva 50 leva 1.10.1932-10.5.1934’de 1 yıl 40 leva 1 dolar İLAN ŞARTLARI: İdare Heyeti ile kararlaştırılırdı. (15)

İslimye Kongresi mukarreratı üzerine Vidin Şubesi’ne bırakılan Merkez İdare Heyeti şu kişilerden oluşmuştu: Başkan Mustafa kasım (kortan), Kâtip: Ethem Ruhi’dir Ethem Ruhi yıl ortasında Vidin dışında bir göreve gidince yerine Vidin öğretmenlerinden Yaşar Mehmet Genel Sekreterliğe getirilmiş, 1933 yılında Rusçuk’ta toplanan sekizinci kongreye kadar özveriyle görevini sürdürmüştür.

 

Dördüncü Kızanlık Kongresi

Kongre 1929 yılı Temmuz ayı içinde Kızanlık Türk rüştiye okulu salonunda Kızanlık, Eskicuma. İslimye, Vidin, Vraca, Filibe ve Işıklar şubelerinden gelen delegelerin katılmasıyla açılmıştır. Kongre Başkanlığına  Vidin delegesi Yaşar Ahmet seçildi. Toplantı üç gün sürdü. Toplantıyada o yılın son aylarında Sofya’da toplanmasına çalışılan Bulgaristan Türklerinin Birinci Milli Kongresi fikrinin gerçekleşmesine, bu kongreye Turan Cemiyetleri Şubelerinden daha çok delege yollanmasına, ve bu ulusal amacın desteklenmesine, Beşinci Kongre’nin Filibe’de toplanmasına, Merkez Yönetim Kurulu’nun yine Vidin’e bırakılmasına, birliğe girmiş yeni yeni şehir ve köy şubelerinin üyelirini çiftçi çocuklar olurşurduğundan orak-harman işleri kesintiye uğramaması için bundan sonra yapılacak kongrenin Eylül aya başında yapılmasına karar verip dağıldı.

 

Beşinci Filibe Kongresi

Kongre 1930 yılının Eylül ayı başında Filibe Rüştiye Okulu salonunda toplandı.Varna delegesi Ömer Kaşif Nalbantoğlu’nun başkanlığında toplantı üç gün sürdü. Bu kongre şimdiye kadar olanlardan çok daha kalabalık olmuş, toplantıya delegelerden başka üyeler de katılmıştı. Bu Bulgaristan’ın ikinci büyük şehiri sayılan Filibe’nin büyük tiyatro salonlarından birinde düzenlenen müsamerede büyük başarı gösteren ve bu başarılarından dolayı yalnız Türklerin değil yabancıların da da takdirini kazanan Vidin çocukları kız ve erkek olmak üzere elliye yakın delege ve konuk da bulunmuştu.

 

Altıncı Eskicuma Kongresi

Turan Cemiyeti’nin en faal merkezlerinden biri de Eskicuma Turan Cemiyeti idi, bunu 150’liklerden Tarık Mümtaz Göztepe yönetiyordu. Bunun için, Türk düşmanı Bulgar Trakya Cemiyeti: “Eskicuma’da türklerin 8-9 camileri, kasabanın tam ortasında Türkiyeli bir zabit (yukarıda adı geçen) müdürü bulunan rüştiye mektepleri, kıraathaneleri var. Gece gündüz gençleri oraya toplayıp yetiştiriyorlar. Kırathanenin duvarları Mustafa Kemal ve arkadaşlarının resimleriyle süslü. Kongre Temmuz 1931’de Rüştiye okulunda yapıldı. (Anayurt Gazetesi-Ankara, 1.7.1956, s. 57-58)

 

Yedinci Eskizağra Kongresi

Bu kongreye katılanlar eski kongrelere gelenlerin sayısından çok fazla idi. Turancı formlarıyla Eskizağra sokaklarını doldurmuşlardı. Ayrıca Bulgaristan Türk Basını sahip ve yazırları tarafındanda temsil ediliyordu. “Deliorman” gazetesi sahip ve yazarı Mahmut Necmettin (Deliorman), “Rehber” sahip ve yazarı Mehmet Cemil, “Özdilek” yazıcılarından Ahmet Rafet (Rodoplu), Ahmet Gültekin (Arda), Mustafa Oğuz (Peltek), “Karadeniz” sahip ve yazarı Arif Necip (Kaskatı), “İstikbal” başyazarı Halim Özdemir, “Çiftçi Bilgisi” başyazarı İdris Bayraktaroğlu,” Dostluk” gazetesi sahibi Tahir Huri orada idiler yalnız Filibe’de yayınlanan “Rodop” gazetesi sahip ve yazarı Lütfi Takanoğlu 7. Turan Birliği Kongresinin Kırcali’de toplanmasına engel olan Bulgar hükümetini protesto için toplantıya katılmadı.

Kongre Başkanı Mustafa Kasım tarafından açıldı, divana gençlerden Aliş Ekrem (Atakul) Başkanlığına, Eskizağra delegesi ve şehrin rüştiye okulu müdürü Ahmet Sadi ve Kırcali delegesi Rr. İsmail Hakkı (Arda) seçildi.

Üç gün süren kongrede ilk gün “Makabi” adlı Yahudi gençlik örgütü adına bir kişi kongreyi kutladı. İyi dileklerde bulundu. Yalnız kongrenin açılışından kapanışına kadar konuşmaları izleyen Bulgarların “Trakya” Derneğinden birkaç Bulgar dikkatlari üzerlerine çektiler, bunlar hükümet tarafından yollanmış görevlilerdi. Konuşmalarda Türkiye, Mustafa Kemal, Çar Boris, Bulgaristan gibi sözler söylendikçe kularını tavşan gibi dikiyorlardı, bu davranışla hükümet Türklere güvenemediğini gösteriyordu.

Kongrede Diğer Yakışıksız Olay: Rusçuk delegesi İsmail Muharrem’in eski Spor Birliği’nin arşivini Turan Cemiyetine teslim etmek istemesi ve bunun üzerine sataşmalı konuşmaların yapılması oldu. Gelecek 8. Kongrenin Razgrad’ta yapılmasına, Merkez Yönetim Kurulunun yine Vidin Şubesi üzerinde kalmasına karar vererek kongre dağıldı.

 

Turan’ın Gelişmesi

“1931/32 yılları Turan’ın gelişmesi devri oldu. Birçok yerlerde şubeler açıldı, bazı köylerde bile şubeleri vardı (Razgrad-Yunus Abdal (Vonkovo)köyünde A.H.). Deliorman’ın göbeğinde yaşayan Türk, yerli kıyafetiyle Turan’da yer almıştı. Türkçe gazeteler derneğin yayılmasını sağlıyordu. Kırcali’de (Özdilek), Vidin’de (İstikbal), Razgradta (Karadeniz), bunların başından gelir. Mustafa Kasım, Arif Necip, Ali Turan, Aliş Ekrem imzaları Turancıların dostuydu. Zengin Cemaat-ı İslamiyeler derneğe para yardımına başlamıştı. Gençler umutla çalışıyordu.1932’de Kırcaali’de 7. Kongresini yapacaktı. Beklenmedik bir haberle sarsıldılar. Hükümet kongrenin orada toplanmasına izin vermiyordu. Sebebi belli: Kırcaali’nin Türkiye sınırına yakın yer oluşu, Kongre Kırcaali yerine Eski Zağra’da toplandı ve çok parlak geçti. 1933’te 8. Kongre Deliorman’ın göbeği Razgradta toplanacaktı fakat buna da izin verilmedi Turancılar Razgrad yerine Rusçuk’ta toplandılar.” (16) Razgrad’ın ateşli çocuğu Ali Turan “İstikbal” gazetesinin 20.12.1933 tarih ve 51. sayıda “Tam bir emniyet istiyoruz” yazısında şöyle diyordu. “Bence, bize karşı olan emniyetsizliği, bizi temsil eden müesseseleri adalet ve cehaletle bırakmak isteyen bu müessese şeflerinin kasti hareketlerinden doğan hiyanetlerinde aramalıyız.

Başmüftülük, elinde bir katran kovası ile siyah bir damga taşıyan hiyanet ocağı şeklini aldı. Orada adalet yerine hiyanet kaim. Türk ortalığının mukadderatı orada her türlü insani hislerden silkinerek engizisyonvari jurnaller hazırlanıyor.

Bizi lekelemeye çalışan ve vatan kardeşlerimizi bizlere kem gözle bakmalarına sebebiyet veren ve milli varlığımızı uçurumlara sürükleyen bütün vasıtalar yine bizi temsil eden makamlardan doğmaktadır...

Türklüğü kemiren, menfaatlerine engel gördükleri Türk münevveranını vatan kardeşlerimize, anarşisttirler, komünisttirler ve momitecidirler diye jurnal ediyorlar. Artık her türlü tahammülümüzü aşan bu hiyanetlere karşı en gür sesimizle haykırıyor ve diyoruz ki:

Emniyet ve tam bir emniyet istiyoruz... Türk gençliği jurnal edildiği gibi değil, aslında olduğu gibi değeri biçilmez bir cevherdir.”

“Turancı gençlerin yaban bir düşünceleri yoktu. İnsanca yaşamak, medeniyet ve mutluluk istiyorlardı. Türklük duyguları içinde kalarak yükselmek emelindeydiler. Varna Ticaret Akademisinde öğrenci olan İbrahim Senai, 1934 yılında Turan gazetesinin 12. sayısındaki yazısında, Türk gencine şöyle sesleniyordu:”... Turan mâbedinin mihrâbında diz çökerek kalbini ona ver! İmanının yüksekliği karşısında tayfunlar sussun. Gür sesin sonsuzluğun bağrında çınlasın. Akisleri kâinatı sarsın ve o, senin de yaşamak hakkını tanısın...

Evet sen haykır, ey Türk genci susma! Çünkü uyuyan bir millet uyanıyor, uyanın bir millet, bir ateşte yanıyor. Bir ışık, bir ülkü ufuklara yayılıyor. Bir ışık, bir ülkü bütün bir milleti sarıyor. Bütün bir millet bir ağızdan bağırıyor: Hayat, medeniyet, saadet ve insanlık!

İşte siz ey yarının büyük Türk çocukları. Sana insanlık yolunu işaret eden yüce Turanı hürmetle ve candan an. Ona olan minnet borcunu unutma!”

 

Turan Derneğine Saldırdılar

Turan’a saldırı iki yönden geldi. Türkiye’ye karşı olanlarla Bulgarların Trakya örgütü Turan’a ve Türk gençlerine saldırmaya başladılar. Trakya örgütü Türk gençlerinin ilerleme, uyanma hamlesini kıskanıyordu.

“Trakya” Derneğinin organı “Trakya” gazetesi Ağustos 1933 gün ve 532 sayılı nüshasında Turan Derneğinin geliştiğini önderlerinin öğretmenler, hocalar, imamlar olduğunu (Bekir Sıtkı, Hasan Sabri, Eskizağra Müftüsü Yusuf Razi, Cumalı Hafız Ahmet (Eski Başmüftü’den bahs ediyor) genellikle bunların “Kemalistler” olduğu, amaçlarının Türklüğü bir örgüt haline getirip gün geçtikçe güçlenmek olduğu...”

Türkiye’den kaçmış bazı kişiler de Turancılara saldırıyordu. Bunlardan edirne’nin işgali sırasında Yunanlılarla işbirliği yapmış ve bundan dolayı Milli hududlar dışına çıkarılmış Filibe’de çıkan “Açıksöz” gazetesi sahibi Ahmet Hikmet yine Filibe’de çıkan “Dostluk” gazetesinde Turan’cıların Türkiye’den para ile beslendiklerini yazıyordu. 150’liklerden Avukat Osman Nuri’nin Bulgar makamlarına verdiği bir jurnalı ele geçiren 14.7.1933 gün ve 129 sayılı “Rodop” gazetesi bu jurnali yayınladı, bundan bazı pasajlar: “Onlar Türkiyede din ve saltanat aleyhinde yapılmakta olan, fakat kökü Moskova’da bulunan solcu inkılapların müdahinleridir. Manen ve maddeten bu ceryanı tutanlarsa hükümetçe de malum olan, Türk konsoloslukları, muallimler, yarım tahsilli ve birkaç ali tahsili Türk gençleridir. Sonunculara Türkiye’de yüksek mevkiler vadedildiği, fakat o mevkilere istihkak kespetmek için Bulgaristan’da cahil ve saf halk arasında Kemalizm propagandaları yapmaları, milliyet duyguları aşılamaları icabettiği bildirilmektedir. Bu maksat uğuruna çalışmak için de “Deliorman”, “Rodop”, “Yeniyol”, ve “Halk sesi”, gazeteleri angaje edilmiştir. Bu gazetelerin münderecatı her vakit din ve dindarlar aleyhinde yazılarla doludur. Yapılan hücumlar ithamlar Türk konsoloshanelerinden satın alınmış kimseler tarafından hatta bizzat Türk konsolosları ve konsolos memurları tarafından yazılmaktadır. Halk arasında ise genç ve ateşin muallimler bu sahada faaliyet gösteriyor ve bu faaliyetlerini teşkil ettikleri “Altın Ordu”, “Altay”, “Turan”, ve buna mümasil kulüpler vasıtasıyla tevsie çalışarak Mustafa Kemal’e müfrit milliyetçi yetiştirmek için serkeşane propaganda yapıyorlar.”

“Sarf edilen bütün mesai Bulgaristan’da milli bir Türk teşkilatı yapmak ve Kemalizm ceryanı olan solcu komünistleri yaşatmaktır”.

Bu saldırılar Bulgarların işine çok yarıyordu. “Turan” gazetesi de kendilerini şöyle savunuyordu: “Bulgaristan Türk gençlerinin son seneler zarfında okumaya fazla heves ettikleri, spora ehemmiyet verdikleri, yer yer kıraathaneler ve kulüpler tesis eyledikleri ve aralarında “Turan” isimli bir gençlik teşkilatı vücuda getirdikleri malumdur. İşte Türk gençliğin bu yükseliş ve ilerleyiş hareketi Trakya teşkilatının gözüne batmaya başlamıştır...” “Türk gençleri hain olamaz... İçimizde onlardan bir tane bulamazsınız. O sözleri söyleyen Türk değildir. Ahmet Hikmet ismini taşımakla bir kimse Türk olamaz. Esasen Bulgaristan Türk gençliği kendi arasında ve Türk camiası içinde bir Ahmet Hikmet tanımıyoruz. Türk yurduna, Türk milletine hiyanet ettiği için asılacağından korkarak kaçan ve Türkeye’ye girmek hakkında mahrum olan bir serseri Bulgaristan Türkü namına söz söyleyemez...” “Bulgaristan Türk genci, yaptığınız isnat ve iftiralardan uzak ve münezehtir. Her memlekette ve her millet arasında para için vicdanını ve milletini satanlar bulunabilir. “Yahudi kendi milletinin dehası olan İsa peygamberi on iki gümüş paraya sattı” fakat bu, hiçbir zaman bütün millete teşmil olunamaz”...

Bu gayretimizi Bulgaristan için tehlikeli gören ve gösterenlerin gözleri kör olsun!”

 

Okullarda “Turan”la İlgili Şiir ve Şarkılar

Bulgaristan’da 20’li ve 30’lu yıllarda Rüştiye Okulları’nın 1. sınıfları için Süleyman Sırrı ve Yusuf İzeddin tarafından hazırlanıp 1925’te eski yazıyla, 1935’te yeni yazıyla Şumnu-Terakki Basımevi’nde basılmış “Yeni Kraat” kitabında sayfa 99’da “İş Başına” başlıklı dizinde:

 

İş başına Ey Türk oğlu, bak her millet uyanmış.

Bütün dünya medeniyet nurlarıyla donanmış.

Yalnız bizim yurdumuzda halâ korkunç bir gece

Alnındaki inci terler hep çoğalsın giktikçe.

Bu asırda acıyan yok artık yolda durana

Türk Çocuğu, durma çalış, kavuş “Yüce Turan”a

 

Yine aynı kitabın 115. sayfasında “İlâhi” başlıklı dizinin sonunda:

Ders okunur irfan diye

Asker ölür vatan diye,

Her Türk ağlar “Turan” diye

Murad sensin Yüce Tanrı!

Ziya Gökalp

 

Okul şarkısı:

Tanrı buyurdu,

Sessiz duyurdu,

Sancakla geldik

Aldık bu yurdu.

Türküz gideriz

“Kızıl Elma”ya!

 

Vardı.

 

Sekizinci Rusçuk Kongresi

Bu kongre Deliorman’ın göbeği Razgrad’da toplanacaktı, eğer burada yapılsaydı Deliorman Türkünü coşturacaktı, fakat hükümet izin vermeyince Turancılar Razgrad yerine Rusçuk’ta toplandılar.

1933’te 20-22 Ağustos günleri Varna delegesi Ömer Kâşif Nalbantoğlu’nun Başkanlığında toplanan kongre evvelce toplananlardan çok farklı ve kalabalık idi. Şubeler artmış, azalar alabildiğine çoğalmış, kongreye katılan delegeler de fazlalaşmıştı.

Üç gün süren toplantıda 33 madde halinde saptanan kararlar çok önemliydi. Bunlardın en önemli olarlar:

“A – Merkez İdare Heyeti’nin Varna Şubesi’ne bırakılması.

B – Birliğin organı olan “Turan” gazetesinin merkez hey’eti tarafından yayımlanması.

C – 1935 yaz aylarında Sofya’da bir beden hareketleri gösterisinin yapılması,

D – Bu gösteriye iştirak edecek Turan çocuklarını hazırlamak için her şubenin aza miktarına göre göndereceği jimnastik muallimlerini yetiştirmek üzere merkezin tensip edeceği bir yerde bir jimnastik kursunun açılması.

E – 1934 yılı Dokuzuncu Kongre’nin Sofya’da toplanması.

F – Bulgaristan’la alakalarını kesmiş bulunan kardeşlerimizin hüsnüniyetle dahi olsa Bulgaristan Türk matbuatına cemiyetimizi alakadar edecek yazılar yamamalarının kendilerinden rica olunması.

G – Bu kabil kimselerin yazacakları yazılara Bulgaristan’da intişar eden gazetelerimizde yer verilmemesi için gazete başmuharrir ve müdürlerinden ricada bulunulması.

H – Eskizağra Kongresi’nden beri yazılı ve sözlü olarak devam edegelen “Spor Birliği Turan Birliği’ni doğurmuştur” iddiasının katiyetle red edilmesi” (19)

Kongrenin dağılmasından kısa bir süre sonra Bulgaristan Türk basınında, Türkiye’ye göçmüş olan Razgrad eski rüştiye müdürü Vidinli Şerif Alyanak’ın yaz tatilini eski arkadaşları arasında geçirmek için geldiği Bulgaristan’da “Rodop” gazetesine: “Turan Dernekleri İnkilabın Birer Kışlası Olmalıdır” (20) yazısından ötürü tartışmalı yazılar çıkıyor. Bu yazı kovuşturmaya uğrayan Türk gençlerini zor duruma düşüreceği ileri sürülüyordu.

O sıra Turan’ın 95 şubesi, 5000 üyesi vardı, en ilginci 1931’de Nüvvab öğrencilerinden birkaç kişi Şumnu Turan Şubesi’ne üye olmuştu.

Turan gün geçtikçe çığ gibi büyüyor, köylerde bile şubeleri açılıyordu.

Turan Türklüğü yaşatan bir dernek olmuştu.

 

Sofya’da Yapılacak Dokuzuncu Kongre Hazırlığı

Beş yıldan beri Birliğin Merkez Yönetim Kurulunu kendi aralarından seçmiş olan ve dernek için özveriyle çalışmış olan Vidin’li gençler, yorgunluktan ve başka nedenlerden ötürü merkezin başka bir şubeye verilmesini istediklerinden Rusçuk Kongresi Merkez yönetimi Varna Şubesi’ne bıraktı.

Birliğin Merkez Yönetim Kurulu: Başkan: Ömer Kaşif Nalbantoğlu, Sekreter: Öğretmen Akif Mehmet (Alkanlı), Fikret Ahmet veznedar, Müşavir azalar: Ahmet Fevzi, İbrahim Senai (Çavuşoğlu)  den oluştu. Merkez Yönetim Kurulunun önünde yapacak çok işler olduğu kadar da çok ağırdılar. Bulgar Trakya Derneği ile Turancılara karşı olan bazı kişilerin Turan Derneği’ne yakıştırdıkları yersiz suçlamalara yanıt verip derneği savunmak gerekiyordu. Verilen jurnalların gerçekle ilgisi olmadığı, Bulgaristan Türk gençliği Turan örgütüyle Bulgar devletinin Bulgaristan’daki kültür ve spor kurumlarının çizdiği hedeflere uygun olarak yetiştiğini göstermek için 9. Kongre’nin 26-28 Ağustos günlerinde Sofya’da yapılmasına bunun için karar verilmişti. Gündem şöyle hazırlanmıştı.

1 – Kongrenin açılışı,

2 – Birlik Kurulu’nun faaliyet raporu,

3 – Spor Kurs, ve sabor (Toplantı) talimatnamelerinin kabulü.

 

Ömer Kâşif Nalbantoğlu’nun Çalışmaları

Turan cemiyetinin gelişmesinde en çok emeği geçen Ömer Kâşif Nalbantoğlu, keşiş Pierre L’Ermite gibi şehir, kasaba, köy demeden yaz, kış dolaşırken 30’lu yıllarda Razgrad’ın Duştubak (Yasenovets) köyüne gelir, şose boyundaki kahvehanelerden birine girer.

Mevsim kış, aylardan da ramazan, kahvehanedeki kişiler “Hoş geldin çorbacı” derler (onu Çerkovna köyünden işçi aramağa gelen Bulgar sanırlar) ve ne aradığını sorarlar, o da Turan Cemiyetini kurmağa geldiğini söyler, oradaki yaşlılar hemen çevresini sararlar. Ömer kaşif bu ilgilerine çok sevinir, daha da coşar. Dışarıdan başkaları da gelir,  soru sormaya başlarlar: “Bu cemiyeti kurduk diyelim. Kur’an’ı kim okuyacak? Bu soru karşısında Ömer Kaşif bocalar “Kur’an değil, Turan” der demez çevresindekiler çil yavrusu gibi dağılıverirler; “Bize Turan değil Kur’an lazım, çocuklarımız namaz surelerini bilmiyor deyip kahvehaneden çıkmağa başlarlar. Ömer Kaşif kalanlara: “okula gidelim”, toplantı yapalım, diyecek olur. “Efendi, bugün toplantı yapamazsın, öğleye kadar orta mahalle camisinde hafızlar mukabele okuyor. Öğleden sonrada karşı mahalle camisinde Şumnu’lu Hoca vaaz verecek cemaat hep oraya gider, bu iş ancak avşam (akşam)a yapılır” diyerek yaşlılar çıkıp gider kahvehanede çoluk çocuk kalır. Ömer Kaşif şöyle konuşacak kimseyi de bulamaz, kahvehaneye gelen orman korucularına çay çay üstüne ısmarlanır onunla ilgilenen olmaz, soğuk kahvehanede akşamı gegeyle çekmekte... Akşam da olur, birkaç aklı başında kişiye toplantıdan söz açır, “Şimdi iftar zamanı, teravihten sonra olur” derler. Teravihte kılınır, camiden çıkanların bazısı koşa koşa evlerine gider, birazı kahvehaneye uğrar. Ömer Kaşif: “Hani toplantı yapacaktık?” der oradakiler: “Çok biçimsiz zamanda gelmişsin, ramazan mübarek gün, herkes ibadetinde, şimdi gece yarılarına kadar Riza Efendi’nin yanında zikir dua edilecek” deyince Ömer Kaşif duramaz:

“Ben sizi aydınlığa çıkaracak sizi kurtaracak cemiyet kurmağa çalışıyorum siz gene gidip, gidip kendinizi karanlığa atıyorsunuz, yazık, yazık!” diyor (21)

Fakat 40’lı yıllarda bu köyde dernekçilik diğer köylerden çok ileriydi. Çevredeki köylerde gençler müsamerelerde kız yerine erkeklere rol verirken Duştubak köyü gençleri kız ve erkekleriyle sahneye çıkıyordu, nereden nereye!..

 

“Turan” Derneklerinin Kapanışı

9. Kongre Sofya’da yapılacaktı. Fakat 1934 yılı 19 Mayıs’ta Damyan Valçev’in hükümet darbesi işleri tersine çevirdi.

15 yıl önce bu 19 Mayıs’ta Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla Türk ulusuna Cumhuriyet, aydın günler ve çağdaş uygarlık yolu açılırken bu 15 yıl sonraki 19 Mayıs Bulgarla ve Bulgaristan’daki Türklere, 9 Eylül 1944’e kadar faşizmin baskısın getirdi.

Bu hükümet darbesiyle “Turan” derneklari kapatıldı, Türklere karşı baskılar arttı, Rodna Zaştita kurum vb. şöven birlikler Türklere saldırmağa başladı.

Atatürkçü gençler ve öğretmenler tutuklanarak günlerce soruşturma ve işkenceye tabi tutuldu.

Aydın öğretmenlerin hakları elinden alındı, işsiz kalan öğretmenler Türkiye’ye kaçmak veya göç etmek zorunda kaldılar.

Sözde, “Turan” Dernekleri kapatılarak tarihe karıştı sanılıyordu, oysa Deliorman’da düğün ve derneklerde bandoya “Turancı Marşı” söyletiliyor, halk da bir ağızdan söylüyordu:

 

“Gençlik, dinçlik, kuvvet bizde

Fedakarlık, gayret bizde.

Çalışmayı seyret bizde,

Biz Turancı genç Türleriz!”

 

Notlar:

1. Bulgaristan’da Türler, Osman Keskioğlu, Ankara, 1985, Kült. Bak., s.113

2. Bulgaristan Türkleri, Bilal N. Şimşir, Ankara, 1986, Bil. Yay., S. 98, 100

3. Spor Birliği Nasıl Doğdu?, Nasıl (Turan) Oldu?, Ali Hüsnü Tunalı, İstanbul, 1933

4. Bulgaristan Türkleri, Bilal N. Şimşir, Ankara ,1986, Bilim Yay., S. 100 –101

5. Y.a.g.e.

6. Anayurt Gazetesi, 22. 10. 1955, Ankara, Sayı: 39-40

7. Bulgaristan’da Türkler, Osman Keskioğlu, Ankara, 1985, Kült. Bak., S. 116

8. Anayurt Gazetesi, Ankara, 1.11.1955, sayı: 41-42

9. Spor Birliği Nasıl Doğdu, Nasıl “Turan” Oldu?, -Ali Hüsnü Tunalı İstanbul, 1933

10. Anayurt Gazetesi, Ankara, 15.11.1955, Sayı: 43

10   .Bulgaristan’da Türk Gençliği, “Dostluk” Gazetesi, 18.5.1926

11   .Bulgaristan’da Türkler,-Osman Keskioğlu, Ankara, 1985, Kült. Bak., s. 115

12   .Anayurt Gazetesi-Ankara, 15.1.1956, sayı 47

13   .Bulgaristan ve Türk Bulgar İlişkileri-Pars Tuğlacı, İstanbul, 1984, s.229

14   .Bulgaristan’da Türk Basını, Tarihsiz, s.175-178

15   .Bulgaristan’da Türkler, Osman Keskioğlu, Ankara, 1985, Kült. Bak. s.116

16   .Y.e.g.e

17   .Anayurt Gazetesi,-Ankara, 1.6.1956, Sayı: 55,56

18   .Y.a.g.e 1.7.1956, Sayı: 57,58

19   .Rodop Gazetesi, Kırcaali, 17.9.1933

20   .Duştubak köyü öğretmenlerinden Âkif Hoca anlatıyordu.

 

TARİH VE TOPLUM, AĞUSTOS 1992, SAYI: 104

 

 

Kitap

Deliorman’ın Koca Çınarı: AHMET HEZARFEN, (YAŞAMI, ALIŞMALARI, ANILARI, YAZILARINDAN ÖRNEKLER),  AYHAN AYDIN, Niyaz Yayınları, 2008, İstanbul,

Kitapta, Sayfa: 368-408