YUNANİSTAN GEZİSİ (14 - 21 Mart 2023)
YUNANİSTAN GEZİSİ
Gönülden bağlı olduğumuz Rumeli benim için bir sevda halidir. Bu sevdayı yaşamayanlar bilemezler. Her türlü zorluğu, sıkıntıyı yenerek yine yollara düştük. Seyyid Ali Sultan Korumu Heyeti Başkanı çok sevgili Ahmet Karahüseyin’in davetlisi olarak 19 Mart’ta, Yunanistan'da Rumeli'nin Gözcüsü - Kutup Yıldızı Seyyid Ali Sultan / Kızıldeli Ocağı - Dergâhı’nın Kalbindeki Barış ve Kardeşlik Yurdu olan Ruşenler Köyü’ne gittim.
Köyün hemen girişindeki mezarlıkta türbesi olan köyün de kurucusu olarak kabul edilen bir eren olan Ruhşen Baba’yı bu işleri başlatan Seyyid Ali Sultan Koruma Heyeti ilk başkanı Hasan Çengel’in kabirlerini ziyaret ettim.
Tüm Balkanlar’da yaşayan Türk / Alevi – Bektaşi toplumu gibi Ruşenler Köyü’nün de çileli halkı, her şeye rağmen inançlarını, kültürlerini yaşatıyorlar.
Baharın gelişi, Hz. Ali’nin doğum günü, Hz. Fatıma ile evlendiği gün olarak kabul edilen Sultan Nevruz’u bugüne kadar Yunanistan’da yaşamamıştım.
Genel olarak, Türkiye’deki ve Batı Balkanlar dediğim, Arnavutluk, Makedonya, Kosova’da halen inançlarını ve Sultan Nevruz’u çok canlı bir şekilde yaşatan Bektaşi toplulukları gibi Bulgaristan’da, Yunanistan’da yani Alevi – Bektaşi toplumu diyebileceğimiz topluluklar içinde bildiğimiz manada Sultan Nevruz’un kutlanmadığını biliyor, ya da duyuyorduk. Bulgaristan’da bir seferinde Razgrat bölgesinde şiirler, oyunlar, nefeslerle bu etkinliği bir toplantı ve spor salonunda yapmıştık.
Ama duymak başka görmek başka idi. 20 yıl boyunca yaptığımız gezilerde elde ettiğimiz, derlediğimiz bilgileri, söyleşileri, gezi notlarını bir araya getirdiğim yeni kitabımı ulu dergâha sunmak, hem de buradaki Sultan Nevruz’u görmek için buraya geldim.
İnançsal boyutu açısından her ne kadar Sultan Nevruz dense de, burada aslında yine birçok yerde gördüğümüz iç içe geçmelerin olduğunu anlıyoruz. Baharın gelişi, Hz. Ali’nin doğumu, Hz. Ali’nin Hz. Fatıma ile evliliği buradaki toplum tarafından 21 Martla ilişkilendirilse de, burada yine “birlik lokmaları” ekseninde bir etkinlik var.
Ama önemli bir alt, derin inanç uygulamasını burada görmek gerekir.
Yunanistan’daki Alevi toplumu, Alevi inancı ve toplumsal yapısı bakımından çok önemli olan “görgü cemlerini”, 14- 21 Mart tarihleri arasında yaptıkları için bu mart ayı o açıdan çok önemli oluyor.
Ama yine de 21 Mart’ı özel kılan, bu görgülerin mutlaka 21 Marta kadar tamamlaması gerekliliğidir. Bu bilgileri daha önce söyleşi yapıp, bunu da kitaba aldığım Ahmet Karahüseyin detaylarıyla bana anlatmıştı. Ayrıca bir diğer önemli “taç okutma”, “görgü cemi” de Muharrem ayında oluyordu. Aynen Balım Sultan Bektaşi Erkânı’nda olduğu gibi burada da, “Matem, Muharrem Orucu” bittikten sonra, muharrem ayının sonuna kadar görgüler yapılıyor. Yani burada yılda iki kez görgü oluyor.
Görgülerde de elbette lokmalar oluyor ama burada aynen Bulgaristan’da olduğu gibi tavuk ve yumurta faktörü belirginleşiyor. Yani canlarımız lokmaya tavuk ve yumurta da getiriyorlar.
İşte 21 Mart günü de, gözlemlediğim, köylülerin ortaklaşa kararı ile “birlik lokması” için kurbanlar kesildi, tavuklar, her türlü yiyecek imece usulü tüm köylülerin ellerinde ne varsa, güçleri, istekleri, evde ne varsa, Ruşenler Cemevi’ne getirildi. Cemevi yanında erkeklerin de yardımıyla ocaklar yandı, kazanlar da etli pilav (pirinç), fasulye pişirildi. Cemevi’nde kadınlarımız maharetle salatalar yaptılar.
Akşam saatleri olunca, kadınlarımız yerlerin darlığı nedeniyle çocuklarla birlikte cemevinde toplanıp muhabbet ettiler, lokmalarını yediler. Aynı zamanda eğlendiler.
Dışarıda ise, erkekler masalarda yine kendi aralarında sohbet edip, lokmalarını yediler. Köyün dedesi lokmadan sonra dua okudu.
Burada erkek – kadın ayrımı olmasa da, biraz daha çok kadınların önem verdikleri, bir araya gelip biraz da işin içinde eğlence olarak bu etkinliği sevinçle karşıladıkları görülüyor.
Öğrendiğimiz kadarıyla Hıdırellez’de benzer bir şekilde bu sefer kırda bir araya gelen canlarımız lokmalarını yerken, ateşten de atlıyorlarmış.
Burada ise 21 Martta ateşten atlama geleneği yokmuş. Yeni yeni kültürel etkileşimin de etkisiyle bazı canlarımız yaktıkları ateşten de atladılar. Türbedar Müslüm Çolak’ın “Ayhan bey, bizim buralarda eskiden, dedelerimizden duyduğumuz kadarıyla böyle bir şey yok, lütfen bunu çekmeyin” demesi üzerine ben de bunu kayıt altına almadım.
Hem inanç konusunda, hem de buralardaki tüm gelişmeleri en iyi bilen çok değerli başkanımız Ahmet Karahüseyin’le bir söyleşi yaptım.
Daha önce kendisinden yöre kültürü ile ilgili çok detaylı bilgiler almış, bunu kitabımda yayınlamıştım. Ama artık çekim kalitesi çok düşse de, son umudum olan cep telefonum sayesinde onunla bir saat kadar bir söyleşi yaptım.
Ahmet Karahüseyin yöredeki inanç ve kültür konularında bizleri aydınlattı. Kendisine minnettarım.
Değerli dostlar, bilmelisiniz ki, gönlü Türkiye sevdasıyla dolu, inançlı, bilinçli, sevgi dolu yüreğiyle sadece herkes için, tüm dünya için iyilik isteyen Ahmet Karahüseyin’e karşı Türkiye’ye giriş yasağı uygulanmaktadır.
Türkiye’de despot, otokrat, karanlık bir sistem kuran Recep Tayyip Erdoğan – AKP karanlık rejiminin uzantıları olarak tüm Balkanlar’da Alevi – Bektaşi toplumunu asimile etmek isteyen karanlık odakların tertipleri sonucu bu gül yüzlü başkanımız canı gibi sevdiği ülkemize girememektedir.
Bu acıyı yaşayanlar bilir.
Yıllar yılı yine aynı karanlık oyunlar sonucu çok sevdiğim Bulgaristan’a gidememiştim.
Bulgaristan’ı da, oradaki Türk / Alevi –Bektaşi toplumunu da canım gibi severim. Yıllar yılı orada araştırma yapmam engellenmiş oldu, aradan yine asimilasyoncu, çıkarcı sırtlanlar Deliormanlar’da gezmeye başladılar. Asıl iş yapması gerekenler engellenirken, toplumu yozlaştıranlar oralarda cirit attı.
Yeryüzünde veremeyecek hiç hesabımız, aynı zamanda tüm dünya bilsin ki, hesap göremeyeceğimiz hiçbir güç de yoktur.
Tüm dileğimiz, bu çok sevgili başkanımızın yasağı benim ki kadar uzun sürmemesi, bir an önce bitmesidir.
Her zamanki gibi beni bağırlarına basan başta Zöhre – Ahmet Karahüseyin çifti olmak üzere, gönülleri sevgi dolu tüm Ruşenler Köyü ve aydınlıklar içindeki Batı Trakya / Rumeli insanların kucaklıyorum.
Sevgi, saygı ve muhabbetlerimle…
Ayhan Aydın
23 Mart 2023