BALKAN GEZİSİ (2010)
Balkan Gezisi ve Etkinlikler.... (2010)
23 Eylül Cumartesi
Gezimiz 23 Eylül’de Çorlu Çeşmeli Köyü’nde başladı. Mahrem Tezol Baba bizleri candan karşıladı. Zaten geziye canlılık verecek unsurlardan birisi de Bektaşilik konusunda bilgi birikimi olan ve iyi bir inanç önderi kimliğiyle ön plana çıkan ve yöreyi daha önce de gezmiş olan Mahrem Baba’nın varlığıydı.
Gece yarısı Dereköy sınır kapısına vardık. Gümrük işlemleri halledildi. Gezinin tatlı heyecanı ve yorgunluğuyla insanlar uykuya daldılar. Gece Burgaz geçildi. Sabah Varna’dan geçerek sabah 7.30’da Kumluca’ndaki (Pyasaçnik) Saçlı Koçlu Baba’nın Türbesi’ni ziyaret ettik. Oldukça bakımsız olan türbelerin mutlaka tamirattan geçmesi gerekiyor. Köy meydanında geziye katılan canlar akrabalarıyla buluştular. Bizlere rehberlik edecek canlar bizi karşılamaya buraya kadar gelmişlerdi. Köy meydanında gürül gürül akan köy çeşmesinden herkes yararlandı, kimisi elini yüzünü yıkarken, kimisi vatan topraklarının yadigarı olarak akan sudan kana kana içtiler. Sabahın ilk saatlerinin soğuğu sonbaharın buralara geldiğinin işaretiydi.
Obreçişte Köyü, Akyazılı Sultan Türbesi
Varna ili sınırları içinde Rumeli’nin büyük erenlerinden Akyazılı Sultan Türbesi’ni ziyeretimizde herkes bir duygu seline kapılıyor. Büyük bir kubbe içinde Allah Allah nidalarıyla dualara eşlik eden canlar Dergahtan geri kalan türbe ve meydanevinin duvarlarının önünde ziyaretlerini gerçekleştiriyorlar. Rumeli’nin gerçek sahipleri ve öncüleri olan erenlerin altın halkalarından birisi olan Akyazılı Sultan yüzlerce dervişin, babanın hizmet yürüttüğü büyük bir dergah kurmuş, kendi adına bir Alevi-Bektaşi Süreğinin kurulmasını sağlamış, çevrede büyük etkisi olan, ismi bugün de yaşayan ulu pirlerdendir. Fakat Muharrem Topaloğlu Baba’nın da belirttiği gibi Dergahta bulunması gereken Şamdan, Çerağlık, Derviş Postlarının bulunduğu evler, iş ocakları, at haraları ve atların bağlandıkları demir halkalar yerlerinde yok, aş ocakları yıkılmış...
Karalar (Çernik) Köyü
Saat: 14.00’de Karalar Köyü’nde 1911 yılında Süceattin Veli Tekkesi’nden el almış olan Molla Ahmet Halife Baba’nın mezarını ilk önce ziyaret ettik.
Saat oldukça ilerlemiş olsa da insanların açlık akıllarına gelmiyor. İnanç ve kültür, türbeler, yatırlar, yeşillik, ağaçlar, çevre şartları insanları bir güzel doyuruyor. Herkes sarmaş dolaş sohbet ediyor. Ama kurban kesilip hazırlık yapılmış, Türkiye’den misafirler gelecek, diye. Sofralar kuruluyor, donatılıyor. Lokmalar yeniliyor, hızlıca Dulovo’ya (Akkadınlar)’a hareket ediliyor.
Dulovo (Akkadınlar) Temel Atma
Saat 16.00’da büyük heyecan’ın yaşandığı alana varılıyor. Yöreden de katılım büyük. Bir platform oluşturulmuş, CEM Vakfı’nın logosu, Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın ve Hz. Ali’nin resmi asılmış meydana. Temel atma alanı hazırlanmış halk Türkiye’den gelecek ziyaretçileri bekliyor. Ve beklenen an yaklaşıyor... Nihayetinde konuşmalar ve temel atma anına yüzlerce can eşlik ediyor.
Karalar (Çernik) Köyü Yol Alma Cemi
Akşam saat 18.00’de ise Karalar Köyü’nde Ali Baba’nın Cemevi’nde dört Halife Baba’nın “Yol Alma Cemi”, var. Yöredeki babalar bir araya gelmişler, analarla birlikte Sultan Süceattin Veli Yol ve Erkanı’nda hizmet cemevinde cem olmuşlardır. Daha önce bu yöreye yine aynı ocaktan Nevzat Dede Nadire Analar gelmişler nice cemler yapmışlardı. Yol erkan yerini alıyor, canlar huzur buluyorlar. Yani Gelenek yaşıyor, geleneği yaşatanlar dağları, tepeleri, sınırları aşıyorlar, hedefine ulaşıyor insan oğlu, yeter ki gönül istesin.
Cem sonrasında konaklama Saat: 23.30’daSilistre’de Tuna Nehri yakınındaki Denovo Otel’de yapılıyor.
25 Eylül Pazar
Sabah kahvaltısından sonra Tuna Nehri kıyısına gidilmiş, bir hatıra fotoğrafıyla Türklerin tarihinde silinmez yerler edinen Tuna bu sefer tura katılanların kamera kayıtlarına kazınmıştır.
Demir Baba Türbesi
Razgrat’a bağlı Mumcular’a yakın bir alanda bulunan ve efsaneleşen kimliğiyle yörenin en önemli inanç önderi ve kutbu kabul edilen Demir Baba ziyareti gerçekleştirilmiştir. Onaltıncı yüzyılın büyük Alevi Bektaşi ulusu Demir Baba yani Hasan Pehlivan olarak da bilinen ulu evliya hakkında gerek Mahrem Baba, gerek Muharrem Baba bilgilendirici konuşmalar yaparken Araştırmacı Yazar kimliği de bulunan Cemal Canpolat aynı zamanda Balkanlar’daki erenlerin tarihi önemini belirten konuşmasını yol boyunca yaparken otobüsteki canların da bilgilenmelerini sağlıyorlardı.
Canpolat yaptığı konuşmalarda; son yıllarda CEM Vakfı’nın Bulgaristan başta olmak üzere Balkanlar’da yaptığı çalışmaların çok önemli sonuçlarının olduğunu, bu çalışmaların önünü CEM Vakfı’nın açtığını söyledi. İlk önce 1996 yılında aralarında Ali Ekber Çiçek, Abidin Özgünay, Baki Öz, Rıza Zelyut gibi isimlerin de bulunduğu bir otobüslük kafileyle tüm Bulgaristan’ın baştan başa gezildiğini, sorunların dinlendiğini, çözüm yollarının arandığını bu gezilerin meyvelerini kısa sürede verdiğini Yablonovo’da (Elvanlar)’da Elvanlar Vakfı’nın kurulduğunu, diğer yörelerde de kendi bölgelerinde cemevi taleplerinin geldiğinini söyleyen Canpolat on beş yıl sonra yine aynı büyük heyecanla bu topraklarda olduklarını belirtti.
Geçen bu süre zarfında gerek Bulgaristan, gerek Makendonya, gerek Arnavutluk, gerek Yunanistan’daki Alevi-Bektaşi varlığı ve İslam inancıyla ilgili gelişmeleri yakından takip ettiklerini dile getiren CEM Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Cemal Canpolat tarihsel süreç kadar güncel sorunlar, meseleler hakkında da halkı bilgilendirince merak edilen birçok sorunun cevabını vermiş oldu, büyük alkış aldı. Cemal Canpolat bugüne kadar düzenenlen 5 büyük İnanç Önderleri Toplantısı’na Balkanlar’dan dede ve babaların, dervişleri de davet edildiğini ve buralardan yoğun katılımların olduğunu böylece birlik ve beraberlik için çok büyük adımların CEM Vakfı sayesinde atıldığını söylerine ekledi.
Hep birlikte merdivenlerden (132) büyük bir aşkla inilip Demir Baba Türbesi ziyaret edildi. Dipsiz Göl denilen mevkide olan ve kayaların içinde gökyüzüne fışkırmışcasına çıkan Demir Baba’nın mermerden yapılan türbesi burada Alevi-Bektaşi İslam anlayışının ve Türk kültürünün bayraklaşmış sembolü olarak varlığını korumaya devam etmektedir.
Haskova, Otman Baba
Yola Saat: 19.15’de koyuluyoruz. Sınırlara hapsedilemeyen, dar kalıpları yıkıp aşan, insanüstü kimliğiyle çağını aşan ululardan birisi olan Otman Baba’ya ulaşmak için yüzlerce km. Yol katetmek gerekiyordu. Razgrat’tan Haskova’ya uzun bir yol vardı. Yol boyu bilgilendirici sohbetler, söylenen nefesler uzun yolları kısaltıyordu. Bu arada Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı Ali Yüce’nin varlığı, Sultan Süceattin Veli Dergahı Postnişini Mehmet Demirtaş Dede’nin gezide bulunmaları geziyi oldukça zenginleştirmiş, renklendirmişti. Zaman zaman bizlerin de dağarcıklarındaki bilgilerin halkla paylaşımı karşılıklı bilgi-alış verişleri geziyi daha da verimli kılmıştı.
Bindört yüzyıllı yıllarda yaşamış olan ve geniş bir coğrafyada ve kültür ve inanç dünyasında etkileri olan Haskova yakınlarındaki Odman Baba Türbesi’ne akşam saatlerinde (21.30) ulaşıyoruz. Gönüller refahlıyor. O yüce kubbesi uzaktan görününce insanlar aşka geliyorlar. Tüm türbe ve dergahlarda olduğu gibi dedeler, babalar dualar veriyorlar, kabri başında. Hep birlikte Allah Allah nidaları yükseliyor. Barış, kardeşlik, dostluk, mutluluk, bolluk, bereket... dilekleri dilde dilekleri ortaya seriyor.
Kırcaali, Mestanlı, Elmalı Baba
Saatler çok ilerlemiş olsa da bizler yolları aşmaya kararlıyız... Çünkü dostlar bizleri bekliyorlar. Daha 3 Eylül’de restorasyon çalışmaları tamamlanarak açılışı yapılan, büyük kalabalıkların açılışına katıldıkları büyük törenlerin düzenlendiği Elmalı Baba’ya varmak benim için ayrı bir keyf elbette. Kendi imkanlarımla yaptığım ilk geziden sonra şimdi yine aynı ay ikinci kez yine Elmalı Baba’dayım, Hakk Cemal Canpolat’ten razı olsun, onun sayesinde bu sefer buralara gelebildim. Geziye katılan herkes yapılanlar karşısında büyüleniyorlar. Böylesine büyük bir eserin meydana gelmesine çok seviniyorlar.
Sevgili Cemal Canpolat ve gezi boyunca olumlu yapısıyla, halkın sevgisini kazanan milletvekili Durdu Özbolat, Güney Bulgaristan Cem Derneği’nin satın alıp bir cemevi yapmak istediği arsayı geziyorlar, şehrin göbeğinde Arda Nehri kenarındaki arsayı. Derneğin yönetiminde olan genç arkadaşlarla konuşuyorlar. Dernek Başkanı Mustafa Ali Mustafa herkesi büyük bir sevgiyle karşılıyor. Hep birlikte lokmalar yeniliyor. Cemevinde muhabbet ediliyor. Burada Ali Yüce Dede bir konuşma yapıyor. Gece Kırcaali’de otelimizde konaklıyoruz.
26 Eylül Pazartesi
Makedonya, Üsküp (Skopje)
Sabah erkenden 08.30’da hareket ediliyor, gidilecek yol çok uzun. Sofya üzerinden sınır kapısı geçilip Makedonya’ya geçiliyor. Makedonya iki milyonluk nüfusuyla, daha yirmi yıllık bir ülke. Dost ve kardeş bir ülkenin sınırlarında bulunmak insanı mutlu ediyor. Burası bir turistlik cennet. Yeşillikler içinde görülmesi, gezilmesi gereken çok yeri olan şirin bir Balkan ülkesi.
Başkent Üsküp’te (Skopje) tarihi ve turistlik yerler geziliyor. Burası insanı büyüleyen bir şehir. Eskiyle yeni içi içe. Geziye katılanların da Üsküp’ü çok beğendiklerini anlıyorum. Bu gece burada 18.30’da Cantinantal Otel’de konaklıyoruz. Müzikli bir lokantada akşam yemeğimizi yiyiyoruz.
27 Eylül Salı
Kalkandelen (Tetevo) Harabati Baba Dergahı
Yaklaşık beş yüz yıllık bir Bektaşi Dergahı olan Harabati Baba’da saat: 12.30’da bizleri her zamanki güler yüzüyle Derviş Abdülmüttalip Bekiri ve Bektaşi canlar karşılıyorlar. Burada bir trajedinin yaşandığını dünya kamuoyuyla daha önce defalarca paylaşmıştık. Radikal İslamcı bazı guruplar burada hak iddiasında bulunuyorlar. Buradaki Bektaşileri buradan kovup onların yerine yerleşmek için türlü manevrelar çeviren bir çete varlığını sürdürüyor. Hatta bizlerin dergahı ziyaretinden rahatsız olan işgalcilerin sözde bekçisi olan birisi kamerayla çekim yapmamızı engelledi. Bu bizde oldukça rahatsızlık yarattı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen i içerde her türlü olanaksızlarla rağmen gül cemalleriyle bizi karşıyan can dostlarla sohbetlerimiz oldu, çekimlerimiz oldu. Cemal Canpolat her zaman kendilerinin yanında yer alacağımızı, hiç endişe duymamaları gerektiğini belirten bir konuşma yaptı. Burada inanç önderleriyle kamereyla bir söyleşi gerçekleştirildi. Abdülmüttalip Bekiri’den yaşanan sorunlar hakkında bilgi alındı. Akşam Ohrid (Ohri)’ye varıldı. Saat: 20.00’de Dirim Otel’de istiharate çekildik.
Sarı Saltuk Makamı
St. Naum’daki (Manastır) Sarı Saltuk’un Makamı’nın oluduğu alana hareket edildi. Yol boyu yine Sarı Saltuk hakkında bilgilendirici konuşmalar yapıldı. Yedi ayrı yerde türbesi, onlarca yerde makamı olduğunu inanılan Sarı Saltuk Osmanlı’dan önce Balkanlar’a gelmiş ulu erenlerden birisi olarak Alevi İslam inancını bu topraklara ulaştırmış bir ulu pir olarak kabul edilmektedir. Hıristiyanlara Müslümanlığı anlatan, kabul ettiren, insan üstü vasıfları olan kerametleri dilden dile kuşaklar boyunca yüzyıllar boyunca anlatılan Sarı Saltuk’un asıl türbesinin Romanya’nın Babadağ Bölgesi’nde olduğu bilinmektedir.
Akşam saatlerinde şehri görmek isteyenler gezi için serbest zaman hakkı tanındı.
28 Eylül Çarşamba
Manastır, Atatürk’ün Okuduğu Okul, Yunanistan’da Grev
Sabahki hedef Resne’yi, Resne’li Nizayi’nin Konağını ziyaret etmekti. Ama asıl görülmesi gereken şehir Bitola yani Manastır. Yol boyu Cemal Canpolat büyük önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında bilgilendirici bir konuşma yapıyor. Onun nasıl bir devlet adamı olduğunu, zorlukları nasıl aştığını, başarılarını, Türkiye’nin nasıl bir şansı olduğunu, çağını aşan, ince zekasıyla devleti ileriye götüren, devrimleri yapan insan üstü özelliklerinden bahsettikçe otobüste bulunan insanların duygularına tercüman olmuş oluyor.
Manastır büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün okuduğu Askeri İdadi’nin bulunduğu yer. Burası şimdi Makedon Devleti’nin büyük bir jesti olarak çok güzel düzenlenmiş bir yanı Makedonya’nın milli müzesiyken bir tarafı tümüyle büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e ayrılmış büyük bir taş bina. Türk Genelkurmay’ı burayı özenle düzenlemiş. Atatürk’ün resimleri, okuldayken giydiği kıyafetleri vb. Her şey orjinaline yakın modern bir şekilde sergilenmektedir.
Manastır oldukça hareketli, cıvıl cıvıl bir kent. Özellikle gençler, çocuklar dikkat çekiyor. Batı tarzında kafeleriyle sokaklar canlı mı canlı. Meydan çok güzel düzenlenmiş. Yunan sınırında ise bizleri bir sürpriz bekliyor. Yunanistan gümrüğünde grev var. Manastır’a yakın olan gümrük kapısının dışında, Selanik’e daha yakın olan diğer gümrük kapısına ulaşıyoruz, zaman kazanmak için, şanzımızı deniyoruz, gerçekten şansımız yaver gidiyor, bu sınır kapısından geçiş yapabiliyoruz. Planlanandan geçte olsa sınırdan geçiyoruz. Selanik’te otelimizde konaklıyoruz.
29 Eylül Perşembe
Atatürk’ün Evi, Seyyid Ali (Kızıldeli) Sultan, Ruşenler, Sofulu (Evros)
Sabah büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu evi büyük bir heyecanla ziyaret ediyoruz. Sonrasında ise hedef yine bir büyük erene varmak Seyyid Ali Sultan’a uluşmak. Dimetoka yakınlarındaki Kızıldeli Sultan (Seyyid Ali Sultan)’a varmak için uzunca bir yolculuk yapıyoruz.
Seyyid Ali Sultan (Kızıldeli)’de de Seyyid Ali Sultan Korumu Heyeti Başkanı (Ahmet Karahüseyin) ve bazı dedeler ile halk bizleri karşılıyorlar. Hep birlikte türbeye gidiliyor. Meydan evi, mihman evi ziyaret ediliyor. Burada ikili söyleşiler yapılıyor. Cemal Canpolat bu dergahın dünyadaki dört büyük Bektaşi Dergahı’ndan birisi olduğunu, tarihsel ve inançsal olarak büyük öneme sahip olduğunu, Balım Sultan’ın bu dergahtan yetiştiğini, Seyyid Ali Sultan’ın bir seyyid olduğunu, bu dergahın hem bir seyyid, hem de babalar açısından çok önemli olması nedeniyle tarihte çok iyi algılanması gerektiğini söyledi. Rahmetli Ahmet Hezarfen’in bu dergahla ilgili çeşitli belgeleri Osmanlı Arşivlerinden çıkardığını, şimdilerde Rıza Yıldırım’ın, Prof. Dr. Cemal Kafadar’ın bu dergah’la ilgili çalışmalar yaptığın söyleyen Cemal Canpolat dergahın eksikliklerinin tamamlanması için CEM Vakfı olarak ellerinden ne geliyorsa yapacaklarını söyledi.
Aynı akşam kafile yurda giriş yaptı. Büyük bir keyifle başlayan gezi yine büyük bir başarıyla, verimli bir seyahatin ardından sona ermiş oldu.