Bursa’ya Gezi (Nisan 2005)
Bursa’ya Gezi
(Nisan 2005)
AYHAN AYDIN
Bursa Osmangazi Belediyesi tarafından 4/10 Nisan tarihleri arasında yapılan “Osman Gazi’yi Anma ve Bursa’nın Fethi Şenlikleri” etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen “Osmanlı’nın Kuruluş Dönemi, Orhan Gazi Devri” isimli panele katılmak üzere Sayın Prof. Dr. Cemal Kafadar’ın önerisi üzerine birlikte, “yıllık iznimden kesilmesi ve masrafları kendim karşılamak” istemime rağmen bir yönetim kurulu üyemizi araya koyarak genel müdürden zorla izin almayı başardıktan sonra, Bursa’ya hareket ediyoruz. Yol boyu bu önemli tarihçiyle sohbet etmek benim için oldukça büyük bir kazanç oluyor. Osmanlı Devleti’nin ilk kuruluş dönemiyle ilgili yaptığı çalışmalarla tanınan sevgili Kafadar tam bir entelektüel, tam bir beyefendi kişiliğe ve kimliğe sahip bir tarihçimiz.
Aynı zamanda panele de katılacak dostlarla bir araya geliyor, tanışıyoruz. Erenlere ilgimiz onlar tarafından da ilgi topluyor.
4 Nisan 2005
4 Nisan’da resmi açılışlara katılmak üzere törenlerin yapılacağı alana gidiyoruz. Oldukça heybetli ve bakımlı Osman Gazi’nin türbesinde ziyaret ediyoruz. Bursa’yı tepeden görme şansına sahip oluyoruz. Çok mu çok büyük olan Bursa, gerçekten de yeşilini kaybetmiş beton yığınlarına teslim olmuş bir kent gibi göründü bana.
Tophane Saat Kulesi önünde yapılacak resmi açılış törenine ilgi çok büyük. O güzelim genç kızların giysileri ve yakışıklı delikanlıların halk oyunları kılıç/kalkan için orijinal kıyafetlerle alana gelmeleri çok güzeldi. Bu arada kurulan Yörük çadırında gözlemeler, ayranlar hazırlanıyor. Derken tarihin içinden çıkıp gelen alperenlerin yadigarı mehter takımı ilgiyi hak eden tarihi simgeler gibi halkı selamlıyorlardı. Büyük çınar ağaçları altında tarihin soluğunu bize getiren bu cengaverleri izledikten sonra ben de bir başka kafileye katılmak için biraz da istemeye istemeye bu gösterilerden ayrılıyorum. Ama bir başka güzelliği paylaşmak var tercih etmek zorunda kaldığım bu zaman oyununda.
Cemal Kafadar ve bazı hocalar özel olarak kentin tarihi dokusunu gezerek görmek isteyince ben de onlarla birlikte “eksi Bursa”ya doğru hareket ediyorum. Ekibe ise yine önemli bir kültür adamı olan Raif Kaplanoğlu rehberlik ediyor. Yüzlerce yıllık çınarların gölgesinde bu şehirle yaşdaş sokaklardan, mesire yerlerinden, tarihi ören alanlarından geçiyoruz. Kentin ilk ana su kaynağının başına kadar yönelip, “Kalenderhane”yi bile görüp bir kahvehanede çaylarımızı yudumlayıp yine yaşamın cıvıltıları yükselen okul bahçelerinden yine küf, nem ve tarih kokan dar sokaklardan geçip kent merkezine yöneliyoruz.
Haylice de yorulduktan sonra elimde kamera, kamera ayağı, fotoğraf makinesi ve kitaplarla dolu çantalarla bu sefer de yararlı bir sempozyuma katılıyorum.
Tayyare Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Payitaht Bursa’da Kültür ve İnsan” isimli paneli izlerken aslında Payitaht Bursa’yı Büyüten Kaynaklar isimli bir başka salonda aynı saatte yapılan paneli izlemekten yoksun bir şekilde konukları dinlemeye dalıyoruz.
Panelden önce Bursa’nın tarihi zenginliğini gösteren bir belgeseli izliyoruz. Etkinliğe katılamayan Türk tarih biliminin büyük ismi Prof. Dr. Halil İnalcık’a saygı için konuşmalar yapılıyor. Kendisiyle ikili bir görüşme de yapma şansım olan Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu, “Osman Gazi Dönemi’nde Kültürel ve İnsani Değerler” isimli bildirisini sunuyor. Aynı üniversiteden Prof. Dr. Mustafa Cemiloğlu ise “Bursa Bölgesi Yörükleri” hakkında aydınlatıcı bilgiler sunuyor. Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Algül ise “Kuruluş Dönemi Osmanlı Yönetiminin Gayrimüslimlere Yaklaşımı”, aynı üniversiteden Prof. Dr. Mustafa Kara’nın “Buhara – Bombay- Bursa Hattında Dervişlerin Seyr ü Seferi” isimli bildirisi ilgiyle dinleniyor.
Osmangazi Belediye Başkanı Sayın Recep Altepe ise bizzat bizlerle yakından ilgileniyor. Verdikleri yemeğe katılarak ikili sohbetlerle bazı yazarları ve gazetecileri de tanıma fırsatı buluyor, Bursa üzerine de bilgilerinden ve birikimlerinden yararlanıyoruz.
5 Nisan 2005
Aynı zamanda Yuvarlak Masa’da yapılacak konuşmanın da yer aldığı Bursa Kent Müzesi’ni gezmek oldukça yararlı oluyor. Burası gerçekten tam bir kültür merkezi. Aynı zamanda buraya not düşülmesi gereken nokta ise Bursa Kent Müzesi’nde Aleviliğe, Bektaşiliğe ilişkin izlerin de bulunması. Teberler, Hz. Ali işlemeleri, Kerbela sembollerinin olduğu müze küçük ama oldukça temiz ve çok iyi dizayn edilmiş herkesi bekler bir şekilde hizmete amade bir yapı.
Yuvarlak Masa’da “Osmanlı’nın Kültürel Zenginliği” konu eksenli gerçekten de güzel konuşmalar yapılıyor. Ankara Üniversitesi’nden ve bizlere çok yakın ilgi gösteren Prof. Dr. Özer Ergenç’in yönettiği sohbete, Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cemal Kafadar ile Bilkent Üniversitesi’nden Ydr. Doç. Dr. Mehmet Kalpaklı katılıyorlar.
Nacizane ben de ayrılan zaman diliminde erenlerin izinde, Anadolu’nun ve Balkanlar’ın kültür mühürleri olan dergahlar hakkında bazı şeyler söylüyorum.
Ertesi gün ise serbestiz. Bugün şehri bir başka açıdan geziyoruz. Sahaflara uğranıyor. Tarihi binalar, kütüphaneler, mezarlar, antikacı dükkanları derken yine Bursa’nın sembol yapılarından “Yeşil Türbe” (I. Mehmet (Çelebi) Türbesi) ziyaretini, bu az bulunur tatlı nisan gününde büyük zevk ve sevecenlikle yapıyoruz.
Eşsiz duygularla Bursa’dan ayrılırken; her kentimizin bir kültür, doğa ve tarih hazinesi olduğunu bir kez daha kendi kendime söyleyerek bir gün kısmette varsa, zaman ve imkanlarım olursa il il, ilçe ilçe güzel ülkemi birkaç senemi vererek doya doya gezeceğim, diyorum.
Bursa Kent Müzesi
Aynı isimli internet sitesinden aldığım bilgileri sizlerle paylaşıyorum: Kent müzelerinin kentlerin birer devingen aynası olduğu düşüncesi ile yapılandırılmış olan Bursa Kent Müzesi'nde Bursa'nın yaklaşık 7000 yıllık geçmişi anlatılmaktadır. Bu geniş tarih yelpazesinde Bursa kentinin tarihi, coğrafi, ticari, sosyal, ekonomik ve kültürel değerleri belli bir sistematikte ziyaretçilere aktarılmaktadır.
Bursa Kent Müzesi binası, 1926 yılında Mimar Ekrem Hakkı Ayverdi tarafından Adliye Binası olarak kentin tam merkezinde inşaa edilmiştir. Bina 75 yıl boyunca Bursa Adliyesi olarak görevini sürdürmüş olup Anıtlar Kurulu tarafından tescillidir. Bu tarihi bina restorasyonu yapılarak 14 Şubat 2004 tarihinde Bursa Kent Müzesi olarak 2010m² alanda, 3 katta hizmet vermeye başlamıştır. Müzenin kent merkezinde oluşu özellikle kent dışından gelen ziyaretçilere ulaşım kolaylığı sağlamaktadır.
Müzenin galerileri, 7000 yıllık geçmişi daha algılanabilir ve anlaşılır şekilde aktarabilmesi için her katta ayrı ayrı içeriğe sahiptir. Giriş katında kronolojik, alt ve üst katlarda ise tematik anlatım söz konusudur. Galerilerdeki sergileme sisteminde tek boyutlu anlayıştan uzaklaşmak amacıyla çeşitli objeler, canlandırmalar, maketler ve mankenler kullanılmıştır. Ayrıca sergileme alanlarında bulunan monitörler ve kiosklar ile ziyaretçilere hem daha ayrıntılı bilgi verilmekte hem de ziyaretçiye katılım imkanı sağlanmaktadır. Böylece zengin içerik, panolar dışına da taşınmış olup mekan sınırlaması ortadan kaldırılmıştır. Müzeyi, müze rehber personeli ile gezmeyi tercih etmeyen ziyaretçiler için bir kulaklık sistemi hazırlanmıştır. Bu sistem İngilizce ve Türkçe olarak iki lisanda bilgi aktarmaktadır. Ayrıca teşhir vitrinlerinin içinde bulunan İngilizce - Türkçe tanıtım yazıları ile yabancı ziyaretçilere kolaylık sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra yine müzeye gelen yabancı ziyeretçilerin müzeyi rahatlıkla gezebilmeleri için ingilizce bilen rehber personelde bulunmaktadır.
Tüm katlarda galeri dışındaki koridorlar geçici sergi mekanı olarak tasarlanmış olup, değişen temalarla müzenin sürekli izlenen bir mekan olması hedeflenmektedir.
Sergileme mekanları haricinde müzenin zemin katında ziyaretçilerin dinlenebileceği bir kafeterya, hediyelik eşya satış birimi ile birinci katında araştırmacıların yararlanabileceği bir Kent Belleği, dia, multivizyon gösterileri ve küçük toplantıların yapılabileceği 51 kişilik çok amaçlı salon ve yönetim birimleri yer almaktadır.
Bursa Kent Müzesi;Avrupa birliğine giriş sürecindeki ülkemizde Avrupa standartlarında bir müze ile kendini sürekli geliştirerek yenilemektedir.
AYHAN AYDIN, Trakya ve Anadolu’da Erenler Bahçesi (Alevilik/Bektaşilik Araştırma Gezi Notları, 2002/2006), 2. BASKI, CAN YAYINLARI, İSTANBUL, 2008, Sayfa: 231-240