İzmir’e Gezi (2004)
İzmir’e Gezi
(2004)
AYHAN AYDIN
Ali Rıza Uğurlu ve Hakkı Saygı’yla birlikte; 5 Mart Cuma gecesi hareket ettiğimiz İzmir’e, çiçekler ve güzellikler içinde 6 Mart Cumartesi günü vardık.
6 Mart 2004, Cumartesi
Ehlibeyt Kültür Derneği’nin Karşıyaka Limontepe Şubesi’nin başkanı, aynı zamanda Bingöl Kiğı Adaklı Köyü’nden, Ocakzade Cemal Sevin Dede bizleri karşılıyor. Hep birlikte dedelere daha önceden haber verilen ve toplanmaları için adres gösterilen Limontepe Cemevi’ne hareket ediyoruz.
İnanç Önderleri Toplantısı için İzmir’de bulunan inanç önderlerimizden özellikle dedelerimize, Cemal Sevin Dede daha önceden ulaştığı için, saat 12.00’de kırk inanç önderimizle bir araya geldik.
Farklı ocaklara mensup ve farklı semtlerde oturan inanç önderlerimizle toplantımız 6 saat sürdü.
Toplantıda CEM Vakfı ve Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı’nın kuruluş amacını, tüzüğünü, hedeflerini anlattıktan sonra, tüm katılımcılara söz verilerek konuyla ilgili görüşlerini aldık, sorularını yanıtlandık.
Birçoğu daha önce CEM Vakfı tarafından düzenlenen Anadolu İnanç Önderleri Toplantılarına da katılan dedelerimiz, aslında konu hakkında bilgi sahibiydiler.
Bunun yanı sıra toplumun sevdiği ve önem verdiği İsmail Tanyeli gibi ocakzade olmasa da konuya duyarlı dostlarımızın da katılıp söz alarak görüş ve düşüncelerini aktardıkları toplantı çok verimli geçti.
İnsanlar bizlere sorular soruyorlar. Biz de dilimiz döndüğünce soruları yanıtlıyoruz. Toplantıya ilişkin yapılan en ciddi eleştiri; İzmir’deki tüm inanç önderlerine, özellikle yerli manada burada uzun yıllardan beri yaşamlarını sürdüren inanç önderlerinin bu toplantı da yer almamaları idi.
Toplantı da kısa bir konuşma yaparak İzzettin Doğan’ın konuşmalarını hatırlatıp şunları söyledim; İmam Hüseyin gibi insanlığın ve İslamiyet’in yüce değerlerini, bağımsızlığı karakteri olarak yorumlayan Mustafa Kemal Atatürk te ya istiklal, ya ölüm! Diyerek haksız kuşatma altında bulunan bir ulusu yok olmaktan kurtardı. Bu nedenle hakların alınması konusunda hiçbir zaman çekingen davranılmamalıdır. Çok yakında çok ciddi bir hukuk mücadelesi vermeye hep beraber hazır olmalıyız. Eğer bu iktidar da Alevilerin en doğal isteklerine kulak tıkamaya, vurdumduymazlığa devam ederlerse, bizlerin de daha önce sizlerin huzurunda verdiğimiz bir söz vardı: burası bir hukuk devletiyse bizler de hukuka saygılı insanlar olarak haklarımızı hukuki kanallardan ararız, açacağımız binlerce, yüz binlerce davayla en doğal haklarımızı hukuki yoldan elde etmek için adım atacağız. Bunu hepinizin bilmesini isterim. Hakkınızı aramaktan çekinmeyin, daima hakkınızın savunucusu olun, çünkü Hz. Ali’nin dediği gibi hakkınızı aramazsanız, hakkınızla beraber onurunuzu da kaybedersiniz. Sevgili hocamız İzzettin Doğan’ın yaptığı konuşmayı hatırlatmamın nedeni, gerçekten de sizlerin bizlere bu konuda da yardımcı olmanızı; bizlerin her ne pahasına olursa olsun, bu büyük mücadele de on iki yıldır olduğu gibi çok kararlı olduğumuzu bilmenizi istememizdir.
Ali Canpolat’ın, Düzgün Şahin, İsmail Tanyeli’nin ve diğer tüm katılımcıların ikişer, üçer kez söz alarak yaptıkları konuşmalardan sonra bu toplantıdan bir sonuç alabilmek için, ben hemen bir birliktelik sergileyip en azından bir komisyon kurmamızın yararlı olacağını önermem üzerine bu genel kabul gördü. Ali Canpolat merkezi bir yerde bu kurumun oluşması ve görev yapabilmesi için bir merkezin açılmasını önerdi. Bir merkez oluşturuluncaya kadar şimdilik Limontepe’de bu çalışmaların sürdürülmesi benimsendi.
Hakkı Saygı ve benim önerim üzerine toplantıda olmayan Çepni Boyları’nın dedelerinden lise mezunu ve memur emeklisi Seyfi Oğuz da listeye dahil edildi.
Toplantı bittikten sonra da sohbetlerimiz devam etti. Aynı akşam Cemal Sevin Dede’nin evine mihman olduk. Yine orada da sohbet ve söyleşilerimizle yöredeki, İzmir’deki Alevi varlığı hakkında bilgi aldık. Aynı akşam telefonla CEM Vakfı Aydın Şube Başkanı Haydar Ölmez ve Prof. Dr. Ahmet Yürür’e ulaşmaya çalışsak ta başarılı olamadık.
7 Mart 2004 Pazar
Bir gün önce yaptığımız planla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın da katılacağını duyduğumuz ve davet edildiğimiz Çiğli’deki Aşure dağıtımına katılmak ve Yamanlar’daki belediyenin yaptırdığı cem kültür evinde Elvan Çelen Dede’yle görüşmelerde bulunmak üzere yola çıktık.
İlk önce Tahtacıların merkezlerinden ve tarihi cemevlerinin bulunduğu Narlıdere’ye gittik.
Burada Tahtacı Yan Yatır Ocağı’ndan İbrahim Uryan ve Arzumanlı Ocağından Ali Bektaş ve İsmail Tanyeli ile görüştük.
Büyük tarihi konağı ki cemevi ve dede evi olarak kullanılan şu anda oldukça harap bir halde bulunan binayı gezdik.
Burada oturan Bektaşi İnanç Önderlerinin ileri gelenlerinden Hasan Asuman Halife Baba’yı ziyaret ettik. Baba oldukça yaşlanmış olduğu için, hastalıkları nedeniyle bu tip toplantılara katılamadığını ama İzzettin Doğan Hoca’yı çok sevip, tasvip ettiğini söyledi.
Bu arada telefonla Haydar Ölmez’i tekrar aradık. Aydın’a gitmek üzere hareket eden Haydar Ölmez bizimle görüşmek için İzmir’e tekrar döndü.
Daha sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Konukevi’nde Prof. Dr. Ahmet Yürür’ün de katılımıyla bir araya gelip çalışmalarımız hakkında kendilerine bilgi verdik. Daha sonra hep birlikte Çiğli’de Düzgün Şahin’in ve Hakkı Fırat’ın öncülüğünde düzenlenen Aşure dağıtımına iştirak ettik.
Bu arada Ahmet Piriştina’yla tanıştık. Kendisi de kısa bir konuşma yaparak, siyasi bir amaçla buraya gelmediklerini, istekleri güçlerinin yettiğince yerine getirecekleri sözünü verdi.
Daha sonra Yamanlar Belediyesi tarafından yapılan ve arsasıyla birlikte Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği’ne teslim edilen cemevini ziyaret ettik.
Burada başkan ve aynı zamanda dede olan Elvan Çelen’le görüştük. Daha sonra Ahmet Yürür ve Haydar Ölmez’le görüşmelerimiz sürdü. Aynı zamanda Haydar Ercan Dedebaba’yla görüşmek istesek de çok hasta olduğu için bizi kabul edecek durumda olmadığını bizlere söyledi. Burada birbirimizden ayrıldık.
İstanbul’dan Prof. Dr. Gazi Aydın vasıtasıyla bizimle tanışan Ali Aydın Uludağ’a ulaştık. O da bizi İzmir’in dışında Bayındır Belediyesi’ne bağlı Yakapınar Köyü’ne, kendi evine misafir etmek üzere götürdü. Aynı akşam köyde iki kahveye giderek buradaki insanlarla görüşüp, sorunlarını, istek ve beklentilerini dinledik. Çalışmalarımızı anlattık. Görebildiğim kadarıyla burada çok ciddi sorunlar var.
8 Mart 2004 Pazartesi, Hamzababa Türmesi
Ege Bölgesi’nin en büyük Alevi/Bektaşi ziyaret mekanı olan Kemalpaşa’daki Hamza Baba türbesini ve Eski Hamza Baba Köyü’nü ziyaret için hareket ettik.
Bozulmamış doğasıyla ve tertemiz havasıyla bir şifa kaynağı olan dağları aşarak ve bu arada birçok yörük köyünü de geçerek ziyarete ulaştık. Buradaki tüm köyler zamanında Aleviymiş. Ama şu anda çok büyük bir asimilasyon gözleniyor. Buraya Dersim’den sürgün olarak gönderilenler bile Aleviliğini inkar ediyorlarmış. Oldukça büyük ve bahçesinde birçok Alevi Bektaşi ulularının mezar taşlarının olduğu Türbe’yi ziyaret ettik.
1998’de Şahkulu Sultan Dergahı semah ekibiyle birlikte burada yapılan törenlere katılmış, çok etkilenmiştim. Onbinlerce insanın katıldığı etkinlik çok canlıydı, belki de Ege Bölgesi’ndeki en geniş katılımlı Alevi-Bektaşi anma etkinliği Hamzababa Etkinlikleri’dir. Tören zamanı adım atmaya yer olmayan bu alanlar şimdi ıssız, ziyaretçi bekler gibi. Yeni yeni uyanan doğayla birlikte, umutlarından filizlendiği baharda da karelemiş oluyorum türbeyi, çektiğim bol fotoğraflarla.
Bir gün önce telefonla aramamıza rağmen Hamza Ali Özer Dede’ye köye varınca da ulaşamadık. Turgutlu’ya gittiğini öğrendiğimiz dedeye ulaşmak için Turgutlu’ya hareket ettiysek de, tarif edilen yer de de onu bulamadık.
Bu arada siyasi çalışmalarını burada sürdüren İsmail Cem’e ve sevenlerine denk geldik.
Daha sonra Buca’ya hareket ettik. Buca Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği Cemevi’nde yedi dedeyle sohbet ettik. Tüm çalışmalarımızı kendilerine anlattık. Sorularını yanıtladık. Bu arada geldiğimizi haber alan İsmail Doğan Dede de oraya geldi.
Yazgülü Ağırgöl’ün başkanlığını yaptığı cemevini çok temiz ve güzellikler içinde bulduk. Başkan Hanım oldukça ağırbaşlı, Alevilik çalışmaları konusunda duyarlılığı olan, Alevi örgütlülüğüne ve bu arada CEM Vakfı çalışmalarına oldukça sıcak bakan bir aydın.
Değerli aydın öğretim üyelerinden Halkbilimci Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yardımcı’yı makamında ziyaret ederek, çalışmalarımız hakkında bilgi verdik ve kendisinden de destek istedik.
Tekrar cemevine dönüp burada başka dedelerle de görüştükten sonra aynı akşam İstanbul’a hareket ettik.
AYHAN AYDIN, Trakya ve Anadolu’da Erenler Bahçesi (Alevilik/Bektaşilik Araştırma Gezi Notları, 2002/2006), 2. BASKI, CAN YAYINLARI, İSTANBUL, 2008