Hüseyin Emiroğulları

Geleneği Yaşatan Dedeler Konuşuyor… Ayhan Aydın

 

HÜSEYİN EMİROĞULLARI

(ÜRYAN HIZIR OCAĞI – OCAKLI KÖYÜ / AŞKALE / ERZURUM (1943))

 

Sevgili dedem biz bir çalışma içerisine girdik Hakk yardım ederse. Dedelerin fikirlerini, görüşlerini toparlayalım diyoruz, onlardan özetler çıkaralım diyoruz, insanlığın yararına sunalım diyoruz, gençler okusunlar onlardan ilham alsınlar, diyoruz. O yüzden de bir yöntem seçtik, bizlerde biliyoruz ki dedelerimiz kamil insanlar bizlerin ne yapmak istediklerini anlıyorlar.

Her şeyden önce Hüseyin dedemiz nerelidir?

Erzurum Aşkale Ocaklı köy-1943 doğumluyum.

 

Aşkale de ki diğer Alevi köyleri de biliyorsanız onları da bize sayar mısınız?

Sarıbaba, Acalca, Pelek, Kükürtlü, Şükveren, Yiğiç, Kırınakaban, Sos, Bacalvut, Taşlıçayır.

 

Ocaklı köyünde 1943 yılında doğdum dediniz, ne kadar kaldınız köyde?

25-30 yaşına kadar köyde kaldım.

 

Köydeki yaşamınız, geçiminiz, şartlarınız nasıldı?

Erzurum civarında bilhassa hayvancılık ve rençperlik, buğday ekmek, çayır biçmek, pancar ekmek gibi işlerle meşgul oldum. Fakat 13 yaşımdan itibaren rahmetli Pir Ali Dede tanınmış birisi olarak, Aşkale civarında ve diğer yörelerde zakir olarak beni yanına almıştır ve yöre yöre dedelik etmeye gittik.

Hangi ocağa bağlısınız?

Üryan Hızır Ocağına bağlıyız. Üryan Hızır Ocağı Elazığ ile Tunceli arasında türbesi mevcuttur.

 

Cem cemaat yürütme bakımından dedeniz olsun, babanız olsun cem yürütüyorlar mıydı?

Yürütüyorlardı, biz babamızdan öğrendik, babamda dedemden öğrenmiş bize öyle söylerdi. Dedem babama öğretmiş, babam bize öğretti, biz de elimizden geldiğince çocuklarımıza öğretiyoruz.

 

Siz başka bir ocağı kendinize mürşit olarak bilir misiniz?

Evet. Civar köylerde Üryan Hızır Ocağı var. Fakat bunun dışında Kureyş Ocağı, Baba Mansur Ocakları var. Ama bizim bağlı olduğumuz Pirlerimiz Sivas’ın Karabel ve Ağu İçen Ocağında olduğu kayıtlıdır ve mürşitlerimiz Çorum’un Alaca’da gelmekte, onlar da Ağu içen Ocağından, rehberlerimiz de Erzincan Tercan El aldı köyünden gelmektedir.

Hala bu gelenekler ve töreler sürüyor mu, yani pir ocağınızı, rehber ocağınızı, mürşit ocağınızın ailelerini tanıyor musunuz, onlarla ilginiz var mı?

Tanıyorum. Sarıgazi Cem evinde görgü olur musahip görgülüleri vardır. Görülmek için Sivas’a telefon açarız benim pirim gelir, beni sorgular ve görür ondan sonra ben görgümü görürüm.

 

 

Sizin görgünüzü de pir olarak bildiğiniz ocak yapıyor?

Baba Mansur Ocağı pirlerimiz.

 

25 yaşına kadar köyde hayvancılık ve rençperlik yaptım, dediniz. Köyünüzde o dönemlerde cemler cemaatler oluyor muydu?

O aralarda bir soğuma oldu. O da şundan ileri geldi, köyümüz dağıldı yani yüz hanelik bir köy yedi haneye düştü. Onun için dede gurumundan olan kimse de kalmadı şehirlere dağıldılar. Her ne kadar İstanbul’a geldilerse biz burada kendimizi toparlamak halini aldık ve insanlarımızı da topladık. Bu güne kadar Sarıgazi’de 7 senedir dedelik yapıyorum görgümüz cemaatimiz kuvvetlidir.

 

Siz köyünüzde ceme katıldınız mı?

12 yaşımda iken köyde zakirliği ben yapardım yani on iki hizmeti yürütürdüm.

 

On iki hizmet içerisinde babanız size bütün hizmetlerin manasını küçük yaşta mı öğretti?

Ondan bize kalan bir şeyler var, ibadetlerin ne şekilde olacağını bize bildirmişti.

 

İlk başlarda en çok zakirlik görevinde miydiniz?

Evet.

 

Ne kadar sürdürdünüz zakirliği?

Bu güne kadar sürdürüyorum. Zakir dedenin yanında yardımcı demektir. Bazı zakirler hizmetlerin hepsini yerine getiremedikleri için ben mecbur kalıyorum saz çalmaya.

 

Bir zakir size göre nasıl olmalıdır?

On iki hizmet dendiği zaman üç tane düvaz okunur, üç tane taşlama okunur, üç tane de mihraçlama ve tevhit okunur. Bütün bunlar on iki tane olmak üzere hepsinden üçer tane alınmıştır, on ikiler aşkına.

 

Dede, post sizce nedir?

Bizim aslımızı daha ileriye götürmek istiyorsak Medine’den kopup gelip Anadolu’ya yerleşmiştir. O zamanlarda Zeynel Abidin’den sonra gelen zuriyetten dedeler meydana gelmiştir. İmam Musa Kazım’dan, İmam Rıza’dan derken bugün ayrı kollara ayrılmıştır. Bu gün Hacı Bektaşî Veli dediğimiz bu büyük zata bir nutuk verilmiştir hocası Ahmet Yesevi tarafından. Ve bu İç Anadolu’ya gönderdiği tariflerce mevcuttur ve bu dedeler orada gitmiş postlarını almışlardır. Post demek ferman demektir. Bugün elimizde bulunan bir delilimiz var, kimin oğluyum, kimin kızıyım ocak zade miyim veya değil miyim? Elinde delilin var ise ispat edebiliyorsun. O posta oturan dede de faziletli, bilinçli olmalı, tarihten, buyruktan, ayetlerden, hadislerden ihtiyaçlara istinaden inançlarını yapmak bir dedenin görevidir.

 

12 post nedir?

12 tane ocak zade var olduğu anlaşılıyor. Dedelerde hiç duymadığım ocaklar çıkıyor ama bunlarda o dedelerin soyundan gelenlerdir.

 

12 temel post ve 12 ocak mı var?

12 ocak olduğu Hacı Bektaşi Veli’de de vurgulanmıştır, ben gittim kendi ocağımı okudum en son post mihmandar posttu.

 

Diğer ocaklarında görevlerini hatırlayabiliyor musunuz?

Baba postu, Karadonlu can baba, Abdal Musa, Pir Sultan, Üryan Hızır Postu gibi.

 

Post; Hakk Muhammet Ali postu olduğuna göre postun da kutsallığı var dedeler de bu kutsallığa laik olarak orada hizmet yürüteceklerdir. Bir dedenin bu posta layık olabilmesi için hangi şartlar gerekiyor?

İnsanlığın temeli güzel ahlaka sahip olmak başta gerekir. Bugün bize önderlik eden Hünkar Hacı Bektaşi Veli; insan olmak istiyorsan 3 şeye sahip ol, demiştir. Bunun ötesi herkesçe malumdur. Yani bir dede koydan kıybetten (dedikodudan), kötü şer işlerden uzaklaşmak veya eline diline beline sahip olması gibi insanları iyi kelamlarla, güzel sözlerle, tok sözlerle, Kur’an ile, buyruk ile bir araya getirmesidir. Dede başta kendisi yetişmeli yani yetişkin olmalı, icraatını yapabilmeli, o şartlara ilkin kendisi uyabilmelidir. Eğer dedemiz kendini yetiştirememiş ise o posta oturmasın, insanlara bir şey verebilirse o posta laiktir. Dede tarihi bilecek, Kur’an-ı bilecek, buyruğu bilecek okuyacak ki bildirici olacak denmiştir.

 

Sizin babanızın ismi neydi?

Pir Ali.

 

Pir Ali Dede sizin köyünüzün dışında başka köylere gider miydi, talip köyleri var mıydı?

Aşkale’nin civar köyü olarak Pırna kaban köyü vardı.

 

Ne zaman giderdi bu köye?

Kışın giderdi.

 

Ne kadar kalırdı?

Köylerimiz yakın olduğu için fazla kalmazdı. Maraş, Çorum, Tokat’ta taliplerimiz var oralara gittiği zaman iki ay kalırdı.

 

Babanız da namaz var mıydı? Onun “namaz”dan anladığı neydi, sizin anladığınız nedir?

Vardı. Hz. Ali de namaz kılmıştır, Ehl-i Beyt’te namaz kılmıştır, biz de kılıyoruz. Namaz demek insanı kötülüklerden korumaktır. Namazlarımız bugün Bakara suresinin 34. ayetine istinaden secde duvara veya puta demiyor, secde ben-i Ademe demiştir. İnsanlarımız Mekke’ye gittiği zaman peygamberin türbesinin etrafında halka oluyorlar. Biz de burada halka namazı kılıyoruz. Bizim namazımız, niyazımız, halka namazıdır. Yani insanlar Cemal Cemale gelerek ibadet edeler. Ulularımız Peygamber’den Hz. Ali’den bu yana Hakk’ı birbirinden aramasını tavsiye etmiştir. Posta oturan dedemiz edep, erkan, mümine nişan dediği zaman erkek kardeşlerimiz birbirine niyaz eder ve bacı kardeşlerimizde halka namazını tutmuştur, onlar da birbirine niyaz ederler. Yani Hakk’ı birbirlerinde görürler.

 

Cemin manası sizce nedir?

Cem; bir topluluğun bir araya gelmesidir. Bizim cemlerimize giren insanlara biz dede olarak deriz ki; Cem kapısından girdiniz içeri, sırtınızda bir yük varsa burada bırakın, dağıldınız zaman dışarı çıkın, o yükle içeri girer onun üstüne bir yük daha vurur, bu yükle çıkarsanız Allah yardımcınız olsun, deriz. Yani bu cemde insanlar arınmalıdır. Burada her şeylerini buraya bırakmalıdırlar. Gerçek cem böyle olur. Maun suresi 4, 5, 6. ayetinde buyurmuştur ki; gösteriş için namaz kılanın vay haline.

 

On iki hizmet dedik, on iki post dedik, on iki imamlar. On iki hizmet sahibi olan insanlar hep aynı insanlar mıydı, yoksa taliplerin hepsi bu hizmeti yapmalı mıydı?

Dedelerimizde değişik yapanlar çok var. Ama isterim ki ibadet şekli bir olsun.

 

Farklı yörelerin dedeleri geliyor burada hizmetler yürüyor. On iki hizmet her cemde yapılır mı?

On iki hizmet görgü esnasında talipler pirinin karşısına geçip de dar-ı mansur olduğu zaman o on iki hizmet oradan yürür. Cemlerimizin ikiye ayrıldığı belli başlı bir şeydir. Bir kısır cemi vardır, bir de görgü cemi vardır. İşte on iki hizmet görgü ceminde yürür.

 

Siz de görüldüğünüze göre görgü Aleviliğin temel unsurlarından birisi yani görülmek ne demektir, görgü nedir?

Kur’an-ı Kerim’de ki Al-i İmran suresinin 61. ayetine istinaden görülmenin anlamı şudur; gelin karşıma ikişer ikişer olun, sizi güzellikle, sıhhatle irşat edeyim ki yalandan, gıybetten uzak durunuz ki, Hakk’a vasıl olasınız, diyor.

Bir insan görüldüğü zaman kendisine sahip çıkacak, eli ile koymadığını almayacak, gözü ile görmediğini söylemeyecek ve yalan söylemeyecek.

 

On iki hizmet sadece görgülerde yapılıyor, dediniz. Musahip olacak çiftlere ayrı bir erkan yürüyor mu?

Musahip dört can birbirine ikrar verir ve bu ikrarın üzerinde 6 ay kalmış birbirlerini tartar terazilerle. Gider gelirler, konuşurlar, birbirlerini sınarlar. Birbirlerine layık görürlerse dedenin huzuruna rehberi ile beraber gider, rehber, pire söyler bunlar Muhammet Ali’nin yoluna gidiyor, diye. Dede de onlara tarif eder zaten dede onlara 6 ay önce duasını vermiştir. Çarşamba günü sitemden çıkarır, Perşembe günü erkan altına yatabilirler. Erkan dediğimiz zaman dedelerimizin çoğu pençe vurur ama biz kendimiz erkanlıyız. Dedeler ikrar verilen gençleri uyarır, içeri girip de ikrar iman dışarı çıkıp da tozu duman olmasın, der.

 

Musahip olacak canlarda kurban kesmek zorundalar mı, şartları nelerdir?

Kurban kesmek şart değildir. İnsanlarımız Muhammet Ali’nin yoluna gitmek istiyor, bu gün bir görgü 150 milyonunun içerisinde olan bir davadır. (Parayı, kurbanı ortaya koyarsak bugünün şartlarında insanları zorlamış oluruz.)

 

Bir insan senede bir kere mi görülüyor?

Evet.

 

Senede bir kere görüleceği için buna talip mi karar veriyor, dede mi? Köy yerinde cem yapılıyor görülüyor o görgü de köyün hepsi mi görülüyor?

Hayır.

 

Nasıl oluyor?

İstekli olan kardeşler görülüyor.

 

Dede isteklilerin dışında kendisi bütün cemaati görmüyor mu?

Hayır göremez hakkı yoktur, ikaz edebilir ama dedenin hakkı yoktur.

 

Bir kişinin diyelim ki suçu, kabahati var, size daha önceden mi söyleniyor yoksa cem esnasında mı söyleniyor?

Bize daha önceden söyleniyor ki onun için dede talibini karşısına alır, döktüğünüz varsa doldurun, ağlattığınız varsa güldürün, dilli başlısınız, der.

 

Kısır cemi olsun, görgü cemi olsun birbirini tanıyan var, tanımayan var bu cemi başlatabiliyor musunuz? Küskün varsa, dargın varsa siz zaten ceme başlamadan önce bunu soruyorsunuz ama herkes hakkından razı mı şeklinde soruyorsunuz?

Dede cemi ilk cemi bağlayışında hizmet verenlere, taliplere der ki, Hakk Muhammet Ali’nin yoluna gidiyorsunuz içinizde küskün, dargın varsa dile gelsin, kalksın huzura. Şikayetçi olan varsa zaten orası şeriat mahkemesi değil de tarikat mahkemesi olarak o dede onları kaldırıp cezası ne ise verir ve onları orada barıştırır.

 

Tarik nedir, ne zamanlar kullanılır?

Cebrail Aleysselam cennet-i alâda bir Tuba ağacında yetişen bir dalı kestiğine, Tuba ağacının dalları yerde kökü dışarıda olan cennette biten bir ağaç ve Cebrail aleysselam bunu getirip de Hz. Ali’ye vermesi ve Hz. Ali’nin Hz. Hüseyin’e vermesi ile başlamıştır ve bu gün dedelerimiz bu güne kadar o çağlarda gelmişler onları birbirinden alarak, kopararak devir teslim bu güne kadar geldiği ispat edilmiştir. Dert gezer derman gezer itikatta olur nazar, bir dede oğulu oğlunda heba edebilir yani bu bizim sembolimiz.

 

Cemlerde suçlu bulduğumuz zaman bazılarına sitemler yapılıp cezalar kesiliyor. Buna dede mi karar veriyor, talipleri mi soruyor. Siz ne tür cezalar verirsiniz?

Taliplere sorarak ve kendi fikirlerini aldıktan sonra eğer müşkülü ağır ise ceza verilir. Tecavüz veya hırsızlık ile ilgili ise öyle cezalara tanık oldum ki boynuna kazanla ip asıldığının farkındayım ve o milletin ağlaması ile duaları ile beraber dede onu taliplerinin yüzü suyu hürmetine bağışlar ve bu zihniyetten geri dön bir daha bu kusuru işlememek şartı ile bir daha Allah’a karşı bir ant iç, der. Zaten insanların hangisinin kabahati yok herkes kabahatli. Bizim attığımız adım da günahtır bunların anlamı var ama çok uzar sohbetimiz.

 

Hakullah var talipler dedelere belli bazı şeyler verir hizmetleri karşılığı ve saygıdan dolayı, sizce hakullah nedir?

Talip varlığını pirinden gizlemez benim şu kadar servetim var demek hakkıdır ama dedenin de o servetin yarısını bana ver demeye hakkı yoktur. Talip gizlemez pir olan da gözlemez rızadan gelen budur. Gönlünden ne gelirse dede o paraya bakmadan almalıdır.

 

Ağu içen Ocağının dedeleri sizleri görüyor, sizler en son ne zaman görüldünüz?

Bu sene görüldük.

 

Normal bir cem miydi yoksa farklı bir cem miydi?

Normal bir cem yapıldı, dedelerimizi getirdik taliplerimizin içinde bizi gördü orada bulunan taliplere sordu kırılan, üzülen, darılan var mı, bundan razı mısınız, diye? Herkes helallığını verdi, onlar benden razı Allah’ta onlardan razı olsun.

 

Sizi gören dedenin ismi nedir?

Mahmut Dede. Sivas’ın Yalıncak köyünde.

 

Bütün dedelerin görülmesi zorunluluk mudur?

Görgüsüz bir dedenin görgü yapmaya hakkı yoktur. Ben geçen sene musahibimle görülemedim ama ben kendim de taliplerimi görmedim, kendim görgülü olmadığım için.

 

Rızalık kavramı var, cemlerde birbirinden razı olmayan rızalık almayanlar iyi karşılanmıyor bir de su dağıtma olayı var. On iki hizmet, görgüler yapılıyorsa on iki hizmetin olmadığı kısır cemlerde en az kaç hizmet vardır mesela on iki hizmetten kaç tane yürümeli?

Kısır cemde sadece kapıcı, süpürgeci, gözcü duası verilir ve bunun dışında üç tane düvaz imamla son bulur. Buyruğumuzda dede ile talip, fakir ile zengin, yaşlı ile genç musahip olmasın diye yazıyor. Herkes kendi emsali ile musahip olsun, deniyor.

 

Eşiniz Alevi mi?

Alevi. Kendisi dede kızı Üryan Hızır Ocağına mensup.

 

Oğlunuz evli mi, eşi Alevi mi?

Oğlumun eşi de Üryan Hızır Ocağına mensup.

 

Kızınız evli mi?

Bir kızım var onu da yine Üryan Hızır Ocağına verdim.

 

Elinizde soyunuza ilişkin secere, beraat var mı?

Seceremiz mevcut fakat şu an Almanya’da amcamın oğlunda.

 

Sünni kesimden hocalar ve diğer adamlar maaş alıyor. Siz dedelerin bir yere bağlı olmasını ister misiniz, kültür bakanlığı gibi buna onay verir misiniz?

Ben buna evet, derim.

 

Dedelerle talipler arasında ilişkiler zayıfladı. Siz yörenizden buraya geldiniz burada kendi yörenizde gelen taliplerin dışında başka ocakların da talipleri gelmiş oldu. Onlara cem yürütüyorsunuz onların dedeleri farklı idi, dede talip ilişkileri biraz bozuldu bunlar ne olacak her iki tarafa ne düşüyor siz taliplerden ne bekliyorsunuz, talipler sizden ne bekliyor?

Biz Sarıgazi Cemevi’ne gelen talipler diyor ki bana; Hüseyin Dede bizi bu sene göreceksin bunu söyleyenler benim talibim değil. Biz de pir talip ayrımı yapılmaz ama bizim vazifemizde onlara diyoruz ki; Muhammet Ali’nin yoluna gidiyorsunuz, Hakk Muhammet Ali ibadetlerinizi kabul eylesin ama senin pir mürşidin ve rehberin vardır, ona gidip görülsen, diyorum. Ama gitmiyorlar cetlerine saygımız var ama bu işlerle uğraşmıyorlar. O zaman o dededen izin alıp ondan sonra gelin bana, ben sizi göreyim, diye tavsiyelerde bulunuruz.

 

Ocak ne demek?

Safa suresi 76-77. ayetinde der ki; bütün evliya, enbiya, veli, nebi kendi sülbünden gelecek ama benim ki Fatımat-ül Zehra’dan gelecektir, demiştir. Ocak o soydan gelmektir. Bizim soyumuz İmam Bakır’dan gelir.

 

Üryan Hızır İmam Bakır’dan geliyor dediniz, kendi ocağınızla ilgili babanız neler anlatırdı. Üryan Hızır kimdir, neler yapmıştır?

Üryan Hızır dedeler toplanmış bir kenarda kerametlerini göstermişler. Kimisi duvarı yürütmüş, Hacı Bektaşi Veli cansız taşı yürütmüş, Üryan Hızır kiliti yemeğin içine doğrayıp kendi boğazının derdine düşmüş kilit pişiriyormuş deryanın kenarında, ya Hızır sana sıra geldi dediği zaman kilidi yedikten sonra postunu suyun yüzüne atıyor bir büyük deryanın üstünde post, kayık gibi karşıya geçtiği ispatlanmış kerameti budur.

 

Sizce her ocağın bir kurucusu var mı veya olmalı mı?

Vardır tabi olması gerek.

 

Siz kendi aranızda Üryan Hızır Ocağının kendi aralarında bağlantısı var mı?

Var hepsini biliyorum.

 

Kendi aranızda toplanıyor musunuz?

Şimdi toplanmıyoruz ama benim çevremde Üryan Hızır Ocağından olanlar var.

 

Üryan Hızır Ocağından cem cemaati siz mi yapıyorsunuz?

Evet ben yapıyorum.

 

Bildiğiniz Alevi Ocakları hangileridir, aklınıza gelenleri sayar mısınız?

Kureyş, Baba Mansur, Derviş Cemal, Üryan Hızır var.

 

Kur’ansız cem olabilir mi?

Hayır, olmaz.

 

Kur’anın hangi ayetleri okunur cemlerde?

Kur’anda önce cem bağlandığı zaman, birlik beraberlik, öldürücü ve diriltici olan Allah’a inanalım ahiri Allah, Zahiri Allah, Batıni Allah’tır. Cemlerin sonunda da Yedullah ayeti okunur.

 

Alevilik nedir?

Aleviliğin baştan gelen özelliği Ali ile Muhammed’i birbirinden ayırt etmemektir. O günden bu güne kadar Ehl-i Beyt’ten ayrılmayan kitleye Alevi ismi verilmiştir. Muaviye döneminde Hz. Ali ile beraber bir masada karşı karşıya geldikleri zaman çoğunluğu Muaviye tarafına geçmiştir, bir kısmı da Hz. Ali tarafına geçmiştir. Hz. Ali tarafına geçenlere Alevi denilmiştir.

 

Hz. Ali kimdir, Ali’yi Ali yapan özellikler nelerdir?

Hz. Ali olmasaydı peygamberi kimse tanımayacaktı çünkü İslam alemini payidar kılan Hz. Ali olmuştur. Allah buna kudret, Velilik vermiştir, Zülfikar vermiştir ve şefaat umduğumuz peygamber efendimiz de Hz. Ali’yi sevmiş kızı Fatma’yı vermiştir. Allah ve Peygamberimizin sevmiş olduğu birisini biz İslam alemi olarak, Alevi olarak elbette severiz. Biz de Hz. Ali’ye üç yüz altmış altı damarımızla bağlıyız.

 

Hacı Bektaşi Veli, Geyikli Baba gibi bu ulular Aleviliğe ne getirmiştir?

Velisiz Hakka varılmaz bunlar bize yol göstermiştir hakikat budur, yol budur. Hacı Bektaşi Veli Rum erenlerinden gelerek bize bu ululuğu yapmıştır, yol göstermiştir.

 

Çok teşekkür ederim ağzınıza sağlık.

 

Söyleşi; 12. 04. 2000, İstanbul

 

 

 

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile