TURAN ENGİN

TURAN ENGİN

Gel be gönül havalanma

Engin ol gönül engin ol

Dünya malına güvenme

Engin ol gönül engin ol

 

Gökte uçan huma kuşu

Bilmeyenler atar taşı

Büyüklük kamilin işi

Engin ol gönül engin ol

 

Teslim Abdal sözüm haktır

Sözümün yalanı yoktur

Engin söylemek  büyüklüktür

Engin ol gönül engin ol

 

Sevgili Dostlar;

Yakında kaybettiğimiz Turan Engin Türk Halk Müziği sanatçısı olmasının ötesinde Alevi kimliğiyle TRT.'de varolmayı başarmış, davudi sesiyle okuduğu eserlerle sevenlerinin kalbinde derin bir yer etmiş önemli bir sanatçımızdı.

Çok uzun yıllar TRT sanatçısı olarak hizmet veren Engin, Ali Ekber Çiçek'i en çok seven insanlardan birisi idi. Onun vefatının Engin'i çok etkilediğini, daha önceki rahatsızlıklarının bu ölümden sonra iyice arttığını söylemeliyiz. Yüreğinin derinlerinde Ali Ekber Çiçek'in yasını çeken bu değerli sanatçımızı da hemen onun ardından sonsuzluğa uğurlamak hem üzücü hem de büyük bir kayıptır.

Kendisiyle geçen sene uzun  bir sohbetim olmuştu. TRT.'den yeni emekli olan Engin, mütevazi, devletin bir resmi kuruluşunda çalışan insan olarak "kurallara uyan" uymak zorunda kalan bir sanatçıydı.

TRT. büyük değerlerimizin yetişmesine katkısı olan bir kurumdu ama maalesef sanatçıları da bir ölçüde kendi içine hapseden, onların yaratıcılıklarının, özgün kimliklerinin açığa çıkmasını da bir ölçüde engelleyen bir devlet yapısıdır. (çok ilginçtir, Esat Korkmaz’ın Serçeşme’nin son sayısı, 21., Aydın/Örgüt İlişkisine dair yazısı konuyu Aleviler açısından da irdelemesi nedeniyle okunmalıdır, bence)

TRT.’nin kendi değerlerine tam sahip çıkmadığını söyleyemeyiz. Ama yine de kendinden bekleneni veremeyen TRT.’nin kendi ürünü, kendisi sayesinde “adam olmuş” gözüyle baktığı sanatçılara daha fazla sahip çıkması gerekir.

Turan Engin bir ölçüde de TRT.’nin yasakları yüzünden halkla daha fazla bütünleşememiş bir isimdir. Bilmiyorum, o ölümsüz sesi kasetlere, plaklara dökülmüş müydü Turan Engin’in?

Ali Ekber Çiçek gibi çok uzun yıllar TRT.’nin “ekmeğini yese de”, bundan gurur duysa da, acaba nelerle, kimlerle karşılaşmıştı, hangi anıları yaşamıştı, hangi zorlukları göğüslemişti Turan Engin? Maalesef geçen aralık ayında uzun saatler süren ve yaşamının geniş bir bölümünün yansımalarını kayıt altına almayı başardığım Ali Ekber Çiçek söyleşisi gibi, (henüz deşifre edilip, yayınlanmadı) bir söyleşi yapma imkanım olmadı Turan Engin’le.

Ama kendisiyle görüşüyordum. Oldukça dertli, gamlarla yüklü bir yaşamı olduğunu anlıyordum. Piyasadaki Alevi kimliğiyle ortaya çıkan bazı sanatçılardan hazzetmediğini, semahların, cemlerin gösterişe dökülmesinden çok fazla şikayeti olduğunu, hele hele şimdi neredeyse bir istismara yönelen özel Alevi televizyon kanallarında boy verdirilen çalgı/çengi/orta oyunu soytarılıklarına alet edilen sazımızın/semahımızın/cemlerimizin kutsal değerleri için çok üzüldüğünü, bu konuda çok ağır sözler söylediğini aktarmalıyım.

Ali Ekber Çiçek’le ilgili son katıldığı etkinliklerde ayakta zor durmasına rağmen o büyük dostun anısına hala ne kadar güçlü olduğunu hepimizin gördüğü sesiyle nasıl ağıt yakar gibi onu selamladığını hüzünle izledik. İşte bu etkinliklerde de, şimdi burada bir oyun oynuyoruz değil mi, bu dostumuzu kaybedeceğimizi biliyoruz, elimizden bir şey gelmiyor, yüreğim yanıyor, dediğini duymuştum.

Çok babacan, candan/ciğerden, samimi yapıda olan Engin de çok uzun yıllar Alevilerin radyolarda sesini özlemle bekledikleri, büyük bir isimdi.

Atalar ruhuna kavuşan ruhu huzur bulsun, bugüne kadar yaptığı hizmetler Hakk katında kabul-u makbul olsun, ışıklar içinde uyusun, diyorum.

 

 

Yine öksüz kaldı uzun havalar

Göç eyledi Turan Engin de gitti

Deyişler, semahlar, hoyrat, mayalar visit our website

O doyumsuz sesi kendinde gitti

 

Ah çekerdi uzun hava söylerken

Canım canım derdi semahı derken

Gönlü hoş olurdu yüzler gülerken

Özü sözü halka döngünde gitti

 

Ummanlara kattı göze pınarı

Türkü kovanına bal yapan arı

Severdi bülbülü gülü baharı

Türlü çiçeklerin renginden gitti

 

Gitti Hint elinden kumaş getirdi

Bizi oralara aldı götürdü

Nefret tarlasında sevgi bitirdi

Ah nideyim gönlü zengin de gitti

 

Zengini övmedi fakir yermedi

Kimseyi kimseden ayrı görmedi

Ayrımcılık yapıp halkı germedi

Hayatı hep dengi denginde gitti

 

İbrahim GÜLEÇ

27.10.20006

 

 

Turan Engin

Turan Engin, aslen Erzincan’lı bir ailenin çocuğu olarak 1938 yılında İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta, halk müziği ile ilgilenmeye başladı. Saz çalmayı Aşık Davut Sulari'nin yeğeni Murat Koç ve Ali Ekber Çiçek'den öğrendi. 1957 yılından itibaren Sadi Yaver Ataman'dan özel dersler alarak Halk Müziği bilgisini ilerletti. 1958 yılında, Sadi Yaver Ataman'ın yönettiği İstanbul Belediye Konservatuarı Folklor Tatbikat Topluluğu'nda ''Ses Sanatçısı'' olarak çalışmaya başladı; ayrıca 1960 yılına kadar İstanbul Radyosu'nda Sadi Yaver Ataman'ın sunup yönettiği Memleket Havaları Saz ve Tel Birliği'nin emisyonlarına katıldı.

1959 yılında, İstanbul Radyosu'nda açılan bir sınavda başarı göstererek ''Yöre Sanatçısı'' statüsünde çalıp-okuma; 1961 yılında açılan ve Muzaffer Sarısözen'in başkanlık ettiği bir sınav ile de Yurttan Sesler Kadrosu içinde çalışma hakkı elde etti. 1967 yılında hocaları Nida Tüfekçi, Yücel Paşmakçı, Tuncer İnan, Ahmet Yamacı ve Neyzen Ulvi Erguner'in teşvik ve talepleri ile Yurttan Sesler Topluluğu'na kadrolu sanatçı olarak dahil oldu. Özellikle bas bariton sesiyle ustaca seslendirdiği Orta ve Doğu Anadolu'nun Uzun Havaları yanında Deyiş, Semah, Coş Havası, Duvaz deh imam gibi mistik yönü ağır basan eserler ve Muhabbet Türküleri ile tanınan Turan Engin, sanat hayatında Aşık Davut Sulari, Ali Ekber Çiçek, Aşık Veysel, Aşık Daimi, Aşık Beyhani, Muhlis Akarsu, Aşık Ali Sultan gibi halk sanatçılarından etkilendi. 45 yılı aşan profesyonel müzik hayatında bu ustaların çizgisini sürdürmeye çalıştı.

Ülke genelinde verdiği konserler yanında, yurt dışında da Hollanda, Belçika, Fransa, Almanya ve Bulgaristan'da gerek korist ve gerekse solist olarak çok sayıda konsere katıldı. Bugüne kadar ülkemizin çeşitli yörelerinden 100 civarında türkü, deyiş, semah ve uzun hava örneği derleyip seslendirerek TRT Türk Halk Müziği Arşiv ve Repertuarı'na kazandıran Engin'in yayınlanmış dört adet 45'lik plak, 3 adet de kaset çalışması vardır. 2002 yılında TRT İstanbul Radyosu sanatçılığı görevinden emekli olan Turan Engin, aynı kurumda istisnai akit statüsünde sanat çalışmalarına devam etmiştir.

23 Temmuz 2006 günü aramızdan ayrıldı.

Süleyman Şenel, Türkü Sitesi


Turan Engin tarafından derlenen türkülerden bazıları:

  • Bana bu ilmi irfanı veren
  • Bugün ben bir güzel gördüm
  • Kadir mevlam senden bir dileğim var
  • Menzil almak ister isen
  • Şu sinemde yarelerim sızlar
  • Vardım kırklar kapısına...

AYHAN AYDIN, Trakya ve Anadolu’da Erenler Bahçesi (Alevilik/Bektaşilik Araştırma Gezi Notları, 2002/2006), 2. BASKI, CAN YAYINLARI, İSTANBUL, 2008, SAYFA: 618-622

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile