Yolumuz Uğradı Alibeyköy Pir Sultan Abdal Cemevi'ne...

Yolumuz Uğradı Alibeyköy Pir Sultan Abdal Cemevi'ne...

Bugün de yolumuzu yaşatan bazı değerlerimizle söyleşiler yapmak için Eyüp Alibeyköy Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Cemevi'ne gittim.

Sivas Yıldızeli Banaz Köyü'nden Hamdi Budak ve Tuncay Budak, Tokat Almus Hubyar Köyü'nden Hubyar Ocağı'ndan Rıza Kelleci ve Erzurum'dan Ali Tiryaki canlarımızla yaptığım söyleşilerde gelenekler, köy yaşamı, şehirlerde Alevilerin durumu konularını işledik.

Cemevi ve Alevi - Bektaşî Federasyonu Genel Başkanı olan sevgili Hüseyin Güzelgül ile tesadüf üzeri orada bulunan Halk Ozanı Ahmet Akar ve Aşık Ali Kaya ile de sohbet ettik.

Alevi - Bektaşî Yolunu yaşatan canlara aşk olsun.

Hakk bizleri bu birliklerden, bu güzelliklerden ayırmasın.

 

 

HAMDİ BUDAK; BANAZ'IN BİR ORTAK HAFIZASI

1941 Sivas, Yıldızeli, Banaz Köyü doğumlu Hamdi Budak çok mu çok sevdiğim Pirim Pir Sultan Abdal'ın Ocağı'na / Dergâhı’na hizmet eden İbrahim Amca'nın abisi. Aynı zamanda gönlü güzel bir gezgin Tuncay Budak'ın da abisi... Ozan Benderi sayesinde kendisine ulaştım. Alibeyköy Cemevi'nde çok verimli bir söyleşi yaptık. Yüreğine sağlık.

Hamdi Budak çok tarihi şeyler anlattı; fakirlik, yokluk yıllarını yani çocukluk günlerini anlatırken, Banaz'la ilgili bizlere önemli bilgiler de vermiş oldu. 1950'li yıllarda köydeki simalar, cemler, dedeler bir bir gözümüzün önünde canlandı.

Ondan öğrendik ki; ilkin 1941 yılında yayınlanmış olan çok önemli simalar Prof. Dr. Pertev Nail Boratav ve Prof. Dr. Abdülbaki Gölpınarlı tarafından hazırlanıp yayınlanan kitabın 1950'li yıllarda Banaz'a geldiğini, hatta parayla satıldığını öğrenmiş olduk. O dönemde halen Arapça / Osmanlıca bilen ve bunu öğreten insanların varlığını öğrendik. "Tatlı / sert" öğretmenlerin çocukları nasıl güzel eğittiklerini, çocuklar üzerinde önemli etkileri olduğunu anladık. O zaman ki dedeleri, yürüyen cemleri, insanlığı, yokluğa rağmen aşkı öğrendik. İnançlı bir aileden gelen Hamdi Budak, akşam yatmadan önce kardeşlerinin birbirlerine deyişler söyleyip, bunu tekrarlayarak ezberlediklerini anlatıyor. Bomboş kafayla bomboş yatan milyonlarca insana bakınca, o zaman ki aşkı, sevgiyi, gerçek yaşamı da öğrenmiş olduk.

Bu güzel söyleşi için Hamdi Budak ve bizi buluşturan Ozan Benderi'ye çok teşekkür ediyorum.

Hakk bu güzelliklerden, bu birlikteliklerden bizi ayırmasın...

 

TUNCAY BUDAK; GELENEĞİ BUGÜNÜN KOŞULLARIYLA, ÇAĞDAŞ DEĞERLERLE YAŞATMAK GEREKİR

Sivas Yıldızeli Banaz Köyü'den, hem de Alevi geleneğini yaşayan ve yaşatan bir aile içinden bu ailenin en genç üyesi olarak hem evinden aldığı görgü aynı zamanda İstanbul'daki eğitimi ve sol / sosyalist çevreden edindiği birikimlerle kendine ait bir çizgi tutturan Tuncay Budak, kısa ama özlü bir şekilde görüşlerini bizlere aktarıyor. Özetle Tuncay Budak, geçmişin dedelerin / ozanların / pirlerin birikimleri bugünlere aktarılmalı, bunlar yozlaşmadan yaşamalı ama Alevi kurumları, dernekler, vakıflar, cemevleri de birer eğitim / kültür merkezi olabilmelidir, diyor. Tiyatro olmadan, sinema olmadan, kitap okumaları, sohbetler, muhabbetler olmadan bugünkü binaların boş işlevsiz yapılar olacağını söyleyen Tuncay Budak aynı zamanda bir gezgin, doğa sevdalısı... Böyle evrensel düşünen, çalışkan, kökünü, geçmişini de çok iyi bilen güzel canlarımızın Alevi kurumlarında mutlaka bulunması, görüşlerine kulak verilmesi gerekir... Ona selam ve sevgiler olsun..

 

ALİ TİRYAKİ, TALİP, ERZURUM (AŞKALE - BAYBURT arası) HALİLKAYA KÖYÜ

 

Köyümüz Aşkale ve Bayburt arasındadır diyen Ali Tiryaki ise daha çok Aleviliğin inançsal boyutunu önemseyen, Ehlibeyt sevdasını gönlünde duyan ve yaşayan bir canımız. Kendi ifadesiyle, "eğer bu cemevleri olmasaydı biz nereye giderdik?". Köyü hakkında, oradaki dedeler hakkında da kısa bilgiler veren Ali Tiryaki, nefesler, mersiyeler de okuyan bir canımız...

DERDİMİZ DERLEMEK, TOPLAMAK VE GELECEĞE AKTARMAK...

Can Dostlar; yıllar yılı yaptığım aynı şey; derlemek, toplamak, kayıt altına almak, insanlara aktarma aynı zamanda geleceğe taşımak... Toplumun hafızası sözleriyle var... Milyonlarca insanın ortak hafızasını tam derlemek çok zor. Ama olsun bir yerlerden başlamak gerekir... Biz de her yolu, her ortamı kullanarak, tümüyle amatör olarak sözlü kültür ürünlerini derlemeye devam ediyoruz... Dedeler, Babalar, Ozanlar, Aşıklar, Sadıklar, Talipler, Muhipler...

Alibeyköy Cemevi'nde karşılaştığım Rıza Kelleci Dede, ben fazla bir şeyler bilmiyorum ama deyişler, duvazlar biliyorum, okuyorum, deyince, o da önemli dedim. O okudu, söyledi biz de kayıt altına aldık... Dede bir de lokma duası veriyor...

Cümle canlara muhabbetlerimle...

Ayhan Aydın

17 Kasım 2021

(Söyleşiler Youtube sayfamızdadır.)

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile