YENİDEN TRAKYA’DA

YENİDEN TRAKYA’DA

 

AYHAN AYDIN

 

 

2 Haziran 2012, Tekirdağ

 

Bir hafta sonra yine Trakya’dayım. Trakya, Rumeli sevdası yüreğime işlemiş, durur muyum ben? Bu sefer Trakya’daki, Çorlu’daki Anadolu’ya bir kısa yolculuk yapacağım, mütevazi olananaklarımla. Cuma günü Tekirdağ’a gidip Mehmet Şilli Baba’yla dertleşip onda kaldıktan sonra, beni sabah şimdi görev yaptığı Çorlu’ya getirip bırakıyor. Güzelim Çorlu’nun merkezi tertemiz, ışıl ışıl, parklar bir harika. Beni gelip alacak Cemal Açık Dede’yi beklerken bir anayla konuşuyorum. Bu dünyaya isyan ediyorum. Daha doğrusu Yaradana yine bir sitem yolluyorum. Yahu senin işin gücün yok mu?  Bir tek günüm gamsız geçsin, hep benimle uğraşıyorsun? Bırak yakamı da rahat bir günüm geçsin? Nedir senin benimle alıp-veremediğin? Yeter be yahu? Kadıncağızın bir kızı İstanbul’da, bir oğlu Çorlu’da. Çorlu’daki oğlu onun yüzüne bakmıyormuş bile. Gelini istemiyormuş. Kızının kocası yeni ölmüş. Geliniyle duruyormuş. Ben Sinop mahallesinde yalnız yaşıyorum, kimsem yok, eski komşularım da göçüp gittiler, teke tek kaldım. Şimdi bir hanım beni belediye götürdü, yardım bağlamaya, inanmıyorlar senin çocukların var sana onlar bakar, diyorlar. Bakmıyorlar ah evladım, bakmıyorlar, bir çocuk anaya bakmaz mı? Ben onları ne zahmetlerle büyüttüm, deyip ağlayan bu doksanlık anayı görde gel ağlama, dertlenme. Bu nasıl iştir anacığım, önce Peygamber sonra ana gelir, diyorum. Ben anamın ayağının bastığı yeri öperim, sırtımda taşırım... anam benim sığınağım.... Zalim felek, zalim dünya... Güzelim Çorlu’da asabım bozuluyor... Kadıncağız, ağır ağır giderken türlü düşünceler içindeyken Cemal Dede gelip beni alıp eve götürüyor... Mehmet Dede ve Çise Ana’yla çocuklarla tanış olduktan sonra, söyleşi için Yenice’ye yollanıyoruz....

 

Hasan Şahin (Serince 1954- İlkokul)

 

Çorlu’ya bağlı Yenice Beldesi’ndeki evinde bizleri kabul eden Hasan Şahin Dede, geçim zorluklarının insanları bir taraflara savurduğunu söylüyor. Bizim pirimiz Pir Sultan’dır. Bizler de Hatai’lerin dedeleriyiz, diyen Zayıf Yusuf Halife Ocağı Dedesi Hasan Şahin Zayıf Yusuf’un Hacı Bektaş devrinde yaşamış bir eren olduğunu, Almus’ta halifeliğini yürüttüğünü, bir yol oğlu yol ulusu olduğun kendilerinde Hacı Bektaş onaylı bir belgelerinin olduğunu belirtiyor. Hasan Şahin’e göre Kul Himmet Ocağı Dedeleri Hatai Ocağı Dedelerine, Hatai Ocağı Dedeleri, Zayıf Yusuf Halife Ocağı Dedelerine, Zayıf Yusuf Halife Ocağı Dedeleri de Pir Sultan Ocağı Dedelerine bağlıdır. Bu bağlılık görgülerde kendisini gösterir. Bu sıralamaya göre her ocağın dedesi kendinin bağlı olduğu ocağın dedesine gelir görülür. Bu görgüler tamamlandıktan sonra o dede de kendi taliplerini görür. Bu ocakların Pir Ocağı yada pir makamı Hacı Bektaş’tır. Hacı Bektaş Çelebileri kendilerin ziyaret ederler, kendileri de çelebileri ziyaret ederler, dergaha kurban keserler ama hizmet yürütürlerken, cem yaparlarken, her sene bazı ocaklarda olduğu gibi Çelebilerden herhangi bir icazet (hüccet) gibi bir belge almazlar. Bu dört ocağın tüm cemleri aynıdır. Hiçbir farklılık yoktur. Bu ocaktaki tüm dedeler ve tüm canlar diğerlerinin cemlerine girebilirler. Bu ocağa mensup canlarda müsahiplik vardır. Şimdilerde ise geçim her insanı bir yana savurmuştur. Dedeler dahi kendi görevlerini tam yerine getirememektedirler.

Yenice’nin bir tatil beldesi olduğunu söyleyen Hasan Şahin Dede kendisini geçim koşulları nedeniyle emekli olsa da çalışmak zorunda kaldığını, toplantıların yapılmasının çok önemli olduğunu, bizlerin söylediği gibi dede ve babaların tanışmasının fikirlerini birbirlerine söylemelerinin çok önemli oluduğunu söylüyor.

 

 

 

 

 

 

Hümmet Şahin (Serince-80)

 

Tokat Almus, Serince doğumlu dede Zayıf Yusuf Halife Ocağı’nın en yaşlı ve bilgili dedesi pozisyonunda. Dedesinin 1933’de Hakk’a yürüyen Hasan (Topal), babasının 1956’de Hakk’a yürüyen Memet Şahin Dedeler olduğunu söylüyor. Dede tipik geleneği yaşatan Anadolu Alevi dedesi. Dede geleneğe ait bilgileri bana anlatırken sanki geçmisin cemlerini aynen yaşıyor. Birlikte oturduğu oğlu Memet Şahin onun bilgilerini tamamlıyor.

 

Memet Şahin (1960 İlkokul)

 

En büyük arzusunun okumak olduğunu anladığım yola ölgün, bilgili dedemin hayattaki en büyük mutluluğu üç evladını da okutması. O büyük muştular içinde. Daha iki saat önce yemek yememize rağmen ana, bizi salmıyor. Olur mu, öyle diyor, kapının önüne dikiliyor, dedenin evine gelip de yemek yemeden gidilir mi?, diyor. 

 

Tekirdağ Çınarlı’da aynı ocaktan Salih Şahin Dede’nin varlığını öğreniyoruz.

 

Tekirdağ’da Hatai Ocağı’ndan Selahattin Koç Dede’nin varlığını öğreniyoruz.

 

3 Haziran 2012 Tekirdağ

 

Mehmet Açık (1948-İlkokul)

Tokat, Almus, Gevrek

 

Dört kardeş olduklarını kendisiyle yaptığım söyleşide söyleyen dede 1984 yılından beri dedelik yaptığını ifade ediyor. Dedesi Hüseyin oğlu Bektaş’ın (Bekir olarak kayıtlara geçmiş) Çanakkale’de şehit düşdüğünü, Babası Cuma Dede’nin Anası Sultan Ana’nın, Hasan Efendi’nin (Dede’nin) kendi üzerindeki etkilerinden bahsediyor.

 

Köylerinde Dedelik “Hissesi”nin yani dedelik yapmaya yetkili olan beş ailede olduğunu söyleyen Mehmet Açık Dedelik yapmaya yetkisi olan kendilerinden başka diğer dört aileyi şöyle sıralıyor: Salih Çavuşlar. Onların torunları köyde ve İstanbul’da dedelik yapıyorlar.

Kabak Mustafa. Torunları köyde ve İstanbul’da dedelik yapıyor. Almusta Muharrem Şahin’in Dedelik yaptığını onun amcası Salih Şahin’in bilgili cem yapan bir dede olduğunu söylüyor. Halil Koç Ağa’lar. Torunu. Halil Koç, Bilgili bir dede, köyde cem yürütüyor.

Kara Salih: Torunları. Pek bilmiyorlar. Dedeliğe diğer soydan dedeleri yanlarına alarak çıkıyorlar.

Bir de yine Dedelik Yapan Ali Dede’den gelme Üç Kol varmış.

Rıza Dede’den gelen: Kemal Şahin Dede

Hasan Dede’den gelen: Duran Şahin Dede

Ali Şahin Dede gelen: Durmuş Şahin Dede’nin oğulları: Salih Şahin (Köyde cem yürütüyor- Varsıllıların Dedesi, önemliymiş). Bir de Rıza Şahin varmış o Hakk’a yürümüş.

 

Dedenin ifadesine göre kendi köyünden 167 Hane Çorlu’da insan yaşıyormuş.

 

Cemal Açık (Ortaokul)

 

Tokat Almus Gevrek. Kapımız sana her açık diyen Cemal Açık gerçekten yola gönül vermiş, bir yol eri. Emektar bir insan. Çorlu Cemevi için koşturan bir insan. Önümüzde büyüğümüz (babamız) var. Biz onu dinleriz. Şimdilik dedeliği o yapıyor. Bizim törede bu böyledir. Büyükler öndeyken bizler onu bekleriz. Biz yolumz için her şeyi yaparız, diyen dedemizi daha önceki toplantılarda da koştururken görüyordum. Son iki günde de benimle birlikteydi. Bir yol sevdalısı olan Dede, sevgi, saygı dolu bir insan.

Şarköy’de Tokat, Zile, Artovalilar varmış. Yeniçiftlik’te bir cemevi başlatıldığını ondan öğreniyorum. Birçok dedeyi tanıyan Cemal Açık her konuda bizlere yardımcı olmak için canla başla çaba gösteren; yol eri, demokrat, devrimci, çevre dostu, emekçi, çocuklarının sevgili babası.

 

 

Pir Sultan Abdal Sunumu,  3 Haziran Pazar

 

Çorlu Belediyesi'nin de katkılarıyla Cem Vakfı Çorlu Şubesi tarafından Çorlu Belediyesi Memduh Şevket Esendal Sahnesi'nde Pir Sultan Abdal Sunumu yapıldı. Değerli Araştırmacı Yazar (Bektaşi Babası) Dursun Gümüşoğlu'nun Volkan Yılmazer’in, Emre Gümüşoğlu ve Korosu, Şems-ü Kamer nefesleri ve Sinevizyon eşliğinde gerçekleştirdiği yol önderimiz, büyük ozan Pir Sultal Abdal’la ilgili muhteşem sunumda salonu dolduran yüzlerce can tek yürek halinde sevgi, saygı ve muhabbet bağında, duygu yoğunluğunda buluştu. Emeği geçenlere, başta Çorlu Şube Başkanı Muzaffer Bildal olmak üzere herkese teşekkür ediyoruz. ; Volkan Yılmazer, Emre Gümüşoğlu ve Gurubu, Şems-ü Kamer nefesleri ve Sinevizyon eşliğinde gerçekleştirdiği yol önderimiz, büyük ozan Pir Sultan Abdal'la ilgili muhteşem sunumunda salonu dolduran yüzlerce can tek yürek halinde sevgi, saygı ve muhabbet bağında, duygu yoğunluğunda buluştu. Emeği geçenlere, başta başkan Muzaffer Birdal olmak üzere herkese şükranlarımızla...

Not: Bu gezi esnasında elde edilen tüm adres bilgileri on altı yıldır olduğu gibi CEM Vakfı Bilgi Bankası’na iletilmek üzere Vakfa verilmiştir.

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile