Sel – Beytullah Özilhan

Sel – Beytullah Özilhan

Beytullah Özilhan Abi’yi çok mu çok severim. Sadece ben mi severim, tüm tanıyanlar, hele de öykü / roman okurları da, yazarlar da onu çok severler. Beytullah Abi Anadolu insanıdır, Anadolu insanı gibi düşünür, Anadolu insanı gibi yaşar ve Anadolu insanı için yazar.

Köy romanı türü var mı, yok mu, bu tür tükendi mi türünden nice nice yazılar yazılır. Köyü, köylüyü, orada yaşananları, tüm sosyal ilişkileriyle birlikte doğasını, geleneklerini, ölümcül yazgılarını ve de inançlarını, köylü mizacını ve köy mizahını da bazılarının çok küçümsediği o çok uzaklarda denilen köyü anlatan bu benzersiz eserlerde buluruz. Bu türde benim de en çok sevdiğim Fakir Baykurt başta olmak üzere, Yaşar Kemaller, Reşat Nuri Güntekinler, Necati Cumalılar bu türün ilk aklıma gelen isimleridir. Ama yüzlerce isim de vardır elbette bu konuda yazan, bu türden beslenen, etkilenen.

Beytullah Özlilhan bunlar içinde kendine özgü kaleme sahip bir değerli yazarımızdır. Tüm karakterler, tüm imgeler, tüm tasvirler, köye ait her şey onun kaleminde bir başka canlanır belleklerde. Daha önce Bal, Dişçi, Kaval kitaplarını okumuştum. Örneğin Dişçi’te Anadolu’nu kışı, karı, köydeki ahırlar, atlar, muhabbetler ne de güzel anlatılır, ne de güzel dile gelir dostça gülen, konuşan ağızlar…

Bu sabah da, Özilhan’ın Sel isimli uzun soluklu öykü kitabını okudum, bitirmenin mutluluğunu yaşadım.

Kitapta Anadolu’da, Erzincan’da geçen bir olay eksenindeki anlatılar var.  Bir köyde köylülerin, bin bir sorunu tarihin bir yazgısı gibi yine kendi içinde yaşayıp giderken, “Sel”le birlikte bir muhtarın “Başvekil”i görmek için Ankara’ya geliş öyküsü büyük bir akıcılık, merak, karakter örgüleri içinde anlatılmış bu kitapta. Köylünün bir umudu varsa o da; muhtarın Osmanlıca’ya da seven başvekille görüşüp uğradıkları zararın telafinin bir anca önce sağlanmasıdır.

Köyün; güngörmüş, hala dizinde Suriye sınırında yediği bir kurşununun sızı olsa da, zaman zaman çektiği acılara rağmen hayattan da memnun olan muhtarı bilmediği bir şehrin soğuk sokaklarındadır. Büyük umutlarla gelip yerleştiği bir otelde günlerce uğraşsa da, Ankara’da aradığını bulamayacağını anlayınca kendince bir çözüm fikri üretiyor, kendini yakma pahasına halkın onu zorlayan son umut olma düşüncesi yapılmayacağı ona yaptırıyor. Sonunda düşünü gerçekleştiriyor ve başvekille görüşüp, köyünün uğradığı zarardan köylüyü kurtarmanın yolunu buluyor.

Sevgi akıyor satırlardan, yalınlık sarıyor sizleri kitabı okurken… Mendilden çıkarılıp kâğıda sarılan sarı tütünün kokusu, halı satmaktan yorulan bir satıcıyla, kahvelerde saz çalan bir aşığın yorgunluk gidermek için doya dostça çay içişleri… Ayaküstü sohbetler, iki kişiyi bir yatakta yatırsa da, iki kişi parası alan fırsatçılar dünyası, lokantalardaki kısa ama unutulmaz tanışıklıklar, azim ve kararlılıkla hedefine doğru yürüyen bir köy muhtarının bazen umut, bazen karabasanlar içindeki düşlerinin sabahla hayra yorulması isteği var Sel kitabının satır aralarında.

 

Köy burası, her türden insan yaşar ama bazı köylerde her dinden, her kökten de insan yaşayabilir; hepsi bir olmaz köylerin ama yaşam çok benzerdir Anadolu’da köylerinde. Varsa tarımı, hayvanı, ineği, davarı, varsa ağası, okuyanı, çalışkanı ve de tembeli; hep benzer biri birine çekilen çileler, ezilen kadınlar, hep sürülür dövenler harman yerinde bir rüzgâr çıksın umuduyla…

Yarınlar aydınlık olsun, kışların sonu yaz bahar olsun… Kıtlık bolluğa bıraksın yerini, denir… Karakış, zemheri çeksin gitsin, koç katımları olsun, Hızır çar günlere yerişsin, Nevruz çiğdemleri artık açsın, kuzular melesin kırda bayırda ve nihayet cemreler toprağa indikten, Hıdırellez günlerine erdikten sonra görme sen çalışmanın ve çalışmayla birlikte insanların mutluluklarının artmasını…

Akşam başı yastığa değince veya yorgan altında koyun koyuna buluşunca köylüler haz alsınlar yapmacıksız sevişmelerden, burnunda sümükler akan çocuklar haz alsınlar ellerinde tuttukları somunlardan, haz alsınlar analarını emen emlik kuzular koyunlardan, haz alsın toprak yağan yağmurdan, dağlar kardan ve ağaçlar çiçeklerden, kuşlardan…

Beytullah Özilhan çağımızda köklerini zerre kadar unutmadan, aynı tadı, aynı hazzı, lezzeti, lirizmi içinize akıtarak yazı yazan, köy gerçeğini hala var eden ender isimlerden birisi belki de…

Yüreği körük gibidir onun; sevdalar tutuşsun, ateş yansın yeter ki, köz eksik olmasın insandan ve insanlıktan yana…

Türkü, Kürdü, Ermenisi, Rumu, Alevisi, Sünnisi birlikte yaşasınlar kardeşçesine, namussuz olmasınlar yeter ki…

Hakça üretimden, hakça bölüşüm sağlansın adaletle…

Teraziler doğru ve eşit tartsın şekerini de, gazını da, sevgisini, de tasasını; yeter ki insanlar paylaşmasını unutmasınlar…

Barış olsun yurdumda, tarlalar nadasa bırakılmasın altın başaklardan bal damlasın, gelecek yarınlarımıza…

Yavrularımızın gülen yüzleri solmasın, doktorlar olsun, insanı sevgiyle saran valiler, polisler, hem de öğretmenler kitap okuyan, aydınlatan yurdunu, bayrağını insanlık adına yücelten…

İnsanlık sevgisiyle, sevdasıyla özleşmiş, tüm dünya insanlarını bir ve kardeş bilen yazarlar, ozanlar hep var olsunlar, tüm karanlıklara, baskılara, yok etmelere karşın…

İşte üstadımız Beytullah Özilhan onun fevkindedir, onun özlemindedir, umudundadır… Onun umudu hiç bitmez, sabah olmayan hiç gece, iyi olmayan hiçbir yara yoktur. El birliğiyle ne edip edip zorluklar aşılır, sabaha çıkılır. Çünkü ona göre sabahın bir sahibi vardır…

Doğan gün kutlu bir gündür, ışık aydınlık sağlık ve bolluk, bereket ve umuttur Anadolu toprağında…

 Beytullah Özilhan’lar hiç eksilmesinler bu yurt toprağından; babacan, Kalender, can versen canana, insanlığa, bir karıncayı incitmeyene, sevda türküleri söyleyen, açıp bir dosta yarasını gösteren…

İnsanlık ülküsü başak başak büyüse yurdumda, tüm dünyada, aydınlık yarınları birlikte kursa kızlarımız, oğullarımız…

Romanlar, öyküler, şiirler hep yazılsın, sonsuza kadar bu gönül gözü olan eller …

 

Selam olsun can dosta,

Selam olsun Anadolu’ya, seni ite köpeğe teslim etmeyecek, kara kışta ayazda dışarıda bırakmayacak, çıkarsız seven Anadolu insanına…

 

Ayhan Aydın

18 Haziran 2022

 

(Sel, Beytullah Özilhan, Tunç Yayıncılık, Ocak 2018, İstanbul)

 

(Beytullah Abi'yi çok seven Kadir İncesu'ya da selam olsun...)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile